“ERKEN SEÇİM MÜMKÜN”: CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat: Su konusu nedeniyle hükümette bir kriz çıkması durumunda buna çok üzülürüm. Çünkü biz UBP ile soğan kabuğu bir hükümet kurmadık. UBP ile son noktaya kadar su konusunda bir uzlaşmazlık olursa erken seçim mümkün olabilir

İKİ ÖNERİYE DE RET: Kendilerinin önerilerini Türkiye’ye sunduklarını ifade eden Talat, “İlk önce Türkiye bu suyun tamamen özel bir şirket tarafından yönetilmesini istedi, ardından ise Türkiye Devlet Su İşleri’nin yönetmesi önerisini getirdi. Her iki öneri de bu şartlarda mümkün değil” dedi

“YOK KARDEŞİM ÖYLE OLMAZ”: Talat, Özerk Su Kurumu yaratmak istediklerini ifade ederek “Biz Su Dairesi’ni aradan çıkarmak istedik. Onun yerine bir Su Kurumu oluşturalım ve hatta bu Su Kurumu özerk olsun istedik. Hükümetin talimatları ile hareket etmesin. Ama Türkiye buna “yok kardeşim öyle olmaz”  dedi

“ÖZÜR DİLERİM”: Talat: Türkiye ile ortak noktayı bulamazsak iyi olmaz. Türkiye’nin bize Rusya gibi davranacağını kimse düşünemez. Suda anlaşmazsak anlaşmayız ama anlaşmadık diye belediyelere parayı keser gibi bir davranışı Türkiye yapmaz. Eğer böyle bir şey de olursa Türkiye’yi tanıyamadım diye ben özür dilerim


Bertuğ TOPAL

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel başkanı ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye’den gelen suyun yönetilmesi konusunun “Evkaf’ın su meselesine” döndüğünü söyledi.
Talat, suyun yönetimi konusunda tıkanıklığın var olduğunu ancak bu tıkanıklığı kendilerinin yaratmadığını söyledi.
Kendilerinin önerilerini Türkiye’ye sunduklarını ifade eden Talat, “İlk önce Türkiye bu suyun tamamen özel bir şirket tarafından yönetilmesini istedi, ardından ise Türkiye Devlet Su İşleri’nin yönetmesi önerisini getirdi. Her iki öneri de bu şartlardan mümkün değil” dedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel başkanı ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, dün Radyo Havadis’te yayınlanan, Hüseyin Ekmekçi’nin sunduğu Mehmet Moreket ve Özdemir Tokel’in yorumcu olarak bulunduğu Çapraz Ateş programına katıldı. Talat, Türkiye’den gelen suyun yönetilmesi ve Türkiye ile yaşanan anlaşmazlık konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

“Evkaf’ın su meselesine döndü”

Talat, Türkiye’den gelen ve kimin yöneteceği konusunda anlaşmazlık yaşanan su meselesinin Evkaf’ın su meselesine döndüğünü ifade etti.
Talat, “suyun yönetimi konusunun bir değişiklik öneriliyorsa ve o değişiklik yüzünden bir süreç tıkanıyorsa ona o değişiklik nedeniyle tıkandı demeniz lazım” diye konuştu.

“Suda iyileştirme yapmak istedik”

Talat, normal su yönetiminin Su Dairesi’nin kuyudan çıkarmasının ardından elektrik parasını ödenmesi ve belediyelere 35 kuruşa satılması yöntemiyle uygulandığını ifade ederek normal sistemin bu olduğunu söyledi.
Türkiye’den suyun gelmesinin ardından Su Dairesi’nin suyu alıp belediyelere satması gerektiğini belirterek kendilerini bu sistemi geliştirmek istediğini söyledi. Talat, “Biz Su Dairesi’ni çıkarmak istedik aradan. Onun yerine bir Su Kurumu oluşturalım ve hatta bu Su Kurumu özerk olsun istedik. Hükümetin talimatları ile hareket etmesin. Bir şirket gibi çalışsın Türkiye’den gelen suyu ve belediyelerin Su Dairesi’nden aldığı suları da bütün bunların yönetimini ve işletmesini bu kuruma verelim dedik. Şimdi Su Dairesi’nin yaptığı işin ticari kısmını ona verelim. Su Dairesi yine denetim ve yönetim makamı olarak izin makamı olarak hangi kuyuların kullanılabileceğine karar veren makam olarak denetleyici olsun ama Su Kurumu da bu işi Su Dairesi’nden alsın çünkü iş büyüdü. Zaten bu işleyiş tamam bir işleyiş değildi. Çünkü çok ucuza verilirdi bu su” dedi.

“24 saat suyu düşünen bir kurum”

Kurulması planlanan Su Kurumu’nun 24 saat aklının fikrinin su olacağı bir sistem tasarladıklarını kaydeden Talat, bu kurumun profesyonel olacağını söyledi.
Kurumun bu iyileştirmeleri Su Dairesi’nin yönlendirmesi ve denetimi ile yapmasının planlandığını kaydeden Talat, kurumun şirket gibi çalışmayacağını söyledi.

