Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), yaşanan onca acı olaya ve uzmanların ısrarlı uyarı ve önerilerine rağmen yıllardır trafik konusunda somut adım atılmadığını belirterek, yetkili makamları görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda göreve çağırdı.

Ülkenin en önemli kanayan yaralarından biri olan trafik sorununa çare üretmek için, trafik sorununun toplum ve hükümet olarak ‘öncelikli’ hale getirilmesi ve sorunun çözümüne yönelik kaynak yaratılması gerektiği belirtilen açıklamada, bugüne kadar trafiğe birçok can verdiğimiz, bu şekilde gitmesi halinde hiç istenmese de maalesef bu acıların yaşanmaya devam edeceği uyarısında bulunuldu.

Kuzey Kıbrıs’ta birçok alanda olduğu gibi, trafikte de altyapı olarak çok büyük eksiklikler bulunduğu, bunun faturasının ise maalesef canlarla ödendiği kaydedilen açıklamada, altyapı eksikliklerinin giderilmesinin, ortak yaşam alanlarının niteliğinin artırılmasının, en az özel yaşam alanlarımızın niteliği kadar önemli olduğunun farkına varılması gerektiği kaydedildi.

“Hükümetin görevi büyük”

“Sorunların çözümünde hepimize görev düştüğünün bilincindeyiz. Bir muhalefet partisi olarak üzerimize düşeni her platformda yapacağız, yıkıcı değil, yapıcı olacağız, ancak, unutulmamalıdır ki en büyük görev ve sorumluluk hükümetindir” denilen açıklamada, trafik konusunda atılması gereken çok adımlar olduğu, ancak bunun için önce zihniyetlerin değişmesi gerektiği kaydedildi.

"Geçtiğimiz gün yaşanan acı olay, bir kazadan öte, bir trafik cinayetidir. Toplum içerisinde büyük bir etki ve üzüntü yaratan kazaya sebebiyet veren tır şoförünün kazadan çok kısa bir süre önce farklı bir kazaya sebebiyet vermesine rağmen, bugün hala yollarda olabilmesinin bunu kanıtlar niteliktedir" denilen  TDP açıklamasına şu ifadelere yer verildi:

TDP olarak, devlet yetkililerinde yakınmayı bir kenara bırakıp, artık yapıcı, günü değil, hayatı kurtaracak önlemler almasını talep eder, aşağıdaki maddelerin ivedilikle hayat bulması için çalışacağımızı belirtiriz.

1-Karayolları Dairesi tarafından 2014 yılında yürürlüğe konan ve “tehlikeyi önlemek ve trafiği rahatlatmak maksadıyla ağır vasıta araçlarının mesai saati başlamadan ve mesai saati bitiminde yollara çıkmasını yasaklayan ancak bir türlü uygulanmayan emirname hemen uygulanmaya konmalıdır. Ancak Emirnameleri yürürlüğe koymak da yeterli değildir, bunun uygulanmasını sağlamak daha da önemlidir. Yine bu emirnamenin uygulanmasına bağlı olarak, polis ekiplerinin etkin denetim yapması, gerek yaptırıcı cezalar, gerekse işverene de uygulanacak cezalar ile ihlallerin önüne geçilmelidir. 

2-Girne dağ yolunda ve ülkemizde fiziki alt yapısının yetersiz olduğu tespit edilen, özellikle şehirler arası olmak üzere tüm yollarda, yolun alt yapısı tamamlanıncaya kadar ek saat düzenlemesi getirilmesi, bu düzenlemeye bağlı olarak ağır vasıta araçları ile özel ve toplu taşıma araçlarının aynı anda güzergâhı kullanmalarının önlenmesi veya azaltılması ve yine bu düzenlemenin polis tarafından etkin bir biçimde denetlenmesi. 

3-Toplu taşıma izni bulunan tüm araçların gerekli uluslararası standartlarda hizmet verdiğini denetleyecek bir birim oluşturulması, ilgili birimin denetim gerçekleştirebilecek yeterli teçhizata sahip olması gereklidir. Etkin ve düzenli yapılacak denetimlerle araçların denetlenmesi ve servis veremeyecek araçların trafikten uzak tutulabilmesi için de gerekli düzenlemenin yapılması.

4-Toplu taşıma izni bulunan tüm sürücülerin gerekli olan sıklıkta periyotlar halinde denetlenmeye tabii tutulması, düzenli olarak yapılacak hem uygulamalı, hem de yazılı sınavlar ile sürücülerin etkin denetimi yapılmalıdır. Buna ek olarak yurt dışından adamıza gelen ağır vasıta sürücülerinin de etkin bir şekilde denetlenmesi, özellikle sol direksiyon araçlar için polis tarafından ekstra önlem alınması.

5-Mevcut durumda yapılması gereken diğer önemli bir çalışma ise, seyrüsefer harcının doğrudan ulaşım altyapısı ve toplu taşıma fonlarına aktarılmasıdır. Eğer bu harç kamu yollarının yıpranmasından dolayı tahsil ediliyorsa, yapılan tahsilat da bu yolların önemli bir kısmının tadilatına ve günümüz şartlarına uygun yollar ve fiziki şartların sağlanmasına harcanmalıdır. Seyrüsefer ve araç vergileri ile ilgili toplanan gelirler, Karayolları Dairesi sorumluluğunda olan şehirler arası yolların altyapı hizmetlerine ve bunun yanında şehir içi yolların bakım ve sorumluluğunu üstlenen yerel yönetimlerle paylaşılmalıdır. Yerel Yönetimlerin ve devletin Karayolları Dairesi birimi ile Ulaştırma Bakanlığı'nın da buradan gelecek olan kaynağı,  altyapı ve toplu taşımacılık hizmetlerinde kullanmasını sağlayacak ve denetleyecek bir mekanizma oluşturulmalıdır. Mekanizmanın oluşturulması konusunda Ulaştırma Bakanlığına bağlı Trafik Dairesi, İçişleri bakanlığına bağlı Yerel Yönetimler birimi ve Belediyeler Birliği aktif göreve çağrılmalı ve mecliste bu konu ile ilgili yasal değişikliği içerecek girişimler acilen yapılmalıdır.

6-Doğrudan vergi sınıfına giren seyrüsefer harçlarının toplanma şekli üzerinden gündem yaratan hükümet, yıllık yaklaşık 80 milyon TL tahsilat yapmasına rağmen, halkımızın doğrudan vergilerin karşılığını alamadığını yinelemek isteriz. İvedilikle bu mekanizmanın devreye konması, havuzda toplanacak paranın belediyeler ve karayolları arasında oransal paylaştırılması ve proje ihaleye çıkınca Sayıştay denetiminde paranın ilgili kuruma verilmesi gereklidir.

TDP olarak toplum-polis-devlet işbirliği ile bu kayıplara bir son verilebileceğine inanmaktayız. Etkin denetim, dünya standartlarında ulaşım altyapısı ve nitelikli toplu taşımacılık, 40 yılı aşkın bir süredir var olan devletimizin bugüne dek çoktan ulaşmış olması gereken ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaçları karşılamak devletimizin vatandaşına karşı boynunun borcudur. Aksi takdirde trafikte her geçen gün yeni bir cinayete kurban vermeye devam edeceğiz. Bugün çocuklarımız, yarın hepimiz.