Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC hükümetleri arasında uzlaşıldığı belirtilen su temini ve yönetimine ilişkin anlaşmanın; “suyu özelleştiren bir teslimiyet metni” olduğunu savunarak, tüm siyasi partilerle örgütleri Kıbrıs Türk toplumu açısından kabul edilemez olduğunu belirttiği anlaşmayı reddetmeye çağırdı.

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Türkiye'den ülkeye getirilen suyun yönetiminin tamamen KKTC'de olması gerektiğini ifade ederek, Türkiye ile KKTC hükümetleri arasında uzlaşıldığı bahsedilen anlaşma metnini "dayatma" olarak gördüklerini ve reddettiklerini vurguladı.

Özyiğit, tüm kesimleri bu "teslimiyet metnini" reddetmeye çağırarak, bu metne imza atacak herkesi protesto etti ve tüm kesimleri direnişe çağırdı.

TDP MYK Üyesi Avukat Boysan Boyra da, metnin özetinin "bütün su kaynakları özelleştiriliyor" olduğunu ve bunun dünyada başka ülkede örneğinin olmadığını belirtti. Boyra, TDP'nin bu sürecin' Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacak kadar takipçisi olacağını söyledi.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, TDP MYK üyeleri ile birlikte bugün Sanayi Odası’nda basın toplantısı düzenleyerek, su konusunda açıklamalarda bulundu ve TDP Parti Meclisi kararlarını açıkladı.

Kıbrıs'ta çok kritik bir süreçten geçildiğini kaydeden Özyiğit, bir yanda Kıbrıs sorunu çözümü için çalışmalar sürerken, bir yanda da halkın haklarına nasıl sahip çıkılamayacağının gösterildiğini savundu.

Özyiğit, ülkede adil ve kalıcı çözüm için uğraşırken ülkeyi kendi ayakları üzerinde duracak çalışmalar yapamadıklarını ifade ederek, bu konuda ülkeyi yönetenleri suçladı.

Ülkede kurum kuruluşların batırıldığını, devredildiğini, özelleştirildiğini ve peşkeş çekildiğini savunan Özyiğit, 25 yıllığına devredilen Ercan Havalimanı’na yatırım yapılmadığını ve kontrolörlük konusunda da birçok sıkıntı yaşandığını anımsattı.

Özyiğit, hükümeti oluşturan partilerin sivilleşme, özerkleşme, Ercan'ın geri alınması, özelleştirme yapılmayacağı gibi sözler verdiğini ancak hiçbir sözün yerine getirilmediğini ifade etti.

“GERÇEKTEN ASTIN PROJESİ.. AMA BIRAKIN KKTC İDARE ETSİN”

Cemal Özyiğit, Türkiye'den su gelmesinin de gerçekten asrın projesi olduğunu ve karşı çıkmak değil alkışlamak gerektiğini belirtti.

Özyiğit, "Biz de destekliyoruz. Halkın en verimli şekilde kullanmasını istiyoruz ama bırakın KKTC bunu kendi yönetsin, kendi kurumlarıyla kendi iradesiyle yapsın" dedi.

Suyun ülkeye gelene kadar geçen sürede ev ödevlerini yapmadıkları özeleştirisinde de bulunan Özyiğit, Su Üst Kurulu Yasası’nın çıkarılamadığını ancak belediyelerin BESKİ'yi oluşturduğunu işaret etti. Özyiğit, bu yapılara tam destek verdiklerini ve ikisinin birlikte dağıtım tahsilat ve yönetim yapabileceğine inanç belirtti.

DİRENİŞ ÇAĞRISI

Türkiye’de bakanların yaptığı temasları ve uzlaşıyı "teslimiyet anlaşması" olarak nitelendiren Özyiğit, CTP Parti Meclisi’nin de bunu reddettiğini kaydetti. Özyiğit, “Dik duranları görelim, yanında olalım. Biz bu anlaşmayı dayatma olarak görüyor, imza atacakları protesto ediyor ve tüm kesimleri direnişe çağırıyoruz" dedi.

Özyiğit, siyasilerle görüşüp bir kez daha bu kararın gözden geçirilmesini isteyeceklerini de belirterek, Meclis içinde ve dışında olan tüm partilerle görüşeceklerini kaydetti.

Cemal Özyiğit, ayrıca belediyelerin bu sürece dahil olmamasını da isteyerek, suyun her şartta belediyelere ulaşılması gerektiğini vurguladı.

Özyiğit, dün akşam toplanan ve su konusunda kararlar üreten TDP Parti Meclisi’nin su konusu yanında siyasi gelişmelerle seçim ve halk oylaması yasa tasarısını da görüştüğünü söyledi.

“YÖNETİM KKTC’YE VERİLMEDİ.. KELİME OYUNU”

TDP MYK üyesi Mehmet Burhan da, ortaya çıkan olası anlaşma metnini madde madde teknik açıdan değerlendirerek, suyun yönetiminin gerçekte KKTC'ye verilmediğini sadece kelime oyunu olduğu savundu.

Ortaya çıkan metinde şirkete yönelik cezai yaptırım olmadığını ve anlaşmanın birçok açıdan kabul edilemez olduğunu ifade eden Burhan, "Su ve su kaynaklarının teslim edilmesi kabul edilemez, bu anlaşma imzalanma bir yana, görüşülemez bile" dedi.

TEKELLEŞME UYARISI

TDP MYK üyesi Ercan Hoşkara da, su konusunda ülkede ihtiyaç olduğunu ancak yerel su kaynaklarının da devredilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, bunun tekelleşme getireceği uyarısında bulundu.

Fiyatta üst sınır olmadığına da dikkat çeken Hoşkara, burada belirsizlik olduğunu işaret etti.

Suyun belediyelere satılabileceğini ancak dayatma yapıldığını savunan Hoşkara, suyun barajdan belediyelere satılmasının sakıncanın ne olduğunu sordu. Alım garantisi verilmesini de eleştiren Hoşkara, parti olarak suyun merkezi yönetim tarafından satın alınıp yerel yönetimlere satılması taraftarı olduklarını kaydetti.

TDP MYK üyesi Lisani Kalkanlı da, anlaşmanın üretici ve iş adamlarını korumadığını işaret etti. Kalkanlı, anlaşma ile yerel su kaynaklarının da kullanılamayacağını ayrıca kuyu açılamayacağına işaret etti.

TDP MYK üyesi Boysan Boyra da, bu anlaşma ile bütün su kaynaklarının özelleştirildiğini ifade ederek, bunun dünyada başka ülkede örneğinin olmadığını belirterek, TDP olarak konuyu AİHM'e taşıyacak kadar takipçisi olacaklarını söyledi.