2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs meselesinin aslında 2010’dan beri tıkandığını, Kıbrıs Rum tarafının çözüme Kıbrıslı Türkler kadar ihtiyacı olmadığı için onları çözüm yönünde baskılamak gerektiğini söyledi.

Ofisinden yapılan açıklamaya göre Talat, BRT’de katıldığı TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.

Kıbrıs konusundaki gelişmelerle ilgili görüşlerini açıklayan Talat, bu sürecin, aslında 2010’dan beri tıkandığını, Kıbrıs Rum tarafının çözüme Kıbrıslı Türkler kadar ihtiyacı olmadığı için onları çözüm yönünde baskılamak gerektiğini, bu amaçla sürekli girişimler yapmanın Türk tarafına düştüğünü kaydetti.

Talat, Rum tarafının AB dönem başkanlığını alıyor diye Türk tarafının görüşmeleri bitirdiğini anımsatarak “Bu gerçeği hep unutuyoruz” dedi. Talat, “Doğaldır ki, bitirilen görüşmeler yeniden başlatılmaya ihtiyaç duyar ve bunun da şartlarının oluşturulması gerekir. Bu şartlar da her zaman bizim istediğimiz gibi olmaz, olamaz” diye konuştu.

Görüşmelerden çekilen Anastasiades olduğu halde neden uluslararası toplumun kendisini eleştirmediğinin düşünülmesi gerektiğini kaydeden Talat “Sayın Eroğlu ne kadar çözüm istiyoruz derse desin, gerçekler dünyanın gözünden kaçmıyor. Aksi halde dünyanın eleştiri okları masayı terk eden Rum tarafına yönelik olurdu” dedi.

Doğal gaz krizinde Türkiye’nin kararlılığının sorulması üzerine Talat, sorunun sahibinin burası olduğunu, dolayısıyla kararlılığın Kıbrıs Türk tarafında olması gerektiğini, ancak her şeyin Türkiye’ye bırakıldığını anlattı.

“ÇÖZÜM VİZYONU OLAN BİR LİDERLİKLE...”

Bir soru üzerine Talat, mevcut durumun seçimlere kadar böyle süreceğini ve ancak çözüm vizyonu olan bir liderlikle durumun değişebileceğini savundu.

Rumların Kıbrıs Türk tarafının çözüm istemediğine inandıklarını söyleyen Talat, “Doğru yalan ama en azından Avrupalılara bunu böyle anlattıklarında anlayış gördüklerini biliyoruz” dedi.

RUSYA’NIN ÖNEMİ

Bir başka soru üzerine Talat, Rusya ile Türkiye’nin yeni ilişkisinden nasıl yararlanılabileceğinin düşünülmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu konunun çok önemli olduğunu, Rusya’nın, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ve Rum tarafının şartsız destekçisi olduğu unutulmadan çalışılmasının şart olduğunu anlattı.

Talat, “Rusya Annan Planı oylamasından sonra Genel Sekreter’in raporunun BM Güvenlik Konseyi’nde görüşülmesini engellemeseydi şimdiye kadar çoktan çözüme ulaşırdık” diye konuştu.