CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, CTP-UBP koalisyonunu bir çeşit ‘federasyona’ benzeterek “Bu benim hep hayalimdi” dedi.

Diyalog TV’de yayınlanan DETAY programına katılarak, Aytuğ Türkkan’ın sorularını yanıtlayan Talat, kurumları özerk hale getirirken, istihdam politikalarının da yeniden ele alınacağını söyledi. Ülkede ciddi sıkıntıların yaşandığına dikkat çeken Talat, önceliklerinin ekonomi olduğunu belirtti. Talat ayrıca kurumların karar alma mekanizmalarına farklı bir uygulama getirdiklerini de açıkladı.

Talat söyle dedi:

“Kurumlarda CTP ve UBP’nin üyeleri olacak. Bunlar oy çokluğuyla karar alır. Biz bunu değişiyoruz. Bundan sonra karar, her bir tarafın atadığı üyelerin yarısının da kabul etmesi şartı getirilecek. Böylece iki parti uzlaşmak zorunda kalacak. “Ben çoğunluktayım, benim söylediğim olacak” diyemeyecek kimse. Yani federasyon kuruyoruz biz UBP’yle eskiden koalisyonlar konfederasyon gibiydi. Şimdi birlikte elimizi taşın altına koyacağız.”

Bu şekilde karar alma mekanizmasının iki parti arasındaki ilişkileri yumuşatacağına vurgu yapan Talat, “Bu benim hep hayalimdi… Özellikle Cumhurbaşkanlığı görevini de yapınca, ben mutlaka bu toplumda toplumsal barışa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Partilerin üst düzey yöneticileri arasındaki ilişkiler çok soğuk değildir. Meclis’te eleştirir, kavga ederler, sonra birlikte yemek yerler. Ama tabanda bu böyle değil. Kavga edildiğini gören taban, kavga edince birlikte oturup yemek yemez. Aksine bir birlerinin kuyusunu kazmaya çalışırlar” dedi.  

Öncelik ekonomi

Hükümetin önceliğinin ekonomi olduğunu söyleyen Talat, ciddi sıkıntılar olduğunu ve bunların çözümlenmesi gerektiğini söyledi. Talat şöyle konuştu:

“Ekonomiyi ayağa kaldıracak projelere ihtiyaç var. Bu yönde bazı çalışmalar Özkan bey döneminde başlatıldı. Bunlar gözden geçirilecek ve canlandırılacak. Bunun için piyasaya kaynak aktarmak lazım. Bu mekanizmaları harekete geçirmeliyiz ve ekonominin büyümesini sağlamalıyız. Ekonomi büyürse bütçe de büyür, alım gücü gerileyen halkın alım gücünü artırmayı hedefliyoruz. Özel sektörün gelirlerini artırması ve daha çok kazanmasıyla çalışanların da gelirlerini artırmak ve refah getirmek gibi bir görevi var bu hükümetin. Esas  önem verdiğimiz konu ekonomidir.” 

“Proje üretemiyoruz”

“Hükümetin projeler üretmesi lazım” diyen Talat, “TC Yardım Heyeti’ne ilişkin eleştirileri anımsattı, ancak hükümetlerin proje üretememesini de eleştirdi. 

“Siz eğer proje üretmezseniz, her şey doğal olarak TC Yardım Heyeti’ne kalıyor, istediği projeyi seçip finanse ediyor.  Türkiye para ayırıyor, biz proje üretemiyoruz, sonra da heyet bu parayı kullansın diye o projeye destek veriyor. Yönetsel mekanizmada sıkıntılarımız var, üretemiyoruz. Bakın mesela Jeoloji Maden Dairesi’nde maden mühendisi yoktur, olabilir mi böyle bir şey?”

“Personel almak zorundayız”

“Hükümet yetkilileri para olmadığı için istihdam yapamadığını söylüyor” şeklindeki söyleme karşılık Talat, “Personel almak zorundayız. Evet bazı kotalar var ama yeniden konuşmak zorundayız bunları. Veya bu kotaları akıllı doldurmalıyız. Hükümette hedefimiz bunlardır. 2015-2018 ekonomik programının hazırlığına çok zamanımız kalmadı. Eylülde başlıyor, bir ayımız var. Ana omurgasını oluşturup masaya oturmalıyız ve bir anlamda islim arkadan gelsin durumu çıkacak” dedi. 

