Deniz ABİDİN

Sosyolog Ayça Kurnaz, Kıbrıs sorununun çözülmesinin toplumsal benlik ve huzur için gerekli olduğunu belirterek, toplumdaki belirsizliğin ancak çözümsüzlüğün ortadan kalkmasıyla mümkün olabileceğini  söyledi.

Kurnaz,"Bunu yaparken ise en önemli nokta sağlıklı bir barış kültürü yaratabilmek için toplumsal travmaların kabul edilip tedavi edilmesi olmalıdır. Kabullenme ve affetme çözüm sürecinin en önemli iki unsuru olmalıdır"dedi.

"Yaşanan ekonomik sorunlar, istikrarsız siyaset, sorunlardan dolayı tahammülsüzleşen bireyler toplumsal benliğin zedelenmesine neden olmaktadır"diyen Kurnaz, "ekonomi ve siyasette belirsizliğin olması bireylerin gelecekleriyle ilgili endişe duymasına neden olmaktadır" şeklinde konuştu.

 

Sosyolog Ayça Kurnaz,son zamanlarda toplumda daha önce çok fazla yaşanmayan olayların yaşanıyor ve suç unsurlarının artıyor olduğuna dikkat çekerek, bu durumun toplumda gerginliğin ortaya çıkmasına neden olduğunu belirtti. Sürekli sorunlarla karşılaşan ve çözüm yolunu bulamayan bireylerin  kendi toplumuna ve kendine duyduğu güvende zedelemeler yaşamakta olduğunu belirten Kurnaz, bireyin hem  kendine hem de  topluma yabancılaşmaya başladığını kaydetti. Değişen toplum yapısının, yeni olayların yaşanmasına zemin hazırladığını ifade eden Kurnaz,  toplumun şu anda bir geçiş döneminde olduğunu kaydetti.

"Sosyal değerlerimizi kaybettik"

Kurnaz,  bir taraftan kültürümüzü korumaya çalışan bir kesim varken, bir taraftan da modern hayata son sürat giden bir gençliğin olduğunun görülmekte olduğuna vurgu yaparak, teknolojiye yetişmeye çalışırken çoğu zaman sosyal değerlerin kaybedildiğiningörüldüğünü söyledi. Sosyalleşmenin yerini facebook, sohbetin yerini ise sanal konuşmaların aldığına dikkat çeken Kurnaz,  her iki durumun harmanlanarak yaşanmasının aslında kültürel değerler için şart olduğunu belirtti.

"Sonuçlarını toplum olarak çekiyoruz"

Kurnaz, şunları söyledi, "Toplumumuz göç aldıkça, nüfus çoğaldıkça, toplum yapısı değişmekte tanımadığımız olaylarla karşı karşıya kalmaktayız. Yeni nüfus yapısıyla kendisine yer edinmeye çalışan insanlar uygun ortamları bulamadıklarında sıkıntı yaşamakta, bu sıkıntıların sonuçlarını hep birlikte biz toplum olarak çekmekteyiz. Değişen şartlara adaptasyon için devlet politikasının ve çalışmalarının bulunmaması ise sorunların katlanarak büyümesine neden olmaktadır"

"Ekonomi ve siyaset belirsiz"

Toplum yapısının değişmekte olduğunu kabul edip yaşanan gerçeklerle yüzleşmek gerektiğini söyleyen Kurnaz,  toplum olarak kafamızı kumun içinden çıkarıp gerçeklerle yüzleşmek gerektiğini belirtti. "Yaşanan ekonomik sorunlar, istikrarsız siyaset, sorunlardan dolayı tahammülsüzleşen bireyler toplumsal benliğin zedelenmesine neden olmaktadır"diyen Kurnaz, "ekonomi ve siyasette belirsizliğin olması bireylerin gelecekleriyle ilgili endişe duymasına neden olmaktadır" dedi.

"Tatminsiz ve mutsuz bireyler..."

Sorunlar arasında sıkışan bireyin çözüm bulamadığı noktada tatminsiz ve mutsuzluk duygusu yaşamakta olduğuna dikkat çeken Kurnaz, kişinin kaliteli yaşamından uzaklaşmak zorunda kaldığını söyledi. Kurnaz, "Özellikle genç nesillere bakıldığında ailelerinin sağladığı imkanlar dahilinde mutlu olmaya çalıştığını, aileden gelen hazır imkanlara alıştıkları için kendi işlerinde sabırsız ve tatminsiz olabildiklerini görmekteyiz. Birçok genç hayatlarını geçindirecek kadar para kazanamadığı veya kendi işini yapamadığı için kendini yetersiz görmekte tatmin olmak için farklı arayışlara girebilmektedir" diye konuştu.

