Özge Kizir

Bir anlaşmanın olması durumunda mutlak süratte iki bölgeliliğin olacağını vurgulayan ErsinTatar, “Bu memlekette eğer bir anlaşma olacaksa mutlak süratte iki bölgelilik, iki eşit ve siyasi devlet statüsü olacaktır. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın söylediği gibi nüfusta da mülkiyette de Türk olacaktır. Bunları kabul ederse buyursun. Kabul etmezse günün sonunda buradaki Türk varlığının geleceği tehlikeye girer” ifadesini kullandı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Ersin Tatar, katıldığı televizyon programında müzakere sürecini değerlendirdi. Dış güçlerin şuan ki pozisyonunu “istikrar” olarak nitelendiren Tatar, “40 senedir bunları görüyorum. Her plan geldiğinde şimdi olacak şimdi olmazsa hiçbir zaman oluyor. Ardından 3 sene sonra başka bir plan çıkıyor. Şimdi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri ve Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide vardır. Şimdi Eide modası vardır. Birileri hep geldi gitti. Ansızın Eide’de gidecek. Başkası gelecek ve o da 3 sene daha bu işi götürecek ve öyle devam edecek. Şuan ki şartlarda gördüğüm kadarıyla bu işin iyi gittiğini görmüyorum” dedi.

“Bizim görüşlerimiz ve Kıbrıs konusuna yaklaşımlarımız açık ne nettir”

Partinin müzakere sürecine olan görüşlerinin açık ve net olduğunu ifade eden Tatar, “Bizim görüşlerimiz ve Kıbrıs konusuna yaklaşımlarımız açık ne nettir. Hem parti bildirgelerimiz de hem de yapılan toplantılarımızda genel başkanımız ve milletvekillerimiz bu görüşmelerdeki yaklaşımımızı açıklamaktayız. Bizim buradaki görüşlerimiz açık ve nettir” şeklinde konuştu.

“UBP sıkıntı yaşıyor”

Mecliste müzakere konusunda zaman zaman bilgi verildiğini belirten Tatar, “Görüşmeleri seçilmiş cumhurbaşkanı yapıyor. Mecliste de zaman zaman bilgiler veriliyor. Fakat hükümete bakıldığında hükümetin başı yani Başbakan Ömer Kalyoncu ve onun milletvekili Özdil Nami de aynı zamanda bu seçilmiş cumhurbaşkanının baş görüşmecisidir. Dolayısıyla UBP bundan dolayı sıkıntı yaşıyor. Çünkü Başbakan ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ve eski dış işleri bakanı Özdil Nami dediğim gibi görüşmecidir” ifadesini kullandı.

“Gerektiğinde gereken yapılır”

UBP tabanı, teşkilatları, parti meclisi üyelerinin ve partinin, bu konudaki görüşlerinin açık ve net olduğunu vurgulayan Tatar, “Biz UBP’nin bazı milletvekilleri olarak mecliste hükümet programı okunurken, çıkıp onay vermememize rağmen hükümet programındaki Kıbrıs meselesine görüşünü ve oradaki yazılanları yeterli bulmadığımızı söyledik. UBP tabanı, teşkilatları, parti meclisi üyelerinin ve partinin bu konudaki görüşleri açık ve nettir. Tereddüt yoktur. Genel Başkan da ifade etmiştir. Gerektiğinde de gereken yapılır” dedi.

“Gidişatı beğenmiyorum”

Müzakere sürecinde sık sık görüşlerin ifade edilmesi gerektiğine dikkat çeken Tatar  şunları söyledi: “Görüşlerimizi hem meclis kürsüsünde hem de basında bunları vatandaşa iletmemiz lazım ki, o ağırlığımızı vatandaş hissetsin. Onu yapmaya çalışıyoruz. Fakat bu durum belki yeterli olmayabilir. Bana şuanda müzakere sürecinde ne oluyor diye tekrar sorarsanız, ben gidişatı beğenmediğimi söylerim. 2016 yılı çözüm yılı olmaz. Seçimler geliyor bir taraftan seçimlere kadar zaten hiçbir şey olmayacak. Hatta bunların seçimlere kadar şovenizmde artacak. Tribünlere oynuyor belli oldu. 

