Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Avrupa Komisyonu’nun ‘Kıbrıs Türk Masası’nı, Avrupa Birliği’nin (AB) uhdesinden alıp ‘Bölgesel Politikalar Genel Müdürlüğü’ uhdesine verme kararı ile ilgili Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in sözcüsü Mina Andreeva'dan bilgi istedi.

TDP’nin bilgi talebine hemen yanıt veren Andrevva, AB Komisyonu’nun Kıbrıslı Türklerle ilgili kararının, Komisyonu’nun son dönemde yaptığı kapsamlı reformların bir parçası olduğunu, Kıbrıslı Türklerle ilgili olumsuz bir durumun oluşmadığını kaydetti.  

TDP Dışilişkiler Sekreteri Deniz Birinci, Mina Andreeva’nın kendilerine verdiği yanıtta, Avrupa Komisyonu’nun ‘Kıbrıs Türk Masası’nı, Avrupa Birliği’nin (AB) uhdesinden alıp ‘Bölgesel Politikalar Genel Müdürlüğü’ uhdesine verme kararının, AB Komisyonu’nun son dönemde yaptığı kapsamlı reformların bir parçası olduğunu kaydettiğini açıkladı.  Birinci, Andreeva’nın değişikliği, Kıbrıslı Türklere AB tarafından verilen taahhütlerin fiiliyatta pekiştirilmesi olarak nitelendirdiğini kaydetti.

Birinci, kararın ardından Türk tarafında oluşan ‘Kıbrıslı Türklerin bundan böyle AB'nin kendileriyle direkt temastan kaçınacağına ve ilişkilerin seviyesini düşüreceğine yönelik’ endişeye yönelik ise Andreeva’nın böyle bir endişeye gerek duyulmaması gerektiğini ilettiğini belirtti. 

Kıbrıslı Türklerin endişelerine yönelik olgularla ilgili Güney Kıbrıs'taki AB Komisyon Temsilciliği'nden yaklaşık 10 gün önce izahat istediklerini, ancak cevap alamadıklarını, bunun üzerine direk Brüksel’de AB Komisyonu Başkanı seçilen Jean-Claude Juncker'in sözcüsü Mina Andreevaya ulaştıklarını ve kendilerine anında yanıt verildiğini kaydeden aktaran Birinci, yaşanan olayın Güney’deki AB Ofisi’nin Kıbrıslı Türklerle iletişimini artırması gerekliliğini ortaya koyduğuna dikkat çekti.

Deniz Birinci, “Kuzey’deki ofis sadece teknik projeler konusunda çalışırken, aynı zamanda AB'nin Kıbrıs Türk Toplumu ile daha etkili iletişim kurabilecek unsurlara ihtiyacı vardır. Sadece güneyde gerçekleştirilen seminer, konferans ve etkinlikler Kıbrıs Türkünü Avrupa Birliği'ne yakınlaştırma çabalarına katkı koymaktan ne yazık ki uzaktır. Kıbrıslı Türkler bireysel olarak AB vatandaşı olmalarının yanında, toplum olarak da AB'nin bir parçası olma yönünde ellerinden geleni yapmak arzusundadırlar” ifadelerini kullandı.  

‘Doğru bir adım’

Kıbrıslı Türklerin daha önce bağlı olduğu Genişleme Genel Müdürlüğü’nün yeni sistemde komşuluk politikalarından sorumlu olacağını kaydeden Birinci, “Yapılan değişiklik AB'nin Kıbrıslı Türkleri komşuları olarak görmediğidir ki, bu memnuniyet vericidir. Zira bizim AB ile ayrı üyelik müzakerelerine oturma talebinde olan bir komşu ülke statümüz veya böyle bir devlet politikamız zaten hiç olmadı” ifadelerini kullandı.

Birinci, Bu bağlamda KT Masası'nın Bölgeler Genel Müdürlüğü'ne aktarılmasının doğru bir teknik düzenleme olmakla birlikte, AB'nin teknik desteğin ötesinde insani anlamda Kıbrıslı Türklerin yanında olduğunu onlara hissettirebilmesinin son derece önemli olduğunu, Kıbrıs Türk halkının AB'den beklentisinin de bu yönde olduğunu vurguladı.