"Kurumlara olan güven sarsıldı"

Devlet kurumlarının özelleştirilmesi ve göç yasasından dolayı da kurumlara olan güvenin zedelenmeye başladığını dile getiren Kurnaz,  hükümette sürekli değişimlerin yaşanmasının devlete olan güvenin ve inancın da sarsılmasına neden olduğunu belirtti. Kurnaz, bireyler istikrarlı ve güven veren bir sistem ihtiyacı içerisindeyken, hükümetin sürekli değişmesinin toplum içindeki kaygıyı artırdığını söyledi.

"Koordinasyon Ofisi yönetime karşı öfkeyikörükledi"

Kurnaz, alınan kararların istikrarlı olmaması ve dış güçlerin içişlerine karışmasının toplum içinde endişenin artmasına neden olduğunu belirterek, Koordinasyon Ofisi'nin açılmasının gündemde olduğu bugünlerde spor ve kültürel etkinliklerinde elden gideceği endişesinin, özellikle gençlerde yönetime karşı öfkenin körüklenmesine neden olduğunu kaydetti.

Kurnaz, "Kendi kültür ve kurumlarımızı yönetemeyeceğimiz imajının oluşmasına neden olan Koordinasyon Ofisi toplum bireylerinin kendilerinin ve toplumlarının yetersiz olduğunu hissetmelerine neden olabilmektedir" dedi.

"Birey yalnızlaştı"        

Kurnaz, şöyle devam etti, "Bunun yanında alım gücünün gittikçe düştüğü bugünlerde herkes kendi gemisini kurtaran kaptan olarak hayatını sürdürmek zorunda bırakılmakta, bu durum da bireyin yalnızlaşmasına neden olmaktadır. Bankaların borçlandırma sisteminin bireylerin bütçelerini zorladığını, ödeme zorluklarından dolayı da depresyona ve yetersizliğe ittiğini görmekteyiz. Kredi kartları alışverişi kolaylaştırırken, bir süre sonra gelir gider dengesinin bozulmasından dolayı borçlanan kişi kendini borç batağında bulabilmektedir. Bireylerin sorunlarını yalnız başına çözmeye çalışması umutsuzluğu artırmakta, çıkış yolu bulamama durumunda, kimi zaman suça itilmesine de neden olabilmektedir"

"Kabullenme ve affetme en önemli iki unsur"

Kurnaz,toplumdaki belirsizliğin ortadan kalkması için yıllardır her iki toplumda da yara olan çözümsüzlüğünortadan kalkması gerektiğini belirterek, şunları söyledi, "Barış için görüşmelerin yapıldığı bu dönemde çözüm için umutların yeşermeye çalışıldığı görülmektedir ki Kıbrıs sorununun çözülmesi toplumsal benlik ve huzur için gereklidir. Bunu yaparken ise en önemli nokta sağlıklı bir barış kültürü yaratabilmek için toplumsal travmaların kabul edilip tedavi edilmesi olmalıdır. Kabullenme ve affetme çözüm sürecinin en önemli iki unsuru olmalıdır"

"Aile ve toplumsal bağ geliştirilmeli"

Kurnaz, toplumda yaşanan değişimlerin, geleceğin belirsiz olmasının, ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın sorunları yakından yaşayan toplumun büyük bir bölümünü bunalım içerisine soktuğuna dikkat çekti. Kurnaz, bu bunalımın giderilmesinin devletin sağlayacağı imkanlarla doğrudan bağlantılı olduğunu ifade ederek, daha istikrarlı bir ekonomi sağlayabilmenin  devletin bir görevi olduğunu söyledi. Kurnaz,"Bunun yanında bireyin aile ve toplumsal bağlarının geliştirilmesi de bunalımın giderilebilmesi için önemlidir"dedi.

"Güveni devlet sağlamalı"

"Önemle üzerinde durulması gereken nokta toplumun gidişatının iyiye gitmesiyle ilgili toplumun her kesimine ayrı ayrı görevler düştüğünün farkında olmaktır" diyen Kurnaz, değişen toplum yapısını ve şartları inkar etmek yerine kabul etmeli, asimile olmadan yeni kültürleri de kabul etmeyi öğrenmek gerektiğini kaydetti.Kurnaz, bireysel yerine toplumsal düşünmeyi öğrenmenin ancak bilinçlenmeyle olacağını belirterek, yaşadıklarının farkında ve bilincinde olan toplumun inisiyatif alabilen güçlü bir toplum olduğunu kaydetti. Kurnaz, toplumsal sorunlarla başetme becerisinin ancak birlik olmayı başarma ve inanmayla ilgili olduğunu belirtti. Kurnaz, bireylerin kendi toplumlarına güvenmesi gerektiğini,  bunu sağlamanın  da devletin görevi olduğunu söyledi.