Toparlanıyoruz Hareketi, ülkedeki mevcut siyaset anlayışına karşı giderek artan güvensizlik karşısında “söz verme” konusunda yeni yöntemler geliştirilmekte olduğunu, oysa siyasete güvenin yeniden sağlanması için yapılması gerekenin farklı yöntemlerle sözler vererek zaman kazanmak değil, icraat yapmak olduğunu vurguladı. Hareketten yapılan açıklamada hem geçmişte hem de şu anda ülkeyi yönetenlerin seçim programlarından, hükümet programlarına varıncaya değin verdikleri sözleri tutmadıkları gibi, Başbakan, ilgili Bakan ya da Hükümet’in “sözü” şeklinde hukuk sistemimiz içinde yeri olmayan, siyasi olarak da bir anlam ifade etmeyen yöntemlere başvurarak halkın farklı kesimlerini sürekli olarak hayal kırıklığına uğratmakta olduklarına dikkat çekildi.

Toparlanıyoruz Hareketi, geçmiş yıllarda siyasiler sendikalara ve sivil toplum örgütlerine kağıt imzalayıp bazı sözler verirken, şimdilerde de hükümet başkanının bir yandan narenciye üreticilerine yapılması gereken ödemeler, diğer yandansa Kıbrıs Türk Hava Yolları çalışanlarının istihdamı konularında bazı kağıtlar imzalayıp “söz” olarak verdiğini, oysa bu yaklaşımın topluma herhangi bir şekilde güven vermediğini, aksine siyaset kurumunu yıpratarak halkı umutsuzluğa ittiğini söyledi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bir yandan verilen sözlerdeki muğlaklık ve her yere çekilebilecek nitelikteki ifadeler, diğer yandansa bu sorunların çözümü yerine bu kadar ay boyunca insanların eziyet çekmesi ertesinde hala daha sorunların “çözüleceği sözü” verilmesi ve zaman kazanılmaya çalışılması, bu ve benzeri konuların yine bir seçim ile ilişkilendirilip siyasi bir avantaj elde etme kaygısı ile bu yola başvurulduğunu düşündürmektedir.”

“Vatandaşların siyasiler tarafından hem sözlü, hem parti onaylı yazılı (seçim programı), hem meclis onaylı yazılı (hükümet programı), hem de şimdilerde hukuki ya da siyasi değeri ne olduğu belli olmayan kağıtlara yazılı ve imzalı olarak verdikleri sözlerin, siyasete dönük güvensizliği daha da derinleştirdiği gibi sorunları da çözmemektedir” denilen açıklamada, bunu düzeltmenin yolunun artık sözler vermekten kaçınmak ve acilen somut icraat yapmak olduğuna dikkat çekildi.