Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan adayı, Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar, “Rum yetkililerin açıklamaları ve net bir şekilde ortaya koydukları tutumdan dolayı Kıbrıs Türk Halkı’nın  büyük bir bölümün yaşamakta olduğu tedirginliği,  ‘spekülasyonlara, korku yaymaya çalışanlara kulak verilmemeli’ diyerek göz ardı etmenin doğru bir politika olmadığını” savundu.

Tatar, “Özellikle mülkiyet, toprak, Avrupa Birliği, güvenlik ve garantiler, vatandaşlık, konularında dikkatli davranılmaz, Rum tarafı ve bazı devletlere şirin görünmek için bazı sözler verilir, yanlış ifadelerde bulunulursa Kıbrıs Türkü’ne büyük zarar verilebileceğini” öne sürdü.

Ersin Tatar, “Kıbrıs Türk tarafının kriteler üzerinde uzlaşma sağlanmadan mülkiyet konusunda Rum tarafını avantajlı duruma sokacak bir açıklamaya  evet demesinin büyük hata olduğunu” ileri sürdü.

“Rum mülkiyet teknik komitesinin başında, Rum Yönetimi eski başkanlarından Papadopulos’un Dışişleri Bakanı Markulli’nin bulunduğunun unutulmaması gerektiğine” işaret eden Tatar, açıklamasında şunları kaydetti:

“Neden önce kriterler konuşulup antlaşma arayışında bulunulmadan Rumun ana isteği kabul edildi? Rum tarafı asıl almak istediğini almış durumdadır. Bu noktadan sonra Rum tarafının Kıbrıs Türkleri’nin 41 yıllık haklarını koruyacak kriterleri kabul etmesi mümkün mü?

Neden yıllarca Kıbrıs Türk tarafının müzakereciliğini yapan çok değerli kişilerin, bizlerin ve çeşitli kesimlerin yapıcı eleştirileri göz ardı edilmek isteniyor.  Rum tarafı Kıbrıs görüşmelerindeki 6 başlıkta da uzlaşmaz bir tutum içindedir. Rumlar, Kıbrıs Türk halkının tek bir ferdinin dahi kabul etmemesi gereken, bizleri güvenlik ve sosyo-ekonomik açıdan tehlikeye atacak bir tutum ortaya koymaktadırlar.

Yapılan eleştiriler ise spekülasyon değil tamamen Rum yetkililerin açıklamalarına dayanmaktadır. Bunları spekülasyon olarak küçümseyip, göz ardı etmek kafayı kuma gömmektir.Neden birileri Rum yetkililerin açıklamalarını görmezden, duymazdan geliyor? Bunları duyup, görüp halkımıza aktarmaya, haklarımızı savunmaya çalışanları neden karalanıyor, ötekileştiriyor ve düşman ilan ediyor?  Bu davranışları anlamak mümkün değildir.

Sayın Akıncı’ya soruyorum; Yunan Dışişleri Bakanı Kıbrıs’ta tek bir Türk askeri dahi kalacak olsa antlaşma olamayacağını, garanti sistemine karşı olduklarını söylemedi mi? Rum Meclisi’nin Türkiye’nin garantisinin kaldırılmasına ilişkin olarak oy birliği ile aldığı karar yok mu?

Anastasiades’in sözcüsü bulunacak antlaşmanın AB müktesebatına uygun olacağını, yapılacak olası antlaşmanın AB hukuku haline gelmesi  gibi bir durumun söz konusu olamayacağını söyleyerek iki bölgeliliği, oluşturulacak mülkiyet rejimini Avrupa mahkemeleri yoluyla ortadan kaldırma niyetlerini ortaya koymadı mı? Siz masada görüşlerini alacağınızı söylediğiniz AB temsilcisi Nuffel’in derogasyonlara karşı olduğunu bilmiyor musunuz? Eski müzakerecinin Nuffel’in tutumu ile ilgili olarak söylediklerini neden dikkate almıyorsunuz? Rum tarafının 23 Temmuz 2014 tarihinde görüşme masasına koyduğu Toprak ayarlamaları ile ilgili ilkelerinde 100 bin kişinin dönebileceği kadar toprak tavizi istediği, bunların yer isimlerini açıkça ortaya koyduğu, 60 bin kişinin de içimize gelmesini talep ettiği gerçeği ortadayken bunların bilinmesinden, konuşulmasından neden rahatsız oluyorsunuz?

Bizim teknik komitemizin üyeleri kimlerdir Başkanları kimdir? Halkımızın hak ve menfaatlerini kimler savunmaktadır? Bazı teknik komitelerin üyeleri açıklanırken (cinsiyet eşitliği,sanat gibi) en önemli iki komite olan  ‘Mülkiyet’ ve ‘AB ‘ komitelerinin üyeleri ve başkanları kimlerdir?  Neden isimleri ve uzmanlıkları açıklanmıyor?

Kimse gerçekleri gizlemeye çalışmasın. Kıbrıs’ta kalıcı, yaşayabilir bir antlaşma istemeyen tek bir Kıbrıs Türkü yoktur. Ancak bu antlaşma , güvenliğimiz, sosyo-ekonmik mahvoluşumuz pahasına olamaz.

Biz, kimden gelirse gelsin her türlü saldırı, tehdit karşısında Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini, özgürlüğünü, güvenliğini ve refahını savunmaya devam edeceğiz. Sayın Akıncı’nın bilgi vermeye, konuşmaya başlaması olumludur ama henüz yeterli seviyede değildir. Beklentimiz halkımızın her şeyden haberdar edilmesi ve sürecin sağlıklı seyrederek  bir an önce sonuca ulaşılmasıdır.”