Teoman TURAN 

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Erçin Şahmaran’ın sunduğu Gündeme Bakış’ın konuğu oldu. Programda önemli açıklamalarda bulunan Mehmet Ali Talat, “Başbakanlıkta gözüm yok” dedi. Kıbrıs konusunda da değerlendirmelerde bulunan Talat, Rum tarafının garantiler ve mülkiyet konusundaki tutumunun yanlış olduğunu belirtti. 

“Her iki tarafta da irade var. Ancak bunu sonuçlandırmak toplumların kabul edeceği noktaya getirebilmek için bir sürece ihtiyaç var” şeklinde konuşan Talat, Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözümüne olan ihtiyacın idrakine ulaştığına vurgu yaptı. 
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın programda yaptığı açıklamalardan önemli satır başları şöyle: 

“BAŞBAKAN OLMAK DİYE BİR HEVESİM YOK” 

“Ben CTP Genel Başkanlığı’na gelirsem iki yıllık bir görev sürem var. Bu iki yıl içinde seçim yok. CTP çok iyi bir performans ortaya koyar yeni isimler olur ve ben önümüzdeki kurultayda aday olmam. Başkalarına bırakırım. Benim tekrar CTP genel başkanı milletvekili olmam başbakan olmak gibi bir heyecanım yok. Başbakan olmak gibi bir hevesim yok. 

Benim burada önem verdiğim husus CTP’nin toparlanması ve ülkenin ciddi sorunlarının aşılması benim hedeflerim bu. Cumhurbaşkanı olan bir kişinin Başbakan gibi hayali olamaz. Gün gelir fiilen uygulamada olur muyum bugünden bilmem mümkün değil.” 

“CTP BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ” 

“CTP benim için çok önemli. Bugün tekrar CTP’ne aktif olarak dönme düşüncem CTP’nin sıkıntılarını gördükten sonra oldu. Parti başkanlığından ayrıldıktan sonra parti ile organik bağ kurmadım. Dışarıda durdum. Bütün parti tabanı beni yakından tanıyor. Ama süreç içinde gördüm ki partinin bir toparlanmaya ihtiyacı var. Değerlendirme yapıp cumhurbaşkanlığı adaylığını bırakıp ondan vazgeçtiğimi bildirip parti başkanlığına aday olacağımı ima ettim.” 

“YENİ POLİTİKALAR ÜRETİLMİYOR” 

“O kadar büyük mevzuat eksikliği var ki bu ülkede kamu yönetimi kim iddia ederse etsin kamu yönetiminin halka hizmet sunma kapasitesi yeterli değil. Yeni politikalar üretilemiyor. Bakanlıklar bir şeyler üzerinde çalışıyor. Bir şey üretebiliyorsa üretebiliyor. Halbuki hükümet bir bütün olarak uyumlu şekilde çalışmalı. Bu hükümet bir yek vücut olacak. Ortağımızla oturup anlaşacağız. Takvimleyeceğiz ve takip edeceğiz. Yapılmıyorsa bu koalisyon yürümez denilecek halka da bilgi verilecek.” 

“SERDAR DENKTAŞ’LA İRTİBATIM OLMADI” 

“Serdar Denktaşla direk bir irtibatımız olmadı. Ben böyle bir irtibat kurmayı kabul etmezdim. Daha kurultay olmadı. O meşhur söz var dereyi görmeden paçayı sıvamamamız lazım. Görelim parti organları oluşsun. Nasıl davranacağımıza karar verelim. Kiminle hükümet kuracağız görüşelim. Yeni bir hükümet kurulacaksa her iki parti de sonuçta CTP’nin dışında iki partidir ve ikisine de CTP eşit mesafede durmalıdır.” 

“KAVGA DEĞİL TOPLUMU KUCAKLAYICI HÜKÜMET OLACAKTIR” 

“Kurulacak hükümet kavga değil kucaklayıcı toplumun tümünü kucaklayıcı hükümet olacaktır. Hükümet partizanlık yapmayacak. İstihdam yaparken parti ayrımı yapmayacak. Bu hükümet bir partinin veya iki partinin hükümeti değil bütün ülkenin hükümeti olacak ve bu hükümet söz verilen bir çok konuyu yerine getirecek yapacak. Hükümet bir bütün olarak hareket edecektir.” 

“RUM TARAFI SORUNUN ÇÖZÜMÜNE OLAN İHTİYACIN İDRAKİNE ULAŞTI” 

“Rum tarafı Kıbrıs sorununun çözümüne olan ihtiyacın idrakine ulaştı. Benim esas merak ettiğim Rum halkı bunu ne kadar samimiyetle algıladı. Benim Güney Kıbrıs’taki temaslarım birkaç konferansım gösterdi ki Rumlar eski Rumlar değil. Değiştiler. Niye değiştiler. Gördüler ki çözümsüzlük durumunda kendileri de rahat edemeyecekler. Ekonomileri çöktü v.s. Bunun düzelebilmesi için yabancı yatırımı ülkeye çekebilmek için Kıbrıs sorunun çözülmesi lazım.” 

“RUM TARAFININ GARANTİLER VE MÜLKİYET KONUSUNDAKİ TUTUMU YANLIŞ” 

“Markulli 1974 öncesi sahiplerine topraklar iade edilecek dedi. Bunu söylüyorsan görüşmeye nasıl oturacaksın? Müzakere etmeden bu konuları basın önünde tartışmak yanlış. Ama Rum tarafı yapıyor. Garantörlük dışında bizim taraf bir şey söylemiyor. Rum tarafı önceden yerini yapsın diye bir iddia ortaya atıyor. Hem kendini bağlıyor Türk tarafına da üstüme gelme diye mesaj veriyor. Bunlar müzakerenin ruhuna uygun değil. Rum tarafının Garantiler ve mülkiyet konusundaki tutumu yanlış. 

Her iki tarafta da irade var. Ancak bunu sonuçlandırmak toplumların kabul edeceği noktaya getirebilmek için bir sürece ihtiyaç var. Alınan önlemlerle güven artmıyor. Kapıların açılması güve4ni arttırmadı. Güven arttırma tek taraflı jestlerle olur. Örneğin Türk tarafının Rumların geçişlerinde artık vize kağıdı doldurmasını istememesi. İşte güven artırıcı önlem budur.”