Deniz Abidin

Uluslararası İlişikler Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Sözen, devam etmekte olan Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde Newyork'ta yapılan toplantıya gereğinden fazla anlam ve önem yüklendiğini belirterek, takvim çıkmayacağını önceden tahmin ettiğini söyledi. Sözen, Rum tarafının hayırcılarının hazırda beklemekte olduğunu söyleyerek, BM Genel Sekreteri'nin olduğu bir dönemde  Kıbrıs Rum  tarafının herhangi bir takvim için taahütlere girmeyeceğini kaydetti. Sözen, bunun Kıbrıs meselesinde alışıla gelmiş davranış biçimi olduğunu belirtti. Sözen, iki liderin Kıbrıs'a döndükten sonra Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide'nin huzurunda Ekim ayında on tane yoğunlaştırılmış görüşme yapılacağını ve dört başlık olan yönetim, güç paylaşımı, ekonomi ve AB ile mülkiyet konusunda anlaşılmamış konuların üzerinde duracaklarının ifade edildiğini anımsattı.

"Liderler müzakerelerin sekteye uğrayabileceğini anladı"

Sözen, bu başlıklarda ilerleme sağlanması durumunda toprak başlığının konuşulacağı, yurt dışında olacak bir kampa girilebilir açıklamalarının aslında muğlak bir takvim yarattığını belirtti. "Bu görüşmeyi Newyork görüşmesinden daha önemli buluyorum"diyen Sözen, Kıbrıs'ta yapılan on toplantıyla birlikte toprak konusunda yapılan açıklamanın olduğu görüşmenin süreç için önemli olduğunu kaydetti.Sözen, iki tarafın da Kıbrıs sorununun 2017 yılına çok sarkması durumunda sürecin sekteye uğrayabileceğini anlamış durumda olduğunu belirtti.

"Keşif kazıları Türk tarafının tepkisine neden olabilir"

Sözen, şunları söyledi, "Seçim sürecine girildiğinde anlamlı müzakereler de ortadan kalkar. Bilindiği üzere 2018 Şubat ayında başkanlık seçimleri var. Yeni seçilen kişi kolay kolay al-ver sürecine  girmeyebilir. O nedenle de anlamlı müzakere yapılamaz. İkincisi ise Kıbrıs Rum tarafı  münhasır ekonomik  bölge içinde, 2017 yılında bazı yabancı firmalar  Kıbrıs'ta kazılara başlayacaktır.  Bunun benzerini 2014 yılında gördük. Rum tarafının lisans verdiği şirketler bunu yaptığı zaman Türkiye  misilleme yapmıştı. Barbaros gemisini Kıbrıs münhasır ekonomik bölge içine göndermişti. Rum tarafı da müzakereleri askıya almıştı. Aynı şekilde yine keşif kazıları yapılacaksa bu yine benzer bir şekilde Türk tarafının tepkisine neden olabilir. Yine aynı şekilde Kıbrıslı Rumlar müzakereleri askıya alabilir. O nedenle Kıbrıs'ta doğal bir takvim varsa ve bu işi bitirmekte kararlıysalar en azından kapsamlı çözüm planının hazırlanması gerekiyor"

"Müzakereler 2017 yılının başlarında bitmeli"

Sözen, Kıbrıs'taki seçim süreci başlamadan ve herhangi bir uluslararası şirketin münhasır ekonomik bölge içinde kazı çalışmalarına başlamadan Kıbrıs müzakerelerinin 2017 yılının başlarında bitmesi gerektiğini kaydetti. Kapsamlı çözüm planının hazırlanması gerektiğine vurgu yapan Sözen, halka ifade edilmesi ve referandum kampanyası açısından da en az iki üç ay gibi bir zamana ihtiyaç olduğunu belirtti. Sözen, kapsamlı çözüm planına ek olarak eklenecek belgeler olduğunu söyledi. Sözen, "Federal devletin anayasası, oluşturucu devletlerin ana yasaları ve  federal yasaların yapılması gerekir"diye konuştu.

Sözen, tüm bunların birkaç ay alacak bir süre gerektirdiğine dikkat çekerek, kapsamlı çözüm planının tüm bunlardan önce ortaya çıkması gerektiğine vurgu yaptı. Sözen, iki tarafın da  bu hedefin bilincinde olduğunu söyledi.

"Evet ve hayır kampanyaları olacaktır"

Sözen,  2015 yılında yapılan Kıbrıslı Rumlarla ortak kamuoyu anketine bakıldığında, Rum tarafındaki trendin evet'e doğru gidiş olduğunu söyledi. Sözen, geçen yıl Rumlarda yükselen bir evet olduğuna dikkat çekerek, bu yıl ne durumda olduğunu bilemediğini belirtti. Sözen, şöyle devam etti, "Şöyle bir gerçek vardır ki kapsamlı çözüm planı bugün ortada yoktur. O nedenle neyin üzerinde tartışıyoruz? Yapılan her açıklama bölük pörçük açıklamalardan ibaret. Kapsamlı çözüm planı ortaya çıktıktan sonra siyasilerin bunu nasıl yorumlayıp halka aktaracağı önemlidir. Bence iki tarafta da hem evet hemde hayır kampanyası  olacaktır, bundan kaçış yok"

"Dışişleri Bakanları görüşüyor"

Sözen, iki anavatanın Dışişleri Bakanları'nın garantörler meselesini görüştüğüne dikkat çekerek, hem Türkiye de hem de Yunanistan'ın bu konuları müzakere ettiklerini  söyledi. "Demek ki üzerinde uzlaşabilecekleri birşey olduğunu düşünüyorlar ki görüşüyorlar"diyen Sözen, şunları söyledi, "Kıbrıslı Türkler ve Rumlar Kıbrıs sorununun iç konularını yani yönetim, güç paylaşımı, ekonomi, AB, toprak ve mülkiyeti çözebilirlerse ki güvenlik garantileri iç konularını çözdüler, top garantör ülkelerde olacak. Süreç o aşamaya geldikten sonra günün koşullarına uygun bir şekilde  varılacak olan anlaşmanın iki bölgeli federasyonun ruhuna, günün güvenlik ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak üzerinde uzlaşılacak bir metnin oluşacağını düşünüyorum"