TÜRKİYE OLUMLU BULDU: Başbakan Ömer Kalyoncu’nun geçtiğimiz hafta Türkiye’ye gönderdiği ve hem CTP hem de UBP’nin hassasiyetlerini içeren “İleri istişare maksatlı KKTC Belgesi” Türkiye tarafından olumlu karşılandı. Hükümet temsilcileri su konusunu tamamlamak için Ankara’ya gidiyor

ANKARA YOLCUSU: Ömer Kalyoncu’nun geçtiğimiz hafta Türkiye’ye gönderdiği belgenin Türkiye tarafından olumlu bulunmasının ardından su konusundaki süreç hızlandı. Maliye Bakanı Birikim Özgür, Tarım Bakanı Erkut Şahali ve Ekonomi Bakanı Sunat Atun görüşmeleri tamamlamak adına ileriki günlerde Ankara’ya gidecek

KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞINA ONAY: Uzlaşmaya yakın belgeye göre Maliye Bakanlığı’na bağlı Merkezi İhale Komisyonu’nun açacağı ihalede karar tamamen KKTC makamlarında olacak. Uzlaşı metninin imzaya dökülmesi ile birlikte, ilk üç aylık sürede ihale şartnamesi hazırlanacak, devam eden dokuz ay içerisinde ise ihale süreci tamamlanacak

OLUMLU KARŞILANAN MADDELER: Havadis’in elde ettiği bilgilere göre olumlu karşılanan maddelerden bazıları şunlar:
- İhale şartnamesi 3 ayda yazılacak
- Devam eden dokuz ayda ihale tamamlanacak
- Bu sürede suyun belediyelere ulaşımını DSİ sağlayacak
- İhaleyi Merkezi İhale Komisyonu açacak
- Kullanım suyu için ayrı, tarım amaçlı ayrı ihale açılacak
- Tahsilatı belediyeler yapmaya devam edecek
- Belediyeler hem ülkesel yönetimi hem de bölgesel su yönetiminde etkin olacak
- Su fiyatı 4.5 TL’yi geçmeyecek
- İlk bir yılda DSİ kar amacı gütmeden hizmet verecek
- DSİ “su geliri” ile fon oluşturacak, biriken kaynak belediyelerin borçları için kullanılacak

Bertuğ TOPAL

Su yönetimi konusunda Türkiye ile KKTC devletleri uzlaşmaya çok yaklaştı. Geçtiğimiz hafta içerisinde
KKTC hükümetinin rolü, belediyelerin pozisyonu, ihale süreci gibi önemli noktaları içeren yeni bir metni Ankara’ya göndermişti.

Ankara’daki devlet yetkilileri bu metni inceleyerek KKTC makamlarına geri dönüş yaptı. Metin üzerinde Türkiye’nin tavrının olumlu olmasıyla su krizinin çözümünde sona yaklaşıldı.

“İleri istişare maksatlı KKTC Belgesi”, yaklaşık sekiz aydır süren sürece nokta koydu.

İçerisinde çok ciddi reformları da barındıran belge, hem CTP hem de UBP’nin hassasiyetlerinin harmanlanması ile ortaya çıkmıştı.

Tüm bu gelişmelerin ardından hükümet yetkilileri ileriki günlerde Ankara’da su konusunu tamamlamak üzere ziyaret gerçekleştirecek.

Hükümet Ankara yolcusu

Türkiye’nin  “İleri istişare maksatlı KKTC Belgesi”’ni olumlu bulmasıyla su krizinde duraksayan gelişmeler hız kazandı.

Hükümeti temsilen Maliye Bakanı Birikim Özgür, Tarım Bakanı Erkut Şahali ve Ekonomi Bakanı Sunat Atun ileriki günlerde hükümetler arası görüşmeler yapmak üzere Ankara’ya gidiyor.
Ankara’da mevkidaşları ile görüşecek olan hükümet temsilcileri su konusunda uzlaşı arayacak.

Uzlaşıya çok yaklaşıldı

Havadis’in güvenilir kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Maliye Bakanlığı’na bağlı Merkezi İhale Komisyonu’nun açacağı ihalede karar tamamen KKTC makamlarında olacak.

Kullanım suyu ve tarım suyu olmak üzere iki ayrı ihale yapılacak.

Uzlaşı metninin imzaya dökülmesi ile birlikte, ilk üç aylık sürede ihale şartnamesi hazırlanacak, devam eden dokuz ay içerisinde ise ihale süreci tamamlanacak. Bir yıllık sürede acil olan dağıtım ve yatırım işlemi Türkiye Devlet Su İşleri tarafından yürütülecek.

Belediyelere ise, hem üst su kurulunda, hem de işletmede güçlü temsiliyet verilecek, ancak bu temsiliyet başkanların “siyasi çıkar gözeterek yatırımı engellemesine” izin vermeyecek. Belediyelerin onayı olmadan, ihaleyi alan şirket, o bölgede yatırıma başlayamayacak.

Türkiye’den olumlu yanıt

Başbakan Ömer Kalyoncu’nun Ankara’ya gönderdiği ve tıkanan müzakere sürecinin önünü açacak belge, Türkiye tarafından da olumlu karşılandı. Böylece 8 aydır TC ile KKTC arasında devam eden su krizinde uzlaşıya yaklaşıldı.
Sekiz aydır devam eden tartışmalarda, Türkiye, CTP, UBP ve toplumsal muhalefetin yanı sıra belediyelerin de hassasiyetlerini gözeterek hazırlanan metin, su konusunda üst kurul getirecek.

