Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Türkiye’den gelen suyun tüketiciye dağıtılmasının, tahsilatının ve yatırımların belediyeler veya belediyelerin kuracağı ortak işletmeler tarafından yürütülmesi gerektiğini savundu.

TDP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Burhan, Türkiye’den gelen suyun yönetimiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada "Su, ticari bir unsur olarak özel bir şirketin tekeline devredilemez. Su yönetiminin kendi kurumlarımızca yapılması, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmesinin bir gereği olarak algılanmalıdır” dedi.

Suyun KKTC’nin kurumları tarafından yönetilmesinin suyun makul bir fiyatla vatandaşa ulaştırılması açısından da son derece önemli olduğunu kaydeden Burhan, şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’den temin edilen su, merkezi yönetim tarafından Güzelyalı’da 19 Temmuz 2010 tarihli TC-KKTC arasındaki anlaşmaya uygun olarak satın alınmalıdır. Merkezi yönetim, belirlenecek fiyatla suyu yerel su kaynakları ile birleştirerek yerel yönetimlere iletilmelidir. Suyun tüketiciye belirlenecek fiyatla dağıtılması ve tahsilatı, ayrıca ihtiyaç duyulan yatırımlar belediyeler veya belediyelerin kuracağı ortak işletmeler tarafından yürütülmelidir.”

KKTC’den dört bakanın Türkiye yetkililerle Ankara’da üzerinde çalıştığı uzlaşı metninin içeriğinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Burhan, "Dün, söz konusu metinde bazı değişiklikler yapılarak uzlaşıldığı açıklandı. Umarız, hükümet ilk uzlaşı metnini makyajlayarak kabul ettirmeye çalışmaz" dedi.

Burhan, suyun fiyatının bile belli olmadığı bir noktada, Başbakan'ın “uzlaştık” dediği son metnin içeriğinin detayları ile birlikte toplumla paylaşılması gerektiğini de kaydetti.

TDP MYK üyesi Mehmet Burhan, Türkiye'den su gelmesine karşı olmadıklarını, ancak bu suyun yerel kaynaklarla birlikte, toplum yararına en verimli şekilde kullanılması taraftarı olduklarını ifade etti.