Talat, ilçelerde başlatılan ve son olarak Girne’de gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında halkın sorularını yanıtladı ve müzakerelerde gelinen aşama ile ilgili bilgi verdi.

CTP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, Dome Otel’de gerçekleştirilen toplantıda Talat’a çoğunlukla mülkiyet konusunda sorular soruldu.

Talat, Kıbrıs sorununun mülkiyet değil yönetim ve güç paylaşımı anlaşmazlıklarından ortaya çıktığını vurgulayarak, çoğu başlığın neredeyse tamamlandığını, mülkiyet konusunda belirlenecek kriterlerin ardından ortada fazla sorun kalmayacağını, Mayıs ayından önce referanduma gidilebileceğine inandığını belirtti.

KIBRISLI RUMLAR BUGÜN BAMBAŞKA BİR NOKTADA

Kıbrıs sorununun bu aşamada daha farklı bir boyut kazandığını belirten Talat, ilk defa Kıbrıs Rum tarafının da eğiliminin sorunun çözümü yönünde olduğunu ifade etti.

KIBRISLI TÜRKLER YENİDEN ÇÖZÜM TALEP EDEN TARAF

Talat sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu da çok önemlidir. 2010’da bizim bıraktığımız noktadan başlayarak ilerlenmiştir. Sadece bu değil, daha önemlisi uluslararası alanda AİHM’in aldığı Demopoulos kararı ile Kıbrıs’taki mülkiyet rejiminin günün koşullarına göre düzenlenebileceği uluslararası hukuk tarafından ifade edildi. Bu yeni bir şey. Bizim dönemde takıldığımız en önemli husus buydu. Hristofyas diyordu ki 1974 öncesi sahip ne isterse o olur. Ancak AİHM’in bu kararı umutlanmamız gereken bir gelişme oldu ve Rum tarafı kriterlerin belirleneceğini, her bir malın iki tarafın eşit olarak kuracağı bir komisyon tarafından değerlendirileceğini kabul etti.

MÜLKİYET KARARLARININ UZAMASI BİZİ TEHLİKEYE SOKAR

“Kuzey Kıbrıs’ta aşağı yukarı mülkiyetin yüzde 80’i Kıbrıs Rumlarına, 20’si Türklere aittir. Eğer sorun çözülür ancak mülkiyet konusundaki süreç yavaş ilerlerse o zaman kuzeydeki ekonomik faaliyetler bundan ciddi zarar görür. Bu yüzden bizim ekibimiz bunun da bilinciyle çalışıyor. Hızlı sonuç alacak formüller üzerinde duruyor. Bütün bu yeni unsurlar sorunu daha olumlu bir noktaya taşımıştır. Bundan sonra da bunların etkileri devam edecektir ama güneyde Mayıs’ta seçim var. Güney’de seçim dönemlerinde milliyetçi dalga yükselir, bu yüzden Mayıs doğal takvimdir. Mülkiyet dışındaki diğer konular büyük ölçüde tamamlanmıştır. Birincil hukuk, dönüşümlü başkanlık ve çapraz oy gibi konular var ama bunlar çözülecek hususlar.”

DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK VE ÇAPRAZ OY ŞART

Dönüşümlü başkanlığın siyasi eşitliğin göstergesi olduğunu kaydeden Talat, çapraz oyun farklı olduğunu, ikisini ilişkili görmemek gerektiğini belirtti.

Talat “Küçük bir bağ vardır ama asıl önemli olan bu bağ değil, siyasi eşitlik gereği dönüşümlü başkanlıktır. Bizdeki sağcılar ne kadar çok yetki federal hükümete devredilirse Rumlara devredildi diye görür. Dönüşümlü başkanlık bu durumu Kıbrıslı Türkler lehine değiştiren bir uygulamadır. Bu devlet hepimizin devletidir. BM Güvenlik Konseyi kararına göre siyasi eşitlik sayısal eşitlik değildir ama etkin katılım önemlidir.” ifadelerini kullandı.

Etkin katılımda bir tarafın katılımı olmadan herhangi bir karar alınamayacağının altını çizen Talat, sadece bir tarafın kararıyla diğer taraf üzerine herhangi bir şeyin dayatılamayacağını vurguladı.

Talat şöyle devam etti:

“Çapraz oy ise federasyonun yaşayabilmesi için çok önemlidir. Kıbrıslı Türklerin oyu yüzde 20 oranında seçimi etkiliyorsa, Kıbrıslı Rum aday bilecek ki herkesin hassasiyetlerini dikkate almak zorunda. 1960 anlaşmalarında bu mekanizma olsaydı cumhuriyet yıkılmayabilirdi. Adaylar sağcılıklarını ve solculuklarını gerçek zeminde belirleyecek. Sol ve sağ ekonomik ve sosyal politikalar üzerinden yürüyecek. Rum partileri ile Türk partileri ittifaklar kuracak kaçınılmaz olarak, bu da federasyonun dağılmamasını sağlayacak.”

HARİTA VE GÜVENLİK KONULARI

Harita meselesinin kolay bir konu olmadığını fakat uzun da olmadığını dile getiren Talat, geçmişte Yeşilırmak’ın Rum yönetimine kalmış olacağından dolayı bu köyün öfkelendiğini anlattı.

O günden bugüne çok şey değiştiğini belirten Talat, toplumların birbirlerini daha iyi tanıdığını fakat güvenlik konusunda Kıbrıslı Rumların çok önemli bir takıları bulunduğunu kaydetti.

Talat Türk ordusunun adaya 1963, 64, 65 veya 66’da değil ENOSİS’in ilan edilmek üzere olduğu 1974’te müdahale edebildiğini bunun ABD ve Sovyetler Birliği’nin dolaylı desteği veya sessizliğiyle meydana geldiğini hatırlattı.

Buna rağmen Rum tarafında kazan kaynatıldığını Rum basınının da bunu körüklediğini kaydeden Talat, “Bunların zamanı şimdi değil. Kıbrıs sorununun esas nedeni ne mülkiyet ne güvenliktir, sorun yönetim ve güç paylaşımıdır. Bunu çözersek bu iş yüzde 90 bitmiştir. Sonra güvenlik ve garantilere, garantörlerin de katılacağı konferansla çözüm bulalım.”  şeklinde konuştu.