Eski başbakanlardan CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıslı Türklerin, din ve Türklük üzerinden sınanmaması gerektiğine dikkati çekti. Soyer, ekonomi uygulamalarıyla ilgili olarak da kendisini “liberal” olduğunu ifade eden kesimlerin “rantçı” olduğunu savundu. Ferdi Sabit Soyer, “Bizdeki liberaller rantçıdır” dedi. 

Eski Başbakanlardan, CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, gündem yaratacak açıklamalarda bulundu. Günaydın Ada programında Gözde Bekir’in konuğu olan Soyer, ezan tartışmalarıyla beraber toplumda yaşanılan gerilimleri, hükümetin çalışmalarını ve ekonomik 
adımları değerlendirdi. 

“MÜZMİN GRİP, İSHAL GİBİ” 

Özel sektörde yaşanılan sıkıntıların bir türlü geçmek bilmeyen bir grip gibi olduğunu söyleyen Soyer, doğru tedavi teknikleri uygulanmadığı içinde bu sıkıntıların aşılamadığını belirtti. Soyer, “Tedavi bir türlü kullanılan ilaçlardaki pozisyonunu, sonuçlarını irdeleme konusunda yeteneksizlik nedeniyle hasta olunuyor. Bu konuda hastalık bitmiyor. Yani müzmin grip, ishal gibi bir haldeyiz. Bu bakımdan tedavi ediyorsun, bir müddet sonra bunun sonuçlarını irdelemediğin için, tekrar aynı hastalığa yakalanıyorsun. Kısır döngü de bunun üzerinden gitmektedir.” 

Ekonomiyle ilgili tartışmaların genelde içi boş şekilde yürütüldüğünü ifade eden Soyer, bu alışkanlığın bir kenara bırakılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı: 
Soyer şöyle dedi: 

“PROGRAMI ALKIŞLIYORLARDI” 

“2009’dan bu yana bu program uygulanıyor. Onun için tüketimi azaltacağız, tasarruf tedbirleri yapacağız. Bakıyorum bu programı çok büyük ölçüde alkışlayan Ticaret Odası ve Sanayi Odası, döviz krizinin oluşmasıyla ilk yaptıkları açıklamada ne oldu, derhal hükümet 13. maaşları kamu görevlilerine erken erken ödesin dedi. Öbürü de açıklama yaptı; maaş ve ücretler arttırılmazsa biz de sendikalarla beraber eyleme çıkacağız. Hani sizin modeliniz tüketimi kısma modeliydi. Bunu bir irdelemek var mı?” 

CTP, SOSYALİZMDEN UZAKLAŞTI MI? 

“Hükümetteki uygulamalarıyla CTP size göre sosyalizmden uzaklaştı mı” sorusuna da yanıt veren Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Emeği insanı barışı ve demokrasiyi temel alan bir hareket sosyalist değerlerden insani değerlerden demokratik değerlerden uzaklaşamaz. Üstelik bir başka unsur daha var; benim sosyalist olmam ülkemin temel bir kısım sorunlarına farklı bir kısım çözüm modellerini önermemi engelleyemez. Çünkü bir sosyalist insanın temel bir görevi vardır; o da toplumunun üretken bir yapıya kavuşmasını sağlamak, üretmek, yapıya kavuşmasını sağlamak, üretken bir yapıya girebilmesi için, sosyal adalet yapıları içerisinde emeğin üretkenliğini verimliliğini geliştirmek, yatırım ikliminin önünü açmak ki, memleketinde üretkenlik gelişsin. Ama bunun tek bir temeli vardır, o da sosyal adalet ve demokratik hukuk devleti” 

“BİZDEKİ LİBERALLER RANTÇI” 

Eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyher, ülkedeki liberal kesimleri de rantçı olmakla suçladı. Soyer, “Serbest ekonomiden bahsedenlerin önemli bir kısmı rantçıdır. Ama serbest ekonomi modelinde rant yoktur. Onun için bunların liberal diye geçinenlerin çok önemi bir kısmı rantçıdır. Hem kamu üzerinden rant etmek hem de piyasanın vahşiliği içinde insanlardan rant etmek için uğraşırlar” dedi. 

“ACIDAN BAL ÇIKMAZ” 

“Acıdan bal çıkmaz” diyen Soyer, sırf hükümetleri eleştirmek ve seçimde avantajlı bir konuma gelmek için ülke gerçeklerinden uzak tavırlar sergilenmemesi gerektiğini de vurguladı. 

“KİMSE BİZİ DİN ÜZERİNDEN SINAMASIN” 

Ülkemizde Lefke bölgesindeki 3 camide sabah ezanının hoparlörden duyurulmamasıyla birlikte başlayan tartışmaları değerlendiren Soyer, Kıbrıslı Türklerin din ya da milliyet üzerinden sorgulanmaması gerektiğini vurguladı: 

Soyer, “Ben buna hiç tahammül edemiyorum. Çünkü vesayet döneminde de bizden ne kadar Türk olduğumuzu ve ne kadar Atatürkçü olduğumuz gayreti vardı. Bu ispat talep edilirdi bizden. Şimdi de kusura bakılmasın aynı şekilde ne kadar dindar ve Müslüman olduğumuz talebi geliyor. Biz ne için kendimizi ispat edeceğiz ne kadar Atatürkçü ne kadar dindar olduğumuzu. Biz buyuz” dedi. 

Geçmiş yıllarda da benzer hadiselerin yaşandığını hatırlatan Soyer, dinin bunu suiistimal eden kesimlerin eline bırakılamayacak kadar hassas bir konu olduğunu savundu. Soyer, şunları söyledi: 

“BİR DÖNEMİN MÜZEVİRLERİ SAVUNUCU OLDU” 

“2001 yılında bunlar meclise bir yasa getirdiler, KKTC üniversitelerine türbanla giriş yasaklansın diye. Biz CTP olarak şiddetle karşı çıktık bunun kavgasını yaptık. Çünkü insanların yaşam biçimi ve inançlarına ve önün gerektirdiği yaşam biçimine müdahale mümkün değildir ve bizi şeriatçı olmakla suçladı ve bizi o dönemdeki Türkiye yönetimlerine bunlar şeriatçı diye müzevirlerdiler. Şimdi Rumculuktan, Moskovacılıktan, İngilizcilikten sonra şeriatçı da olduk. Şimdi ise bunlar hafif tertip sakallarını da uzatıp, burada zamanında TC Elçisi görevdeyken Sayın Halil İbrahim Akça, onun Cuma günü hangi camiye gittiğini tespit edip, hepsi ondan önce camiye gitme yarışındaydı. Dolayısıyla bu tür tiplere emanet etmeyecek kadar manevi ve ulvi bir değerdir din.”