“Özerk olacak”

Talat, Su Kurumu’nun bir bakanlığa bağlı olmayacağını kaydederek, “BRTK gibi özerk olacak. Yasaların değişikliği, bütçesinin yönetilmesi bakımından Başbakanlığa bağlı olacak, denetimini de Meclis Dilekçe Komitesi yapacak. Üyelerini Meclis seçecek. Görev süresi 5 yıl olacak her bir üyenin. Hükümet de değişse görevden alınamayacak. Ve bitince görev süreleri üyelerin yine Meclis seçecek. Dolayısıyla böyle bir mekanizma düşündük” ifadelerini kullandı.

Türkiye, “yok kardeşim öyle olmaz” dedi

Talat, Su Kurumu ile ilgili belediyelerin su konusunda kendi münhasır yetkileri olduğunu ifade ettiklerini belirterek, bu yetkiyi kimsenin kendilerinden alamayacağını ifade ettiğini kaydetti.
Talat, kendilerinin önerdiğinin şu andaki mevcut duruma bazı modifikasyonlar yapıp devamını sağlamak olduğunu belirterek Türkiyeli yetkililerin bu sisteme “yok kardeşim öyle olmaz” dediğ*ini söyledi.
Türkiye’nin isteğinin “Özel bir şirkete hepsini ihale edelim. Belediyeleri de ekarte edelim gelsin bu şirket parayı toplasın belediyelere da pay verilsin” şeklinde olduğunu kaydeden Talat bunun mümkün olmadığını belirtti.

“Tıkayan ben değilim”

Talat, “Yeraltı kaynaklarının kullanılmasına Su Dairesi dışında kimse karar veremez. Ama Su Dairemiz yeteri sağlamlıkta olmadığı için kimse müdahale edemiyor. Tıkayan ben değilim tıkayan “bu sistemi altüst edelim” diyen olması lazım. Türkiye mi sadece hayır başkaları da söylüyor. Belediyeleri biz nasıl bu sistemin dışına çıkarabiliriz bunu bana birisi anlatsın. Bu mümkün değil. O zaman neden baskı altına alınıyor” dedi.

“Özele verilirse istediği fiyatı uygular”

Vatandaşın bugün kısa güne baktığını ancak daha uzun zamana baktığında da suyun yönetiminin önemli olduğunu görmesi gerektiğinin altını çizen Talat, “Su fiyatını eğer bir şirket belirleyecekse sen istediğin kadar denetim yap o şirket belirler. Denetleme yetkin var ama hiçbir şeyi denetleyemezsin” şeklinde konuştu.

“Biz kendimizi çok büyük bir ülke olarak görmeyelim”

Talat, “Biz kendimizi çok büyük bir ülke olarak görmeyelim. Daha da tam devletleştik mi bilemiyorum. Kurumlar olarak. Bütçesinin önemli bir kısmını Türkiye’nin karşıladığı bir devletin Türk sermayesine karşı bir direnci olamaz. Eğer bir ülkeden para alıyorsan ülkenin desteğini alıyorsan o ülkeye haliyle daha bağımlı hale gelirsin. Bunu anlamamız gerek.
Belediyeleri biz işin dışına atamayız. Öyle 5-10 hisse vererek de olmaz. Bunu yapabilmemiz için lazım biz bu konuyu Meclis’e getirelim. Meclis’e geldiği anda Meclis’in önü ana baba günü olacak. Meclis bu yasayı geçiremez. Çünkü burası küçük bir toplumdur. 500 kişiye bile bu Meclis direnemez. Çünkü onun çoluğu çocuğu var. Gelir Meclis’in önüne dağıtır ortalığı” dedi.

“Su konusu kilitlendi”

Talat bugün itibarıyla su konusunun kilitlenmiş gibi gözüktüğünü ifade etti. Talat, bütçenin bitirilmesinin ardından bazı adımların atılabileceğini kaydetti. Talat, “Görüşmeler sürüyor tabi ne diyecek Tarım Bakanı sürmüyor demiyorum ben de. Ama tıkandı mı diyorsanız çok açık değil diyorum.
Ana hatların hepsi tamamlanmıştır. Suyun vatandaşa ulaştırılması bakımından ek yatırım gerektirecek bir durum yoktur. Kanalizasyon ve arıtma suyunun tarımda kullanılması ve yağmur suyu drenaj sistemi için yeni yatırım yapılması gerek. Acil yatırım yapılmıştır” ifadelerini kullandı.

“BESKİ’yi bir kenara koy DSİ yapsın bu işi demek yanlıştır”

Talat, “BESKİ’nin muhatap alınması ve bu konuda nasıl bir çalışma yapabiliriz diye düşünüyoruz. BESKİ’yi bir kenara koy DSİ yapsın bu işi demek yanlıştır. Ben Anastasiadis’in önüne çıkıp “ben eşitim seninle eşit bir ortaklık kuracağım” diyeceğim. O da dönüp bana diyecek ki sen suyunu bile idare edemiyorsun da Türkiye DSİ’ye verdin demeyecek mi?” dedi.

