Bahadır Ayna

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte haşere ve sinek sayısındaki artış vatandaşları ve belediyeleri önlem almak zorunda bıraktı. Birçok belediye haşerelere karşı kimyasal ilaçlama yöntemini tercih ederken bazı belediyeler ise

kimyasal mücadele yerine biyolojik mücadeleyi tercih etti.

Havadis’e konuşan uzmanlar haşerelere karşı başlatılan kimyasal mücadele yönteminin haşerelerden çok insanlara zarar verdiğini açıkladı.

Uzmanlar, havaya püskürtme yöntemi ile yapılan kimyasal mücadelenin haşerelerin yüzde yirmisini yok edilebildiğini ancak insan sağlığında önemli hastalıklara neden olduğunu anlattı.

Kansere neden oluyor

Belediyelerin haşereler ile mücadelede, mahallelere püskürttüğü kimyasal ilaçlar uzun vadede insan sağlığında ciddi hastalıklara yol açıyor. Uzmanlar, kimyasal ilaçların kısırlık ve alerjik rahatsızlıkların yanı sıra karaciğer yetmezliği ve kansere neden olduğunu anlattı.

Sadece belediyeler değil vatandaşlar da kullanıyor

Haşere ve sineklerle mücadele için kullanılan kimyasal ilaçları belediyelere temin eden Şevketoğlu Limited’in genel müdürü Gazi Öke ise mücadele için vatandaşların evlerinde kullandığı sprey sinek ilaçları ile belediyelerin sokaklarda kullandığı ilacın aynı olduğunu söyledi. Öke, kimyasal ilaçların bilinçli kullanılması halinde kanserojen etkisi olmadığını savundu.

Türkseven: Püskürtme usulü ilaçlama uygun değil

Biyolog Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Niyazi Türkseven, belediyelerin araçlarla sokaklar arasında püskürtme usulü ilaçlama yapmasının uygun olmadığını kaydetti. Türkseven, sineklerin uçmadan önce mücadelenin başlaması gerektiğini, uçtuktan sonra da kimyasal mücadele yerine biyolojik ve mekanik mücadele uygulanması gerektiğini savundu. Sivrisineklerin durgun sularda popülasyona girdiklerini anlatan Türkseven, vatandaşları bahçelerde su dolu kaplar bırakmaması ve su kuyularının kapaklarını iyice kapatmaları yönünde uyardı.

“Doğal denge bozulmamalı”

Niyazi Türkseven, derelerin veya su birikintilerinin doğal yapısı bozulmadığı takdirde kurbağalar veya balıklar tarafından sinek larvalarının kontrol altında kaldığını kaydetti. “Bacillus” bakterisinin suya bırakıldığında sinek larvalarını yediğini anlatan Türkseven, bu tür alternatif yollar varken belediyelerin sokaklara “insektisit” denilen ilacı püskürtmesini cahillik olarak yorumladı.

Hüdaoğlu: İnsan vücuduna ve doğaya zararlı

Belediyelerin sokak sokak ilaçlama yapmasının sineklerin sadece yüzde yirmisini öldürdüğünü söyleyen Dr. Suphi Hüdaoğlu, kullanılan kimyasal ilaçların insan vücuduna ve doğaya büyük oranda zarar verdiğini kaydetti. Yapılan araştırmalara göre bu ilaçların kanser, alerjik rahatsızlıklar ve çocuklarda dikkat bozukluğu yaptığını anlatan Dr. Suphi Hüdaoğlu, Avrupa ülkelerindeki gibi KKTC’de de biyolojik bir mücadele yapılması gerektiğini savundu.

Depreli: Çocuklar için büyük tehlike

Dr. Hüseyin Depreli, açık havadan yapılan ilaçlamaların tüm insanlar için tehlikeli olduğunu ve bağışıklık sistemleri yeni gelişen çocuklar için daha büyük tehlike yarattığını söyledi. Bu ilaçların kanserojen maddeler içerdiğini vurgulayan Dr. Hüseyin Depreli, belediyelerin yaptığı uygulamanın yanlış olduğunu ve vatandaşların karşı çıkması gerektiğini kaydetti. Dr. Hüseyin Depreli sinekler için atılan ilaçların insan vücuduna yaptığı etkileri karaciğer yetmezliği, böbreklerden atılırken böbreklere zarar vermesi, solunum ve ses tellerine zara vermesi, kısırlık ve alerji olarak sıraladı.

Bilinçli yerel yönetimler çoğalıyor

Bazı yerel yönetimler haşere ve sineklerle mücadele için kimyasal ilaçlama yerine biyolojik ilaçlama yöntemi kullanıyor. Paşaköy Belediye Başkanı Habil Tülücü haşere ve sineklerle mücadele için köy halkının sağlığını korumak adına biyolojik mücadeleyi tercih ettiklerini kaydetti. Tülücü, haşerenin karşı cinsi kokusunu içeren ve aynı zamanda sinek tuzağı olan kapları telefon ve elektrik direklerinin üzerine astıklarını, sadece belirli dönemlerde kurallı bir şekilde püskürtme yöntemi ile ilaçlama yaptıklarını açıkladı. Habil Tülücü, bütün belediyelerin sokakları ilaçlamaktan vazgeçmeleri gerektiğini vurguladı.

Soyer: Güney’de insanlar dışarı çıkamıyor

Mağusa Belediyesi Sağlık Şube Amiri İlke Sabit Soyer, Kıbrıs’ın güneyinde bulunan Larnaka ve Limasol’da oldukça yoğun olan sinek popülasyonu nedeni ile insanların dışarıya çıkamadığını bunun kaynağının halen tespit edilemediğini kaydetti. Soyer, konu ile ilgili Mağusa Belediyesi ile Rum tarafının irtibat içerisinde olduğunu söyleyerek Mağusa Belediyesi’nin yeterli ekipmanlara sahip olduğunu, korkulacak bir şey olmadığını ekledi.

Öke: Bizim rehberimiz Dünya Sağlık Örgütü kitabıdır

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin ve Mağusa Belediyesi’nin sinekle mücadelede ilaçlarını kendilerinden aldığını söyleyen Şevketoğlu Limitet Genel Müdürü Gazi Öke, şirket prensibi olarak sattıkları ilaçların Dünya Sağlık Örgütü’nün onaylı olduğunu söyledi. Öke, evlerde kullanılan ilaçlarla belediyelerin kullandığı ilaçların aynı olduğunu, ikisinin de belirtilen dozajda kullanıldığı taktirde kanserojen bir etki oluşturmadığını savundu. Biyolojik mücadelenin tek başına yeterli olmadığını iddia eden Öke mücadelenin kimyasal mücadele ile entegre götürüldüğü taktirde etkili olduğunu belirtti. Aynı ilaçların Avrupa Birliği üyesi olan Güney Kıbrıs’ta da kullanıldığını anlatan Öke, KKTC’ye yüzlerce denetimsiz ilaç getirildiğini savundu.