Hasan Taçoy, Kıbrıs sorununa çözüm bulma sürecinde Kıbrıs Rum yetkilileri tarafından yapılan son açıklamalar üzerine yaptığı yazılı açıklamada, “Rum tarafı Kıbrıs’ta  var olan gerçeklere dayalı, çatışma yaratmayacak, yeni bir savaşa neden olmayacak yaşayabilir bir uzlaşmaya niyeti olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur” dedi.

Açıklamalarında, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in  Güzelyurt’un iadesini kaçınılmaz görmesine;  Türkiye, Yunanistan, Birleşmiş Milletler, Kıbrıs Türk ve Rum taraflarının katılacakları beşli konferansı reddettiğine, dört özgürlükte ısrar ettiğine ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini ortadan kaldırmayan bir anlaşmaya imza koymayacağı yöndeki açıklamalarına; Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos’un bir kısım Türkiye kökenli KKTC vatandaşının bir çözüm halinde adada kalmasını kabul etmeyeceği yönündeki yaklaşımına işaret eden Taçoy, şunları ifade etti:

“Peki ben sorarım; böylesi bir Rum tarafı ile Mart ayına kadar ya da 2016 yılının sonuna kadar eğer bizi mahvedecek tavizler vermeyeceksek nasıl anlaşacağız? Bu koşullarda Rum tarafı ile anlaşmak mümkün değildir. Herkes akıl yoluna gelmeli ve halkımıza gerçekler söylenmelidir.”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakerelerde bazı hatalar yaptığını savunan Taçoy, “Akıncı bir an önce kendini toparlamalı ve Rum’un gerçek yüzünü halkımıza göstererek halkın desteği ile halkımız için yeni ve aydınlık bir yol çizmelidir” ifadelerini kullandı.

Güzelyurt’un verilmesini öngören planın referanduma sunulmasının ardından 11 yıl geçtiğini, bu süre içerisinde  yeni yatırımlar, gelişmeler yaşandığını kaydeden Taçoy,  “Hal böyleyken Güzelyurt asla Rumlara verilmemelidir. Annan haritasının geri gelmesine yol açacak bir yola kesinlikle girilmemelidir. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin sulandırılmasına, hele hele Türk askerinin tamamen adadan gitmesine yol açacak bir duruma asla izin verilmemelidir” dedi.

MÜLKİYET

Mülkiyet konusunda da değinen Taçoy, mülkiyet konusunda “mevcut kullanıcı” tanımının “hiç bir endişeye neden olmayacak şekilde netleştirilmesi” gerektiğini kaydetti.

Taçoy, Taşınmaz Mal Komisyonu Yasası’nda belirlenen tanımlar ve koşulların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da kabul gördüğünü, dolayısıyla Rum tarafının bu noktaya getirilmesi gerektiğini söyledi.

Bir antlaşma planında,  Kıbrıs’ta yeni bir ortaklık devletinin kurulması, kurulacak federal devletin  “bir Rum Devleti’ne dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı” olmaması gerektiğini savunan Taçoy, bir çözüm halinde, Kıbrıs Türkü’nün, Kuzey’deki Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nde mülkiyet ve nüfus olarak sarih çoğunlukta olmasının şart olduğuna inandığını belirtti.

Taçoy, “Eğer Rumlar bunları anlamıyorlar, kabule yanaşmıyorlarsa  ki bugüne kadar anlamadıkları, kabul etmedikleri ortadadır, Kıbrıs Türk Halkı’na gerçekler izah edilmelidir. Bundan kaçınmak Cumhurbaşkanlığı görevi ile bağdaşmaz” dedi.