Maliye Bakanlığı bütçesiyle ilgili söz alan UBP Milletvekili Ersin Tatar, Başbakan’ın dünkü Bakanlar Kurulu sonrasında  yaptığı açıklamaları eleştirerek, alınan kararları “popülizm” olarak değerlendirdi.

Kur artışına işaret eden Tatar, dövizdeki artışın DPÖ’nün açıklayacağı  hayat pahalılığına yansıyıp yansımadığının ileriki günlerde görüleceğini kaydetti.

Emeklilerin geriye dönük alacakları konusuna da değinen Tatar, bakanlığı döneminde kendisini eleştiren CTP-BG  milletvekillerinin bugün hükümette olduklarını söyledi.

Bütçe açığına işaret ederken, ek mesai sıkıntısının giderilmesine yönelik hükümetin ne tedbir aldığını soran Tatar, hükümette olduğu dönemde alınan tedbirleri anlattı.

Tatar, hükümet ortaklarının çalışmalarını eleştirerek, “Maliye Bakanının yalnız bırakıldığını” da söyledi.

Ersin Tatar, TC ile yapılan ekonomik protokol çerçevesinde ekonomiyi istikrara kavuşturduklarını; hükümet değişikliğinin ardından güncellenerek yenilenen programın halen yürürlükte olduğunu ancak son dönemde uygulanmadığını öne sürdü.

Tatar, bütçenin önemli bir kısmını personel ve  cari giderlerin oluşturduğuna işaret ederek, hükümeti  bunları azaltmaya yönelik bir politikası olmadığı gerekçesiyle eleştirdi.

Araç Kayıt Dairesi’nin  de Vergi Dairesi’nin yeni binasına taşınmasının öngörüldüğü ancak Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlanmasıyla aynı yerde kaldığını anlatan Tatar, binanın alt yapı sorunlarına dikkat çekerek, “Araç kayıt dairesindeki çalışnaların morali sıfır” dedi.

Her bakanlığın bütçesinin yetersizliğinden yakındığını, kamuda  reformlara  ihtiyaç olduğunu anlatan Tatar, ancak hükümette böyle bir niyet görmediğini söyledi.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün neden elektrik fiyatlarına yansımadığını soran Tatar, hükümeti Elektrik Kurumu’yla ilgili icraatları nedeniyle eleştirdi.

Akıllı sayaç ihalesinin iptal edilerek Elektrik Kurumu’nun yeniden ihaleye çıkmasıyla yaşanan sürece değinen  Tatar, kurumun Sayıştay denetimine tabii olduğunu ve denetlenmesi gerektiğini söyledi.

Led ışık ihalesinden Maliye Bakanlığı’na bağlı Merkezi İhale Komisyonu’nun haberi olup olmadığını soran Tatar, “Komisyonun by-pass edildiğini” iddia ederek bunu eleştirdi.

Batık bankaların alacaklarının halen durduğunu yineleyen Tatar, hükümeti seyirci kalmakla suçladı.

GSM şirketlerinin zammına da değinen Tatar, fiyatların yüksek olduğunu, burada rekabet olup olmadığının araştırılması gerektiğini ifade ederek, Ulaştırma Bakanlığı’nı göreve davet etti.

Tatar, Gazimağusa’da AB’den iş alıp ödenmeyen Emek İnşaat konusunu gündeme getirerek, bu şirketin İngiltere’de mahkemeyi kazanmasına rağmen parasını alamadığını kaydetti, bu paranın 15 milyon TL civarında olduğunu, bu firmanın alacağını alabilmesi için hükümetin AB’ye baskı yapmasını istedi.

Ülkede yatırımların geliştirilebilmesi için hukukun iyi tesis edilmesi gerektiğini ifade eden Tatar, ülkedeki kurumlara da sahip çıkılması gerektiğini, örneğin Telefon Dairesi’nin özelleştirilmesine karşı olduğunu, bu dairenin geliştirilmesi gerektiğini, çünkü GSM şirketlerinin piyasayı yüzde 90 civarında aldığını söyledi.

