Suna Erden

Aralık ayı sonlarında başlayan ve Ocak ayında devam eden ve neredeyse tüm temel ürünlere yapılan zamlar vatandaşın belini bükerken, aynı zamanda dövizin giderek tırmanması halkı çileden çıkardı. Başta elektrik, tüp gaz, akaryakıt zamlanırken, bunları sırasıyla et, yumurta, tavuk, pirinç, sigara, ilaç, balık, havyan yemi, kıyafetler gibi en temel ihtiyaçlar izledi. Dolar 3.90, Sterlin 4.90, Euro ise 4.20’den işlem görürken, döviz borcu olanlar, döviz üzerinden kira ödeyenler kan ağlamaya başladı. 

Bazı Sivil Toplum Örgütleri, dernekler ve siyasi parti yetkilileri zamlar ve döviz karşısında hükümeti önlem almaya çağırırken, yetkililerin kötü günler için oluşturulan Fiyat İstikrar Fonu’nun piyasayı rahatlatması için kullanmasını istiyor. Gelir ve Vergi Dairesi eski Müdürü, Vergi Uzmanı Göksel Saydam, vatandaşın zam yağmuru altında boğulmaya terkedildiğini, dövizin yarattığı tahribat bir yana devletin birçok harca zam yaptığını ifade ederek, hükümetin acil önlemler alması gerektiğini dile getirdi. 

Saydam, kara günler için oluşturulan Fiyat İstikrar Fonu’nun başka amaçlar için kullanıldığını belirterek, “Piyasa kan ağlıyor. Bu kötü günlerde fondaki para vatandaşın rahatlatılması için kullanılması gerekiyor” dedi. Maliye eski Bakanı Ekonomist Ersin Tatar ise sürekli olarak yetkililerin önlem almadığından yakınıldığını ifade ederek, döviz karşısında hükümetin yapabileceği şeylerin çok kısıtlı olduğunu dile getirdi. Tatar, “Sterlin 5 liraya yaklaşıyor. Acı gerçekler karşımızda dururken halka ümit pompalayamam. Durum kritiktir. Herkesi tasarruf yapmaya davet ediyorum” dedi. 

KRİZ MASASI OLUŞTURULMALI 

Türkiye’de yaşanan ekonomik hareketlerin direkt olarak KKTC’ye yansıdığını kaydeden Saydam, döviz artışının yaratığı ekonomik tahribatı gidermek için hükümetin önlem alması gerektiğini vurguladı. 

Saydam, kriz masası kurulması, kısa ve orta vadede alınacak tedbirlerin belirlenmesi gerektiğini belirterek, çoğu girdilerin ithalat ürünleri olduğunu, bu ürünlerin döviz ile alındığını en azından önlem olarak belli bir süre KDV oranları ile stopaj vergisinin indirilmesinin şart olduğunu kaydetti. 

En büyük darbeyi esnaf ile halkın aldığını, döviz artışı ile devletin gelirlerinin arttığını kaydeden Saydam, “Hükümet bir an evvel bu konuyu ciddi bir şekilde ele alıp mantıklı önlemler alması lazımdır. ‘Nasıl olsa TL’yi biz yönetmiyoruz’ demeleri, gerekirse kriz masası kurup kısa ve orta vadede alınacak önlemleri belirlemeleri gerekmektedir” şeklinde konuştu. 

BİR DARBEDE ONLARDAN 

Saydam, 20 yıl önce yasa ile kurulan Fiyat İstikrar Fonu’nun (FİF) döviz artışı nedeni ile temel ürünlerde oluşan fiyat artışını dengelemek amacı ile kurulduğunu ancak fon gelirinin amaç dışı kullanıldığını ifade ederek şunları söyledi: “Her türlü lüks giderlerden alınan vergilerle oluşturulan FİF’in amacı kara günlerde piyasayı rahatlamaktı. Ancak fon bütçenin bir kaynağı olarak harcanıyor. 20 seneden beridir amacının dışında kullanılan fon ile ilgili bir düzenleme yapılması gerekiyor.” Saydam, dövizin yarattığı şiddetli olumsuzluğa rağmen Ocak ayında 36 tüzükte değişiklik yapılarak iğneden ipliğe zam yapıldığını ifade etti. 

TATAR, “O PARA BÜTÇE AÇIĞI İÇİN” 

Maliye eski bakanı ekonomist Ersin Tatar ise sürekli olarak yetkililerin önlem almadığından yakınıldığını ifade ederek, döviz karşısında hükümetin yapabileceği şeylerin çok kısıtlı olduğunu dile getirdi. Tatar, Fiyat İstikrar Fon’unda yılda 700 Milyon TL biriktiğini, biriken bu paranın bütçe açığını kapatmak için kullanıldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Fonda biriken para bütçe açığı için kullanılıyor. Eğer bütçe açığı için kullanılmazsa o zaman açık rakamları daha da büyür. Fonun kurulma amacı başka olsa da şartlar bunu gerektiriyor. Ayrıca fondaki paranın bütçede kullanılması meclis onayı ile gerçekleşiyor. Aksi takdirde yıllık 300 milyon TL olan bütçe açığımız 1 milyar TL’ye yükselir.” 

TÜRKİYE YAPAMIYOR BİZ Mİ YAPACAĞIZ 

Dövizdeki artışın tüm ürünlerin zamlanmasına neden olduğunu ifade eden Tatar, hükümetin alacağı önlemlerin kısıtlı olduğunu belirterek, “Mesela gümrüklerdeki vergileri kurları sabitleyerek alsınlar veya tapu harçlarında kur sabitlemesi yapsınlar ancak asıl sorun dövizin yükselmesidir.10 bin Sterlin tutarında bir mal alan şahsın aldığı ürünün üzerinde 10 bin TL zam gelmiştir. Kısacası asıl sorun dövizin yükselmesidir. Hükümet dövize müdahale edebilecek durumda değildir. Ayrıca kur sabitlenmesi halinde de bu kez devletin gelirleri düşecektir. Koskoca Türkiye dövize müdahale edemezken KKTC bunu nasıl yapacaktır. Hükümet önlem alınmaya çağrılırken ekonomik gerçekler göz ardı edilmemelidir” şeklinde konuştu. 

HERKES TASARRUFA 

Ekonomist Tatar, 2001 yılında Türkiye’de başlayan ve şimdiye kadar süren bir ekonomik istikrar olduğunu ancak 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra Türkiye’de ekonomik dalgalanmalar başladığını ifade etti. Tatar, “Beklenmedik bir durum yaşanıyor. Türkiye’de başlayan ekonomik kriz bizi de etkiliyor. Sterlin 5 liraya yaklaşıyor. Acı gerçekler karşımızda dururken halka ümit pompalayamam. Durum kritiktir. Herkesi tasarruf yapmaya davet ediyorum; sadece halk değil hükümette ciddi bir tasarrufa başlamalıdır. Ne olacağını bilmiyoruz. Önümüzü görene kadar dikkatli olmalıyız” dedi.