“Ben çözüm karşıtı veya çözümü hiçbir zaman istemeyen bir milletvekili olarak bilinmek istemem”

Demek ki o taraftaki seçmen profili böyledir. Bunu görmek ve duymak isterim. Mesela bizim seçmen profilimiz farklıdır. Annan Planı’nda olduğu gibi daha yumuşaktır. Fazla milliyetçiliği hatta kaldırmamaktadır. Fakat biz de vatandaşa, fazla şovenizm veya milliyetçilik yapma adına değil, gerçekleri paylaşma adına bunları anlatıyoruz. Gerçekler nedir vatandaşın bunu bilmesi lazım. Ben çözüm karşıtı veya çözümü hiçbir zaman istemeyen bir milletvekili olarak bilinmek istemem. Fakat doğruları da halkımla paylaşmam lazım.” 

“Türk varlığının geleceği tehlikeye girer…”

Bir anlaşmanın olması durumunda mutlak süratte iki bölgeliliğin olacağını vurgulayan Tatar, “Türkiye’nin garantörlüğünde Rum tarafı asla şuan ki durumu kabul etmeyecekse, toprak meselesinde şunu bunu isterim diyecekse veya 100 bine yakın göçmen tekrar rehabilite edilecekse- bunları sabah kadar sıralayabiliriz- nasıl anlaşma olacak? Dolayısıyla bu memlekette eğer bir anlaşma olacaksa mutlak süratte iki bölgelilik olacaktır. İki eşit ve siyasi devlet statüsü olacaktır. Ne dersen de iki devlet olacaktır.  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın söylediği gibi nüfusta da mülkiyette de Türk olacaktır. Bunları kabul ederse buyursun. Kabul etmezse günün sonunda buradaki Türk varlığının geleceği tehlikeye girer. Gerisi insanları kandırmaya girer” ifadesini kullandı.

“Avrupa Birliği’ndeyiz diye bütün özgürlüklerin geçerli olabileceğini savunacaklar”

Türkiye’nin askerini çekmesi halinde Rumların Kuzeye de yayılabileceklerini ifade eden Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin buradan topu, tüfeği ve askeri ile çekilmesi ve Avrupa Birliği içerisinde olan Kıbrıs Federal Cumhuriyetinin zaman içerisinde Rumların Kuzey’e de yayılabilmesi mümkün olacaktır. Çünkü onlar Avrupa Birliği’ndeyiz bütün özgürlüklerinde geçerli olabileceğini savunacaklar. Dört özgürlük dedikleri kutsal kuralları Kuzey’de de geçerli olacaktır. Dolayısıyla zaman içerisinde ilk anlaşma imzalandığında birkaç sene pek bir şey değişmeyebilir. Oh ne güzel diyebiliriz. Fakat bunun sancıları zaman geçtikten sonra ortaya çıkacak. Çünkü mal mülk meselesinde tapular devreye girecek, senin tapun şuanda tam geçerli değil bankadan kredi alamayacaksın diyecekler. 

“Mal senindir diyecekler ama o anlaşmadaki maddelere göre komisyonlara başvuracaklar”

Malını satamayacaksın. Mal senindir diyecekler ama o anlaşmadaki maddelere göre komisyonlara başvuracaklar. Komisyonlar karar verecek. Bu kadar sene sonra oranın gerçekten mülkiyeti KKTC’nin mi yoksa 1974 öncesi tapu sahibin mi diye karar verecekler. Bizim böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Çünkü bu kadar senelik ve iktisat ve maliye bilgimle böyle bir düzenlemeyi bir ekonomin ve devletin kabul edebileceğini ve kaldırabileceğini düşünmüyorum. Burası darmadağın olur.”