Çiğdem Aydın

Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen yasa dışı kürtaj davasında dün sanık Rasiha Serdaroğlu’nun avukatı Tahir Seroydaş’ın karar öncesi son savunmasını yaptı. Tahir Seroydaş, müvekkili aleyhine mahkemeye sunulan ifadelere tek tek değindi. Seroydaş, soruşturmada birçok tutarsızlık olduğunu, ifadelerin ise güvenilir olmadığını savundu.

Avukat Tahir Seroydaş, ilk olarak İddia Makamı tarafından davayla ilgili yapılan dosyadaki tadilat değişikliklerine değinerek, 34 haftalık bebeğe iğne yapılmak suretiyle yasaya aykırı olarak adam öldürme davası getirildiğini belirtti. Davada tanık olarak dinlenen hemşire Z.N.'nin ifadelerini de anımsatan Seroydaş, tanığın PI aşamasında sanıklar Fahri Karagözlü, Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan'ın 34 haftalık bebeğin ameliyatına girdiğini söylediğini ancak Rasiha Serdaroğlu'ndan bahsetmediğine değindi. 

Çelişkili ifadeler

Tanığın, istintak aşamasında mahkemede şahadet verirken Rasiha Serdaroğlu'nu bebeğin ameliyatına girdiğini söylediğini hatırlatan Avukat Seroydaş, bu tanığın Serdaroğlu'nu ameliyata girdiğini 3 ifadesinde de söylemediğine dikkat çekti. Seroydaş, 5 numaralı fetüs ile ilgili olgulara değinerek, fetüsün annesinin mahkemeye gelerek verdiği şahadetinin içeriğine vurgu yaptı. Tanığın ameliyatına giren anestezistin 'gözlüksüz' olduğunu söylediğini ancak kendisinin soruları üzerine anestezistin gözlük taktığını söylediğine dikkat çekerek, bu tanığın şahadetinin güvenirliliğine vurgu yaptı. Seroydaş, bu tanık dışında ise müvekkili Serdaroğlu'nu 5 numaralı fetüsün ameliyatına girdiğini söyleyen başka bir şahadet olmadığını savunarak, sanık Rasiha Serdaroğlu'nun 5 numaralı fetüs ile ilgili aleyhine getirilen davalardan mahkûm edilmemesi gerektiğini aktardı. 

M.A’yı uyuttuğuna dair tanık şahadeti yok

Savunma avukatı,  2 numaralı fetüsün annesi olan ve düşman tanık olarak ilan edilen M.A.'ya bebeğini aldırdığına dair, savcılığın dava açtığını ancak 5 numaralı fetüsün annesi M.D.'ye neden suç getirmediğini sorarak, neden M.D'nin aynı muameleye tabi tutulmadığını sordu. Tanık M.D'nin Türkiye'den geldiğinde havaalanından tahkikat memuru Namık Baz ve sekreter Cemaliye Ölmez tarafından alınmasına dikkat çeken Seroydaş, bunun sorgulanması gereken bir husus olduğunu kaydetti. Sanık Serdaroğlu'nun ifadesinden bir kesit okuyan Seroydaş,  sanığın M.A'nın ameliyatına girdiğini kabul ettiğini ama Rasiha Serdaroğlu'nun M.A'yı uyuttuğuna dair bir tanık şahadeti olmadığını söyledi. 

Ameliyat defterleri güvenilmez

Seroydaş, Ada Hospital'e ait ameliyat defterlerine de değinerek, tahkikat memurunun da bu defterlerin güvenilmez olduğunu söylediğini öne sürdü. Hastanenin ilk açıldığı zamanlarda narkoz uzmanı olarak görülen Rasiha Serdaroğlu'nun bu defterlerde kendisinin katılmadığı birçok ameliyata adının yazıldığını vurgulayan Seroydaş, sanığın aleyhine görülen bu defterlere işlenen ameliyat tarihlerinde Rasiha Serdaroğlu'nun yurt dışında olduğunun belli olduğunu ve bu defterlerin şüphe içerdiğine vurgu yaptı. Seroydaş, hastane çalışanları A.D. ile C.Ö.'nün ön duruşmalarda şahadet verdikten sonra teminatlarının kaldırıldığını,bunun dikkate alınması gerektiğini söyledi. Seroydaş, en önemli hususlardan birinin ise 34 haftalık bebek vakasının hangi tarihte olduğunu belirterek, ortaya çıkan şahadette olayın ne zaman gerçekleştiğinin önem arz ettiğini aktardı. 

Tanıklar başka uzmanlar başka tarihler söylüyor

Rasiha Serdaroğlu'nun suçlu bulunabilmesi için önce tarihin ıspatlanması ve mahkemenin buna bulgu yapmak zorunda olduğunu anlattı. Tanık A.D'nin bu vakanın ilk önce 25 Ocak 2016'da daha sonra ise 15 Aralık 2015'de olduğunu söylediğini aktaran Seroydaş, esas tanık Z.N'in ise önce 5 Ocak 2016'da dediğini ama istintak da 15 Aralık 2015 olabileceğini söylediğini kaydetti. Tanık A.G'nin ise vakanın önce Ocak ayı ortalarında istintak da 25 ila 27 Ocak aralığında olduğunu belirten Seroydaş, başka bir tanığın ise önce 2015 Aralık'ta daha sonra ise Aralık sonu Ocak başında vakanın olduğunu söylediğini anımsattı. 

“Tarihler arasında çelişki var…”

Davada fetüslerin gömüldüğü yerlerle ilgili mevcut olan fotoğrafların tarihine bakıldığında ise 15 Aralık olarak görüldüğünü aktaran Seroydaş, adli tıp uzmanı Elif Kara'nın otopsi yapıldıktan 1 ay geriye gidilebileceğini, uzman Coşkun Yorulmaz'ın ise topraktan çıktığı tarih itibariyle 15 gün öncesi olduğunu söylediğini hatırlattı. Seroydaş, tanıkların söylediği tarihlerin başka uzmanların söylediği tarihlerin başka olduğunu vurgulayarak, bunun çok ciddi bir şüphe doğurmakta olduğunu iddia etti. Avukat Seroydaş, 34 haftalık bebek vakasının tarihi belirlenirse nasıl bir yol çizileceğini soran Seroydaş, kendi kanaatince 34 haftalık bebekle ilgili tüm sanıkların beraat ettirilmesi gerektiğini söyledi. Seroydaş, tüm ortaya koyduğu hususlar doğrultusunda, İddia Makamı'nın sanık Rasiha Serdaroğlu aleyhine atılmaya çalışan suçları kanıtlayamadığı, sanığın bu suçları işlemediğini iddia ederek, tahkikat eksikliği olduğunu dolayısıyla sanığın aleyhine getirilen davalardan beraatını talep etti.