“DSİ’nin tecrübesinden yararlanmak istiyoruz”

“Biz DSİ’nin engin tecrübesinden de yararlanmak istiyoruz. Diyoruz ki DSİ bize uzmanlık versin. Gelsin hatta burada beraber çalışalım. Şu anda 12 insanımız var orada eğitim görüyor. 
Suyun şu anda denize akmasının bize test nedeniyle olduğu söyleniyor. Henüz biz teslim almış değiliz. İlgili şirket benim bildiği kadarıyla DSİ’ye devretmiştir.”

“Ortak noktada buluşamazsak iyi olmaz”

Talat, Türkiye ile ortak nokta bulamamaları durumunda bunun iyi olmayacağını belirtti. Talat, “Türkiye’nin bize Rusya gibi davranacağını kimse düşünemez. Mümkün değil herhalde böyle bir şey. Suda anlaşmazsak anlaşmayız ama anlaşmazsak hiçbir konuda anlaşmayız veya mali yardımını keser ya da bir zaman söylendiği gibi belediyelere parayı keser gibi bir davranışı Türkiye yapmaz. Ben buna inanmıyorum. Eğer böyle bir şey de olursa demek ki ben Türkiye’yi tanıyamadım. Ben özür dileyeceğim o zaman Türkiye’yi tanıyamadım diye. Mali Protokol çalışmaları zaten şu anda devam ediyor. Ben de bilgi istedim ilgi alanım olmadığı için. Onu da öğrenmiş olacağım. Ama bu arada su üretimi ile ilgili bütçe bittikten sonra gerekli girişimler yapılacak” dedi.

“Erken seçim mümkün”

Talat, su konusu nedeniyle hükümette bir kriz çıkması durumunda buna çok üzüleceğini söyledi. “Çünkü biz UBP ile soğan kabuğu bir hükümet kurmadık” diye konuşan Talat, UBP ile son noktaya kadar su konusunda bir uzlaşmazlık olursa erken seçimin de mümkün olabileceğini belirtti.

“DSİ’nin uzmanlığı olabilir ama DSİ yönetimi olamaz”

Talat, “DSİ’nin uzmanlığı olabilir ama DSİ yönetimi olamaz” şeklinde konuşarak öyle bir şey olduğu anda kendilerinin bütün iddialarını kaybedebileceğini belirtti.

“Biz BESKİ’yi dışlamıyoruz”

Talat, hükümet olarak kendilerinin BESKİ’yi dışlamadığını ifade etti ancak Başbakanın, TC Başbakanı ile görüşmesinde BESKİ temsilcisinin olmasının mantıklı olmadığını belirtti. Özerk Su Kurumu Yasası’nın belediyelerle bir ilgisi olmadığını kaydeden Talat, belediyelerin depolarından itibaren bu suyu taşıyacaklarını söyledi.
Talat, “Ben yüzlerce defa konuştum kendileriyle bu konuyu. Su Kurumu Yasası’nın taslağını biz hazırladık. Hükümete yardımcı olmak için biz hazırladık ve son rütuşlarını yaptı hükümet. Bütçenin ardından ortaklar arası anlaşmaya varılıp bu yasanın geçirilmesi gerek. Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Benli ile ben onlarca defa bu konuyu görüştüm. Onların ilgisi depolarından itibarendir. Sadece şöyle bir şey duydum Belediyeler Birliği de Su Kurumu’nda yer alması gerektiğini söylediler. Bu tamamen mantıksızdır. Çünkü onlar çıkar grubudur ve çıkar çelişkisi olur. Çünkü onlar ucuza almak isteyecek suyu onun için o konuda bastıracak. Bu yüzden Belediyeler Birliği’nden birinin orada olması mantıksızdır. Şu anda Belediyeler Birliği’nden bir temsilci mi var Su Dairesi’nde?” dedi.

“Kavga edecek halimiz yok”

Talat, su ile ilgili durumun şu an itibarı ile sonuçlanmış olmadığını kaydederek bütçe görüşmelerinin ardından bu süreci bitirme fikrinde olduklarını söyledi. Talat, “Türkiye ile kavga edecek halimiz yok sonuçta bu suya da ihtiyacımız var. Suyu getiren de bizim için herhangi bir ülke değil. Sonuçta bize birçok başka alanda da destek veren bir ülkedir. Dolayısıyla müzakere edeceğiz ve orta yolu bulmaya çalışacağız. Bizim için orta yol DSİ’den uzmanlık alınması çerçevesinde olmalı. Çünkü bizim Özerk su yönetiminden vazgeçmemiz siyasi olarak da mümkün değildir. Bizim pozisyonumuz doğru pozisyondur. Umarım bu işi günün sonunda tatlıya bağlarız” diyerek sözlerini tamamladı.