Züleyha Karaman

Tarım Bakanlığı’nın tarım sektöründeki üreticilere borcunun 100 milyon TL’yi bulduğu, bütçesi 145 milyon TL olan Bakanlığın 2017 bütçesini tüketmeye başladığı ve bütçenin dışında 100 milyon TL ek kaynağa ihtiyacı olduğu belirtildi.

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, Önder Sennaroğlu’nun Tarım Bakanı olduğu döneminde kendilerine, “Eylem yapın başka türlü paranızı alamazsınız” dendiğini açıklayarak, “Meğer sebebi şuymuş; eylemi yaptığımızda yerlerde sürünürüz, televizyon kanalları ve gazeteciler bizi çekiyor, bunu alıp da Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yetkili makamlara ‘işte bakın görüyor musunuz, insanlar yerlerde sürünüyor, alacakları vardır’ diyorlar, bu şekilde para alıyoruz biz” dedi.

HALKIN SESİ’ne yaptığı açıklamada, narenciyecilerin devletten Doğrudan Gelir Desteği olarak 2015’den kalma yaklaşık 4.5 milyon TL alacağı olduğunu, akaryakıt alacağı da olduğunu, ancak ne akaryakıt alacağı olduğunu kendilerinin de unuttuğunu belirten Alioğlu, Tarım Bakanlığı’nın büyük sıkıntı işinde olduğunu, Bakanlığın yaklaşık 100 milyon TL bütçe haricinde borcu olduğunu ve bu açığının da giderek büyüdüğünü, Tarım Bakanlığı’nın bütçesinin dışında 100 milyon TL daha kaynağa ihtiyacı olduğunu, tüm bunarın yanlış hesaplamalardan ve iyi yönetilmeden kaynakladığını anlattı.

Bakanlıkların laçka haline geldiğini ve sektörlere karşı duyarsız davrandığını savunan Alioğlu, “Doğrudan Gelir Desteği’nin ödenmesi bizin sorunlarımızın bittiği anlamına gelmiyor. Hükümetin, önce, bu ülkede üretim yapılacak mı yapılayacak mı bunun kanaatine varması gerekir. Narenciye üretimi devam edecek mi etmeyecek mi buna karar verilmeli. Eğer bu üretim yapılacaksa, nasıl yapılacağıyla ilgili de bize yol haritasının çizilmesi gerekir. Biz bu yol haritasın çizdik ama her döne hazır altı edildi. Seçim zamanı ‘şunu bunu yapacağız’ diye manifesto çıkarılıyor, seçildikten sonra ve bakanlık koltuğuna oturduklarında maalesef hiçbir adım atılmıyor. Üreticiler ve ben artık Tarım Bakanlığı’na iğrenir duruma geldik. Bunu memurlarımız üstüne almasın” dedi.

Hükümetin görevinin sadece ay sonu memuru ödemek olmadığını ifade eden Alioğlu, ülkedeki özel sektörün ve üretici kesiminde düşünülesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’den gelen suyla ilgili sürecin uzamasını ve bu konudaki politika belirsizliğini eleştiren Ali oğlu, NASA’nın son 900 yılın en kurak dönemin yaşandığını açıkladığına işaret ederek, kuraklıkla ilgili  yetkililerin ne önlem aldığını sordu.

Narenciyede bu yıl 110 bin ton rekolte olduğunu, Türkiye’nin Rusya ile yaşadığı sorundan pazar olarak kendilerinin de etkilendiğini, yurt dışı temsilciliklerinde bulunan görevlilerin yeni pazar bulunmasında çalışma yapması, bu anlamda bir çalıştay düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu kadar sorum varken Doğrudan Gelir Desteği bize ödenmiş ödenmemiş bunun peşinde değiliz. Biz, narenciyenin, yeşilin devamı için mücadele ediyoruz” dedi.

“10 BİN DÖNÜM NARENCİYE BAHÇESİ KURAKLIKLA KARŞI KARŞIYA”

Narenciyede şuan hasat döneminde olduklarını ve üreticinin umduğunu bulamadığını, 10 bin dönüm narenciye bahçesinin karşı karşıya olduğunu açıklayan Ali Alioğlu, tarım politikasında narenciyenin olmayışı, yöneticilerin ilgisizliği üreticiyi kendi kararlarıyla baş başa bıraktığını kaydetti.

“SAÇLARINI ÇEKİP DUVARA VURMALI”

Yeni bakanın sorunlarını bildiğini dile getiren Alioğlu, “Yeni bakanın ilk gün tebrik kabul edip, ikinci gün, bana göre saçlarını çekip duvara vurması gerekir; 100 milyon TL borç, bütün sektörler sıkıntılı sancılı, verdiğiniz destekler yerine gitmiyor, amacına ulaşmıyor, peki nereye gidiyor? Bu devlet nereye gidiyor? Bütçede kaynak yoktur demekle, sorunları ötelemekle hükümetçilik oynanmaz. Duvara tosladık” dedi.

Yeni hükümetten sorunlara çare üretmesini beklediklerini dile getiren Alioğlu, yensi Tarım Bakanı’na gidip de “bu kadar alacağımız var, sektörün şu sorunları var” deme lüksünün olmadığını, sorunların herkesçe bilindiğini söyledi.