Devlet kurumlarının devlet kefaletiyle borçlanması sırasında faizlerin düşürülmesi gerekliliğine işaret eden Tatar, örneğin sosyal sigortaların borçlanmalarını Merkez Bankası öncülüğünde 3 yıllık yapması ve faiz giderlerinin düşürülmesi gerektiğini kaydetti.

Kıb-Tek’teki personel alımlarını eleştirirken de  emeklilik dönemleri geldiğinde bu çalışanların ücretlerini kimin ödeyeceğini soran Tatar, bu konuda hükümete yazılı soru soracağını söyledi.

UBP Milletvekili Sunat Atun da, ülke ekonomisini değerlendirerek, mali sistemde zaafiyetler bulunduğunu, iç borçların yükseldiğini, bütçe yetersiz geldikçe iç piyasadan borçlanıldığını kaydetti ve bütün bunların hükümetlerin plan yapmasını engellediğini kaydetti.

Atun, kendi dönemlerinde yapılan ekonomik programlarla mali sistemde düzenlemeye gidildiğini ifade ederek, bu programlardan örnekler verdi, ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için bu programların uygulandığını anlattı.

Hükümet programının bu bütçe ile etkisiz ve anlamsız kaldığını ifade eden Atun, ülkenin ancak 2010-2012 Ekonomik Programları temelinde gelişebileceğini söyledi.

Ülkede işsizlikte artış olduğunu, ihracata gerekli desteğin verilmediğini, pazarlar bulunamadığını, bütçe açıklarının büyüdüğünü, tasarrufa işaret edildiğini ancak bu bütçe ile neyin tasarrufundan bahsedildiğini anlamadığını ifade eden Atun, 2015 yılı bütçesinin yetersiz olduğunu kaydetti, Maliye Bakanı’nın 2015 yılı bütçesi hedeflerinin UBP’nin 2010-2012 ekonomik programında yer aldığını kaydetti.

Atun, ülkenin borçlu hale geldikçe bunun vatandaşa vergi olarak yansıdığını, ayrıca borçlanılan kamu bankalarının devlete verilen borçların faizlerinden dolayı gelirlerinin yüksek olduğunu ancak gerçekte bu paranın olmadığını anlatarak, bunun da ülke ekonomisini gerçeklik dışında yükseğe taşıdığını ifade etti.

Bu konulara uzun süreli bir planlama yapılıp çözüm bulunması gerektiğini söyleyen Atun, hükümetin bütçe açıklarını gizlemek için bütçe içerisinde çalışmalar yaptığını savundu, bunların bir kısmının ek mesai ödeneklerinde gizlendiğini, bu yıl maliyenin 51 milyon 400 bin TL ek mesai ödediğini, ancak 58 milyon öngördüğünü, 2015’te ise 50 milyon TL öngörüldüğünü anlattı.

Atun, bütçe açığı öngörüsünün gerçeği yansıtmadığını, açığın daha da büyüyeceğini, çünkü hükümetin buraya gerçekleri yansıtmadığını savunarak, bunlara ek mesai, kuraklık ödeneklerini gösterdi.

Ülkede kuraklık ihtimalinin her zaman olduğunu ancak bütçeye konmadığını, ek mesailerin gerçekçi konmadığını, hayat pahalılığının yer almadığını işaret eden Atun, bütçe açığına 50 milyon TL’nin üzerinde bir ek olacağını kaydetti.

Ülkede üreten değil tüketen bir ekonomi oluştuğunu ifade eden Atun, önemli olanın ekonominin siyasetini yapmak olduğunu belirtti. Vergi toplanmasının önemine işaret eden Atun, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasının, halkın vergileri dolaylı yönden daha fazla ödememesi için önem taşıdığını söyledi.