Kamu- Özel ortaklığı

KKTC hükümeti, sekiz aydır devam eden tartışmalar ışığında, tüm kesimlerin hassasiytlerini içeren bir belge hazırlamıştı.

“Kamu- özel ortaklığı” modelini içeren uzlaşıda, belediyelerin de aktif olarak üst yönetimde ve bölgesel yönetimlerde aktif olmasına özen gösterildi.

Hem anayasa hem de yasaların su yönetiminde belediyeleri yetkili kılması, ayrıca belediyelerin içerisinde bulunduğu durum, gelinen aşamada etkili oldu.

20 maddede uzlaşı

Toplam 20 maddeden oluşan yeni öneri metni Türkiye’de olumlu karşılandı. İhalenin KKTC’de açılması, DSİ’nin herhangi bir yönetim mekanizmasında yer almaması, danışman olarak hizmet vermesi, belediyelerin etkin bir şekilde süreçte yer alması, yüzde 8 olarak öngörülen ciro payının yüzde 12’ye çıkarılması, suda üst kurul kurulması, fiyatın üst kurul tarafından belirlenmesi gibi bir çok hayati konu yer alıyor.

Barajdan teslim alınacak

Uzlaşıya çok yaklaştıran metne göre Anamur’dan gelen su, KKTC makamları tarafından Güzelyalı pompa istasyonunda devralınacak. Ardından yatırım için ihaleyi kazanan şirket, devlet ve belediyeler, suyun dağıtım ve tahsilatında işbirliği içerisinde bir model geliştirecek.

İhale süreci tamamlanana kadar, dağıtımı ve acil yatırımları DSİ, tahsilatı ise belediyeler yapacak. Her belediye ayrı ayrı sürece dahil olmak için başvuru yapacak. İlk bir yılda oluşturulacak bir fonda biriken 100 milyon civarında bir kaynak, belediyelerin borçlarının yapılandırılması için kullanılacak.

Kritik bir yıl

KKTC ve TC arasında “su yönetimi” ile ilgili pozisyonları belirleyen uluslar arası anlaşmanın imzalanması ile birlikte, KKTC makamlarına ciddi sorumluluklar yükleyen en fazla 12 yaşanacak.

İlk üç ayda su ihalesi ile ilgili ihale şartnamesi hazırlanacak.

Ardından da takip eden en geç dokuz ayda ihale tamamlanacak ve kamu- özel ortaklığında bir yatırım süreci başlatılacak.

Bu sürede DSİ

Şartname hazırlığı ve ihale süresince, su mevcut şebekeler üzerinden DSİ tarafından dağıtılacak, tahsilatı ise belediyeler yapacak.

Bir yıllık sürede tahsilatı belediyeler yapacak ve suyu DSİ’den satın alacak. DSİ ise, topladığı parayı bir fonda biriktirecek ve bu para da “belediyelerin yapısal durumunu güçlendirecek ve borçlarının ödenmesinde kullanılacak”. 100 milyon TL civarında bir paranın fonda birikeceği öngörülüyor.

Fiyatı üst kurul belirleyecek

Uzlaşı ile “Su Üst Kurulu” oluşturulması netlik kazanacak. Telekom alanını denetleyen ve düzenleyen “Bilgi Teknolojileri Üst Kurulu” model olarak alınacak.

Sudaki tüm projeleri yönlendirecek olan bu kurul, aynı zamanda üst fiyatı da belirleme yetkisine sahip olacak.
Böylelikle, ihaleyi alan şirket, zam yaparak vatandaşın ekonomik durumunu tehdit eden bir süreç yaşatamayacak.
Suyun fiyatı ise, ihale sürecinde belirlenecek ve vatandaşa suyu en ucuza satmayı taahhüt eden şirket, ihalede de avantajlı sayılacak.

Aynı anda iki ihale

Merkezi İhale Komisyonu, şartnamenin hazırlanması ile birlikte, iki kritik ihale açacak. Biri kullanım, diğeri ise tarım için kullanılacak suyun yatırım ile birlikte dağıtım ve tahsilat kısmını kapsayacak.
Belediyelerin süreçte güçlü bir şekilde yer alması, ihale şartnamesi ile birlikte karar altına alınacak. İlgili şirketler sadece kullanım ya da sadece tarım suyu ile ilgili ihale yanında, her ikisine birden de katılabilecek.

DSİ’nin kar amacı yok

Uzlaşı durumunda DSİ’nin ihale süreci tamamlanana kadar, kar amacı gütmeden süreçte olmayı kabul ettiği kaydedildi.

Buna göre, ilk bir yılda belediyelerle işbirliği içerisinde çalışacak olan DSİ, her türlü teknik desteği de verecek.
Bir yıllık sürede, su kurumu elemanlarının yetiştirilmesinde DSİ aktif rol oynayacak. Bu sürede suyun fiyatının 4 ile 4.5 TL civarında olması bekleniyor.

Makul fiyata belediyelere suyu satacak olan DSİ, herhangi bir kar amacı gütmeyecek. Yatırımın dışında klan para ise fonda birikecek ve bu para da belediyeler için kullanılacak.

Lefkoşa ve Gönyeli’den çekiniliyor

Hükümetin Türkiye ile yaşanan olumlu gelişmelerin ardından tek çekincesi Lefkoşa Türk Belediyesi ile Gönyeli Belediyesi kaldı. Nüfusun büyük kısmını oluşturan bu iki bölgede uzlaşılan metne karşı direnç gelmesi halinde yeniden bir kriz yaşanmasından korkan hükümet, yaptığı iç diyaloglarla bu konuyu da aşmaya çalışıyor