Gürsel Karagözlü
Lefke’nin göbeğinde bulunan tarihi konak, yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Konağın alçıları dökülmüş, ön cephedeki duvarlar, balkon altlarına konan demir direkler ile destekleniyor.
Bir tarih yıkılarak yok olma tehlikesi yaşarken çevredeki vatandaşlar can güvenliğinden endişe duyuyor.
Çarşı merkezindeki konağın önünden her gün onlarca yaya ve araç geçiyor.
Bölge halkı, söz konusu konak ve bölgede tahrip olmuş ve tehlike saçan diğer tüm yapılar için gerekli önlemin bir an önce alınmasını istiyor.
Yetkililer haberdar
Lefke halkını tedirgin eden tahrip olmuş yapılar ve söz konusu tarihi konağın durumu yetkililerin bilgisinde ancak yaklaşık iki yıldır ne yapıların ayakta tutulması hususunda ne de vatandaşların can güvenliğini sağlayacak önlemler konusunda yeterli önlemi bir türlü almıyor.
Meclis Başkanı Sibel Siber, 13 Ocak 2014 tarihinde Güzelyurt Kaymakamı Doğan Bağkur, CTP-BG Milletvekili Hüseyin Erçal ve Meclis Başkanlığı Özel Kalem Müdürü Ahmet Muratoğlu ve ile birlikte Lefke’ye ziyaret gerçekleştirmiş, ziyaretinde konu konağı da incelemişti.
Siber, konaktaki incelemelerin ardından basına açıklama yapmış ve konağın kültür evine dönüştürülmesi için Kültür Dairesi yetkilileri ile konuyu görüşeceğini dile getirmişti.
Siber, "Bu proje gerçekleşirse hem bu tarihi konak yıkılmaktan kurtarılmış olacak hem Lefke'ye bir kültür merkezi kavuşturulmuş olacak hem de bu davranış tüm tarihi yapıları olan kimselere bir örnek olacak" demişti.
Mirasçılar da durumun farkında
Ahmet Paşa'nın mirasçılarından Araştırmacı-Yazar Harid Fedai ise söz konusu konak için iki yıl önce yapmış olduğu açıklamada, “Bu bina Lefke'de nadir kalan yapılardandır. Bunları korumamız gerekir. Bu binanın varislerden bazıları, binanın devlete devri taraftarıdır. Sadece birkaçı sorun yaratabilir, konağın devrini savunan mirasçılar sorun çıkaran varislere para olarak haklarını vermeye hazırdırlar. Bina bu vaziyette bırakılırsa yıkılmaya mahkûmdur. Bu konak Ahmet Paşa'nın kardeşi Salih Supi'nin torunlarına aittir. Temennim binanın devlete devridir " demişti.