“Alanları liberalleştiriyoruz ama…”

Özelleştirme konusunda değerlendirmede bulunan Talat, kendilerinin özel sektörün yatırım yapması için desteklediklerine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Biz alanları liberalleştiriyoruz ve özel sektörün katılımını da sağlama yönünde bunu gerçekleştiriyoruz ama bazı stratejik noktalar var ki, bunların özelleştirilmesini doğru bulmuyoruz. Mesela Elektrik Kurumu. Bu olursa özel tekel yaratılmış olur ve bu büyük bir sıkıntı yaratır. Bizim gibi ülkelerde bu alanda sadece devletin faaliyet sürdürmesini Avrupa Birliği de kabullenmiştir. Malta buna bir örnektir.   Ya da limanlar… Mesela Mağusa Limanı… Haydi gel bugün özelleştir. Yarın çözüm olsun onu alan ihya olur. O zaman bunun adı peşkeş olur. Biz bir liman otoritesi oluşsun, özerk olsun ve profesyonelce yönetsin diyoruz. Diğer alanlarda da öyle… DAÜ, LAÜ gibi.. Özerk hale gelmeli…”

“Türkiye’den baskı veya telkin yok”

CTP Başkanı Talat, UBP ile koalisyonu Türkiye’nin telkiniyle kurduklarına yönelik eleştirileri ise, “Biz hükümeti kurarken Sayın Serdar Denktaş ifade etti en resmi düzeyde ve bazı basın yayın organlarında yer aldı, ‘hükümetin Türkiye’nin baskısı ve telkiniyle kurulduğu’ iddiası… Şimdi bu paranoyadan bu ülkenin kurtulması lazım. Çok özür dilerim ama bu tam bir paranoyadır. Yemin de edebilirim Türkiye’den herhangi bir telkin , herhangi bir konuşma hiç duymadım. Arkadaşlarıma da sordum onlar da hiç duymadım” ifadeleriyle cevap verdi.

Vali gelsin yönetsin!

Dönemin Türkiye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın müdahalesinin anımsatılması üzerine Talat sözlerini şöyle sürdürdü: 

“O dönem geçti, başka bir dönemdi. O dönemde belki İrsen Küçük’ün ayakta tutulması isteniyordu, belki onun için isteniyordu. O denemde Cumhurbaşkanlığı’ndan bir felaket vardı, Eroğlu cumhurbaşkanıydı. O dönem başka bu dönem başka. Saray’da çözüm isteyen bir lider var, biz de ona desteğiz.  Türkiye’den telkin değil, hiçbir şey gelmedi, kimseyle de görüşmedim. Kendimize hiç güvenmiyoruz. Seçilen birisi hemen Türkiye’ye boyun eğer inancı var. O zaman ne olacak. Bazılarının dediği gibi bir Vali gelsin buraya bu iş bitsin. Bu bir hastalıktır çok üzülüyorum, toplum da bunu alıyor, buna inanıyor.” 

UBP zihniyetine ilişkin eleştirilerinin farklı noktalara çekilmek istendiğinden yakınan Talat, “Hüseyin Özgürgün bu zihniyeti değiştirmeyi kabul etti, bana “ben elimi taşın altına koyarım, çünkü bu ülkeye büyük zararlar verildi, bunu düzeltmek istiyorum” dedi. Ben Özgürgün’e inanıyorum. Zaten doğru söylemiyorsa ortaya çıkacak” dedi  

“Sendikalaşma teşvik edilecek” 

Talat, Diyalog gazetesinde yayınlanan özel sektörde sendikalaşmanın zorunlu kılınması karşısında iş dünyasının tepki ortaya koyduğu haberle ilgili şikayetçi oldu. Talat, zorunluluk diye bir şeyin söz konusu olmadığını ifade ederek, “Özel sektörde sendikalaşmanın teşvik edilmesidir bizim düşüncemiz. Bunun çeşitli yolları vardır” dedi. 

“Bakanları yaşa göre mi atayacaktık?”

Talat, oluşturdukları kabineyle ilgili neden genç yok şeklinde eleştiri aldıklarını belirtti ve bu eleştiriye şu yanıtı verdi:
“Ben hiçbir zaman yaş üzerinden bakanlar kurulu atayamam. Bunu kimse isteyemez. Yaşla mı atayacağız. Bunun  güvenle bir ilgisi yok. En iyi kim yapabilir diye düşünerek tercih yaptık. Yaş bir kriter olamaz. Bölgesel beklentiler de yanlıştır. Yani her bakanı bir ilçeden mi atayacaktık? Bu zaten yanlıştır ve olmamalıdır."