Sungur’un söz konusu açıklaması şöyle:

Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği üyeleri öncelikli olarak Kıbrıs Türk Halkı’nın hak ve menfaatlerini koruma amacı güden bir meslek kuruluşudur.

Bizler, Kıbrıs Adası’ndaki iki halk arasında kalıcı, adil ve  yaşayabilir bir antlaşma yapılması çabalarını içtenlikle destekleyen kişileriz. Toplumsal ve mesleki sorumluğumuz gereği Kıbrıs görüşme sürecini , özellikle de güvenlik, mülkiyet ve toprak konularını  çok yakından ve mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde önceki  dönemde kurulan Halk Konseyi halkın ve meslek örgütlerinin görüşmeler hakkında bilgilendirilmesinde çok faydalı olmuştur. Ancak Cumhurbaşkanı Sn.Mustafa Akıncı döneminde Halk Konseyinin çalışmalarına son verilmiştir. Bu yeni uygulama ile birlikte  bilgi alma olanağımız büyük oranda kısıtlanmıştır. Cumhurbaşkanlığından görüşme talebimiz olmasına rağmen bugüne değin  arzu edilen görüşme gerçekleşmemiştir.  Bugüne kadar sadece iki kez Sayın Özdil Nami ile görüşebilme  olanağı yaratılabilmiştir.  Toplumlararası görüşmeler hakkındaki bilgilerimizi çok zor ve kısıtlı şartlarda elde edebiliyoruz. Bu böyle olmamalı. Son zamanlarda bize ulaşan gayriresmi bazı bilgiler bizleri tedirgin etmiştir. Örneğin  Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum lider Anastasiades arasındaki görüşme sürecinde 1974’te 10 yaşın üzerinde olan ve 1974 öncesinde Kuzey’de yaşayan Rumların evleri ile duygusal bağının, o mülkü 42 yıldır kullanan Kıbrıs Türkü’nden fazla olduğu Türk tarafınca kabul edildiğine ilişkin  bilgidir. Bu bilginin bize ulaşmasından günler sonra gazetecilerin bir sorusu üzerine söz konusu olayın ciddi sorunlar yaratabileceğine dikkat çekmek üzere bazı cümleler kurdum. Rum Lider anastasiadisin beyanatına atfen yapılan mülaakatda  verilen cevaplar ne yazık ki  yanlış anlamalara neden olmuştur.

Bu nedenle şu noktaların altını bir kez daha çizmekte fayda görüyorum:

-          Bize göre KKTC tapuları arasında her hangi bir fark yoktur.

-            KKTC Devleti’nin verdiği bütün tapular geçerlidir ve görüşme süreci de bu dikkate alınarak sürdürülmelidir.

-          Diğer taraftan KKTC tapuları devletin garantisi altındadır ve hükümetimiz derhal KKTC tapularının arkasında olduğunu ve korkacak bir şey olmadığını vurgulamalı ve tüm halkımıza duyurmalıdır .

-          Elbette bir al-ver süreci olacaktır. Bunun bilincindeyiz ancak bu yapılırken Kıbrıs Türk Halkı’na mülkiyet ve toprak konusunda 1878’den itibaren yapılan haksızlıklar ve uğradığı saldırılar muhakkak dikkate alınmalıdır.

-          Görüşme sürecinde kritik bir dönemden geçildiğinin de farkındayız. Elbette bu süreçte konuşulanların bir gizliliği olmalıdır ama en azından bazı kritik dönemeçlere gelindiğinde ilgili sektörlere ve yetkililerine bazı bilgiler aktarılarak onların da görüşleri alınmalıdır, ve  halkımız bilgilendirilmelidir . Beklentimiz 3 maymunun oynanmayacağı halkı ile bütünleşmiş bir görüşmeci heyeti ve barış sürecidir .

-          Eğer bu yapılmazsa, emlak piyasamız ve ekonomimiz Rum kaynaklarından gelen haberler ve/veya ortaya atılan kimi iddialar ve/veya yanlış açıklamalardan olumsuz olarak etkilenecektir.

-          Sayın Cumhurbaşkanı mevcut kullanıcı kavramının içine kimlerin gireceğini, duygusal bağ kavramının altının nasıl doldurulacağını, 1974’te 10 yaş ve üzerinde olanların nasıl bir hak elde edecekleri, hangi malların üçte bir iade kapsamına gireceği ve en önemlisi mülkiyet konusunun finansmanının nasıl sağlanacağı konusunda bizleri ivedilikle bilgilendirmelidir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, Cumhurbaşkanı’na , Hükümetine, Anavatan Türkiye’ye güvenerek Devleti’nin verdiği tapulara inançla sarılarak her türlü alım-satımı yapabilir demeyi çok istiyoruz ve yetkilileri bir an önce bu konuda açıklama yapmaya davet ediyoruz.

Bir süre önce yaptığım bir açıklamada da vurguladıgım üzere KKTC’deki tapular arasına eşdeğer ,tahsis, mücahit tapusu, TBK tapusu, zarar-ziyan tapusu  diye kategorik sıralama yapılamaz. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanı ve Sn.Başbakan bir an önce halkımıza tüm tapuların muteber olduğunu ve KKTC de mülk sahibi olmak isteyenlerin hiçbir riski olmadığını  ve devletin garantisi altında olduğunu  ve İTEM Yasası altında mal almayı düşünenleri rahat olmaları gerektiğini net bir şekilde duyurmalıdırlar.”

Sayın cumhurbaşkanı ve Sayın başbakandan beklentimiz  bugünden itibaren görüşmeler süresince toplumun sık sık ve düzenli olarak yeterince bilgilendirilmesidir. Bu şekilde yayılan yanlış bilgi ve değerlendirmelerin önüne geçilebilir. Ayrıca toplumun hassas olduğu konularda  da görüşmeci heyeti yanlış yapıyorsa toplum vereceği tepkilerle görüşmecileri olumlu yönde etkileyecektir.

Kamuoyuna saygı ile duyrulur.