Kartal Harman’ın sunduğu “Ayaküstü Bir Saat” programına katılan Karaokçu, yasal ve anayasal çerçevede hazırlanacak teknik takiple ilgili bir yasanın Polisi uyuşturucuyla mücadelede daha iyi noktalara taşıyabileceğine de işaret etti.

Dünyanın birçok ülkesinde var olan teknik takibin organize suç örgütlerinin korkulu rüyası olduğunu belirten Karaokçu, yakında çalışmalarına başlayacak olan Komisyon’un gündemine bu konuyu getirmeyi düşündüğünü de açıkladı.

Başbakanlık bünyesi altında yeni oluşturulan ve kısa süre sonra çalışmalarına resmen başlayacak olan Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanlığına getirilen Hasan Karaokçu,  gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni deneyimli gazeteci Kartal Harman’ın Genç TV’de hazırlayıp sunduğu “Ayaküstü Bir Saat” programının konuğu oldu.

Kartal Harman’ın sorularını yanıtlayan Hasan Karaokçu, uyuşturucuyla mücadelede önemli bir faktör olan yasal alt yapı eksikliklerine işaret ederek bunların giderilmesinin önemine vurgu yaptı.

Ülkemizde çok ciddi bir noktaya gelen ve organize bir şekilde yayılmaya devam eden uyuşturucu suçlarına karşı da yasal altyapının güçlendirilmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Karaokçu, polisin yıllardır talep ettiği Organize Suçlar Yasası ve Teknik Takip Yasası’nın çıkarılmaması nedeniyle yaşanan sıkıntılara işaret etti. Söz konusu yasaların çıkmaması nedeniyle, polisin yakaladığı uyuşturucu ticareti yapan kişilere verilen cezaların yetersiz kaldığını, bunun dışında yasal yönden teknik takip imkânı sağlanmayan polisin suçların ispatı konusunda belli noktalarda sıkıntılar yaşadığını, bu nedenle zaman zaman işkence ve orantısız güç kullanımı konularının gündeme geldiğini ifade eden Karaokçu, söz konusu yasaların çıkması durumunda polisin, suçlarla mücadelede teknolojik altyapı, suçlulara ulaşma ve onları yargıya havale etme noktasında daha güçlü hale geleceğini kaydetti.

Yasaların geçmesiyle toplumu huzursuz eden uygulamalara gerek kalmayacağını, bunun polise olan güveni daha üst noktalara taşıyacağını anlatan Karaokçu, ülkenin huzur ve güveni için polis örgütüne her zaman ihtiyaç olduğunu, polisin de başarılı olabilmesi için toplumla barışık olması gerektiğini kaydetti.

Dünyanın birçok ülkesinde var olan teknik takibin organize suç örgütlerinin korkulu rüyası olduğunu belirten Karaokçu, yakında çalışmalarına başlayacak olan Komisyon’un gündemine bu konuyu getirmeyi düşündüğünü de açıkladı.

Türkiye’deki uygulama

Program sonrası konuyla ilgili olarak gazetemize ayrıntılı bilgi veren Karaokçu, Türk Ceza Kanunu’nda 135. madde altında düzenlenen teknik takiple ilgili yasada “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır” denildiğine dikkat çekti.

Tedbirin süresi bellidir

Karaokçu ilgili Yasanın 2, 3, 4 ve 5. maddeleri ise şu şekilde düzenlendiğini anlattı:

(2) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir. (1) (3) Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir. (Ek cümle: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.

(4) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, (…) (1) mobil telefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu hususa ilişkin olarak verilen kararda, (…) (1) mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok üç ay için yapılabilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir.

(5) Bu madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur.” 

Hangi hallerde dinleme yapılabilir

Karaokçu, ilgili yasada dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümlerin hangi suçlarla ilgili olarak uygulanabileceğine ilişkin çerçevenin şu şekilde çizildiğini kaydetti:

“Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti; Kasten öldürme;  İşkence; Cinsel saldırı; Çocukların cinsel istismarı;  Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti; Parada sahtecilik; Suç işlemek amacıyla örgüt kurma; Fuhuş; İhaleye fesat karıştırma; Rüşvet; Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama; Silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama; Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk.”

KKTC Anayasası

KKTC Anayasası’nın Haberleşme Özgürlüğü ile ilgili 21. Maddesinin “Herkes, haberleşme özgürlüğüne sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.  Yasanın gösterdiği durumlarda mahkeme veya yargıç tarafından yasaya uygun olarak verilmiş bir karar olmadıkça, bu gizliliğe dokunulamaz” ifadelerini içerdiğine dikkati çeken Karaokçu, Anayasa’nın söz konusu maddesini dikkate alarak bir yasa çıkarılmasının, sadece uyuşturucu suçlarında değil, toplumumuzu tehdit eden diğer suçların önlenmesine de katkı sağlayabileceğini kaydetti.