Mert Özdeş

İkinci Cumhurbaşkanı ve CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, 1960’taki güvenlik anlayışının bugün geçerli olmadığını iddia ederken, garantilerin tamamen kaldırılmasının da “düşünülemez” olduğunu söyledi.

Talat, Diyalog’a yaptığı açıklamada, garantilerle ilgili görüşlerini şöyle özetledi:

“Garantilerin tamamen kaldırılmasının Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilebilir olmadığını biliyoruz. Kuzey’den de bir kez daha ‘Evet’ çıkmasını istiyorsak Kıbrıslı Türklerin güvenlik sorununa cevap verebilmemiz lazım. Bu yüzden garantilerin tamamen kaldırılması diye bir şey düşünülemez. Garantiler 1959-60’ın koşullarında uygulanmış bir sistemdi. Bugün o güvenlik anlayışı geçerli değildir.” 

Talat, müdahale hakkı konusunda ise şunları söyledi:

“Etkin ve fiili müdahale etme hakkı diye bir şey yoktur. Türkiye geçmiş garanti anlaşmalarında da gerekli gördüğü halde müdahale edemezdi. Türkiye gerekli görebilir ama bu doğru olmayabilir. Yeni güvenlik koşullarında güvenlik ihtiyaçlarına yeni yanıtlar verilmeli ve iki tarafın da kendini güvende hissedeceği mekanizmalar kurulmalıdır.”

Çözümün aciliyeti var

“2016 yılı sonuna kadar çözümü başarmalıyız ki 2017’de makul bir kampanyadan sonra referanduma gidebilelim” diyen Talat, yeni iyimserlikler duyduğunu söyledi.

Talat şöyle dedi:      

“Müzakereler 2017’ye sarkabilir gibi. 2017’ye sarkarsa ben çözümün çok zorlaşacağını düşünüyorum, referandumunda… Çünkü Güney’de seçim sathına girilecek. Seçim kampanyaları ile bu iş yürütülemez. Güney’de seçim dönemlerinde milliyetçilik yükselir. Şu anda bu süreç başlamış durumdadır.”

“CTP’nin kırmızı çizgisi yok”

CTP Genel Başkanı Talat, kırmızı çizgilerden söz etmenin çözüm karşıtlığı anlamına geleceğini belirterek şunları söyledi:

“Bu gün kırmızı çizgi ilanı çözüm istemiyorum demektir. Bu yüzden CTP’nin kırmızı çizgisi şu anda yoktur. CTP elbetteki varılan mutabakatı inceleyecektir.”

“Bir ‘Evet’ ile dünyaya bağlanacaktık…”

Partisinin 2004 yılındaki referandum sloganının bugün çözüm karşıtları tarafından anımsatıldığına değinen Talat şöyle devam etti:

“Bugün çözüm karşıtları “hani bir evet ile dünyaya bağlanacaktık” diyorlar. Burada kastedilen biz de ‘evet’ diyeceğiz Rumlar da ‘evet’ diyecekler ve dünyaya bağlanacağızdır. Biz ‘Evet’ diyelim Rumlar ‘Hayır’ desin dünyaya bağlanalım diye bir şey demedik.

Tabi ki ‘Evet’ ile istediğimiz herşeyi elde edemedik ama bugün Dünya bize kötü insan muamelesi yapmıyor. Bizim ‘Evet’imizin en büyük avantajını Türkiye yaşadı. Türk ekonomisinin özellikle 2004 sonrası büyük bir ivme kazanmasının en önemli nedeni Kıbrısta çözümün desteklenmedi Kıbrıs Türk’ünün‘Evet’ demesiydi. Aksi halde Türkiye bu kadar dış yatırım alamazdı. Bunu Türk yetkililer söylüyor biz değil.”