“EYLEM YAPIN, PARAYI ALIN”

Önder Sennaroğlu’nun Tarım Bakanı olduğu döneminde yaptıkları eylemde, kendilerine “eylem yapın” denildiğini açıklayan Alioğlu, şöyle konuştu:

“Meğer sebebi şuymuş; eylemi yaptığımızda yerlerde sürünürüz. Televizyon kanalları ve gazeteciler bizi çekiyor, bunu alıp da Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yetkili makamlara, ‘işte bakın görüyor musunuz, insanlar yerlerde sürünüyor,  alacakları vardır’ diyorlar, bu şekilde para alıyoruz biz. Bize, ‘eylem yapın başka türlü paranızı alamazsınız’ dediler. Demek ki, biz eylem yapalım, eylem görüntülerinin olduğu cd’leri alıp gidip para isterlerdi. Gerekçeyi ben söylüyorum ama eylem yapmamızı onlar istedi. Demek ki, bizim eylem görüntülerinin olduğu cd’leri alıp Ankara’ya götürürler, ‘üreticimiz yerde sürünüyor, ödeyemiyoruz’ deyip para isterlerdi.”

Ali Alioğlu, eyleme gitmek istemediklerini sütçülerin Meclis önünde süt döktüğünü kendilerinin de Meclis önünde narenciye yakmak istemediklerini belirterek, “Yeni hükümet hayırlı uğurlu olsun. Temennim odur ki sorunlara ciddi anlamda eğilirler, alacaklı sektörleri de en kısa sürede öderler. Temennimiz budur” dedi.

KELLE : “ÇİFTÇİNİN 40 MİLYON TL ALACAĞI VAR”

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, çiftçin, yaklaşık 17.5 milyon TL’si 2015’den olmak üzere devletten yaklaşık 40 milyon TL alacağı olduğunu belirterek, “Geleceğimizden yiyoruz” dedi.

HALKIN SESİ’ne konuşan Kelle, Çiftçinin devletten toplam 40 milyon TL alacağı olduğunu belirterek, çiftçinin 2015’de, Doğrudan Gelir Desteği’nden 15 milyon TL, mazot parası olarak 1.5 milyon TL,  ürün bedellerinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz farkı alacağının da yaklaşık 1 milyon TL toplam 17.5 milyon TL alacağı olduğunu, 2016’ın ilk 3 ayı içinde ise Doğrudan Gelir Desteği’nin ilk taksiti olan 16 milyon, mazot parası olarak da 6 milyon alacağı olduğu bilgisini aktardı.

Yeni hükümetin büyük özverilerle yürütülecek bir hükümet olduğuna işaret eden Kelle, şöyle konuştu:

“Tüm bunlara rağmen vatandaşın, halkın bekleyecek gücü ve sabrı kalmamıştır. Bir an önce iradeli bir hükümetin işlerin başına geçmesi lazım. Vatandaşın alacaklarını ödeyebilmesi, bir an önce özel sektöre, piyasaya para pompalanması gerekir. Artık devlet bilincini benimsemeleri ve bu yönde hareket etmeleri gerekir, aksi takdirde sadece sektörler değil tüm ülke kaosa girecektir. Kamu çalışanların maaşlarının da taksitle ödendiğini düşünürsek, özel sektörün de ne kadar sıkıntıya girdiği aşikardır.”

Hükümetin “bize zaman tanıyın” deme şanslarının olmadığını ifade eden Kelle, “Çünkü tarımda bizim bekleme veya erteleme gibi bir lüksümüz olamaz. Bir an önce 2015 yılı alacaklarımızın ödenmesi, 2016 yılında ise kuraklığının bir an önce ilan edilip nasıl tazmin edileceği yönünde sivil toplum örgütleri ile istişare içinde olup en iyi şekilde halkın ve üreticisinin tazmin edilmesi ve bu kuraklığı nasıl aşabiliriz, tarımdaki sıkıntıları nasıl çözebiliriz diye belirlememiz lazım.”

Gelecekten yediklerini, Tarım Bakanlığı’nın geçmişten gelen borcunun ortada olduğunu ifade eden Hüseyin Çavuş Kelle, “Şuan geleceğimizden yiyoruz, bir şekilde bu bütçe düzeltilmezse, güçlü, iradeli kişilerin özverili çalışmaları ortaya konmazsa, şuan için 2017’in bütçesini yiyoruz, önümüzdeki yıl ise 2019’un bütçesini yiyeceğiz” dedi.

“TÜK İŞLEVİNİ YİTİRDİ”

Çiftçiler Birliği olarak sürekli hükümeti olarak Toprak Ürünleri Kurumu (TÜK) konusunda uyardıklarını hatırlatan Kelle, şöyle konuştu:

“Bu yönetimin TÜK’ü batıracağını, ve TÜK ile birlikte üreticiyi de sıkıntıya koyacağını ifade ettik. Geçmiş hükümetler döneminde kimse bizi dinlemedi ama söylediklerimizin hepsi ortada. TÜK, şuan için işlevini bitirmiş, yurtdışından arpa getiremez durumundadır. Bu yüzden,  yeni hükümetten ve Tarım Bakanı’ndan, TÜK’ün ivedilikle yönetiminin değişmesi,  yönetimde Çiftçiler Birliği’nin temsil hakkının çoğaltılması, siyasetin TÜK üzerinden elini çekmesi, çiftçileri teslim edilmesi ve üreticiye en iyi şekilde hizmet verir noktaya getirilmesini bekliyoruz.