Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu, “8 Mart Emekçi Kadınlar Günü” nedeniyle “Kadınların Emeği Barışı Kuracak” sloganıyla bugün iki toplumlu yürüyüş düzenliyor.

Yürüyüş, bu akşamüzeri saat 17.15’te Lefkoşa’da, Osman Paşa Caddesi’nde “Pronto Çemberi” olarak bilinen çemberde başlayacak.

Saat 18.30'da Ledra Palas bölgesindeki Dayanışma Evi önüne gelinecek. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu burada Kıbrıslı Rum kadınlarla buluşup “kadınların emeği barışı kuracak” diyecek.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu bugün Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası’nda (KTAMS) basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, platformun 8 Mart ile ilgili mesajı okundu ve talepleriyle ilgili bilgi verildi.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu, KTÖS, Feminist Atölye, Feminist Öğretmen İnisiyatifi, Mesarya Kadınları İnisiyatifi, YKP-fem, Kuir Kıbrıs, CTP Kadın Örgütü, BKP Kadın Meclisi, Mülteci Hakları Derneği, MAGEM, MAKAMER, DAÜ-SEN, Daü Bir-Sen, Tabipler Birliği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, KTAMS, Doğu ve Güneydoğulular Kültür Derneği, Lefkoşa Emekçi İnisiyatifi, Özgür Kadın Akademisi, Post Araştırma Enstitüsü, CTP Gençlik Örgütü, Dayanışma, KTOEÖS, TKP Yeni Güçler, DEVİŞ, ÇAĞSEN’den oluşuyor.

Açıklamada, kadınların güvencesiz ve sendikasız çalışma şartları altında sömürülmesini engelleyecek yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtildi. Ebeveyn izninin hem özel hem de kamu sektöründe bir an önce yürürlüğe konulması, kadın kooperatifçiliğinin teşvik edilmesi ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme politikalarının devlet politikası haline gelmesi gerektiği kaydedildi. Açıklamada, bedava kreşlerin açılması ve yaşlı bakım evleri/ huzur evlerinin çoğaltılması, tek ebeveynli çocuklar ve bekâr anneler için gerekli olan sosyal yardımların iyileştirilmesi da istendi.

Seks köleliği ve insan ticaretinin sonlandırılması için gerekli mekanizmaların derhal oluşturulması, eğitim müfredatlarının toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilerek yeniden düzenlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri ile cinsel eğitim derslerinin müfredatlara dâhil edilmesi gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, Aile Yasası’nda ifade edilen Adli Yardım Tüzüğü’nün derhal çıkarılıp uygulamaya konulması, TOCED’in hemen yürürlüğe girmesi ve TOCED Yasası’nda belirtilen Sığınma Evi, Alo İmdat Hattı, Şiddete Müdahale Birimleri’nin bir an önce hizmet vermeye başlaması talep edildi.

Kadın dostu belediyecilik anlayışının yerel yönetimlerde bir an önce yürürlüğe girmesi, Toplumsal Cinsiyet Bakışı’nın müzakere masasına yansıtılması ve yeni kurulacak Federal Devletin yasa ve kurumlarının toplumsal cinsiyet bakışını içeren bir şekilde düzenlenmesi gerektiği belirtildi.

Açıklamada, eğitim materyallerinin barış diline uygun olacak şekilde yeniden düzenlenmesi ve barış kültürü eğitimlerinin müfredatlara dâhil edilmesi, dünyadaki pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün resmi tatil ilan edilmesi talep edildi.

“KADINLAR EN GÖRKEMLİ MÜCADELE ÖRNEĞİNİ SERGİLEDİ”

En büyük katliamlara, engellemelere karşın kadınların, tarihin her döneminde yok sayılmaya karşı var olma, eşitsizliğe karşı eşitlik için direnme, savaşlara karşı barışı haykırmada en görkemli mücadele örneklerini sergilediği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bizler de sınırlar ile bölünmüş bir adanın, tüm sınıfların ve kimliklerin ötesindeki kadınları olarak, yaşamları pahasına mücadele eden kadınlardan devraldığımız bayrağı layıkıyla taşımak adına, her yıl mücadelemizi yükseltme gayretiyle ilerliyoruz. Bu yolda zaman zaman düştüğümüz eksikliklerimiz ile yüzleşerek güçleniyor, kararlılığımızı artırıyoruz. Biz ilerledikçe, biz büyüdükçe, biz barıştan, eşitlikten ve özgürlükten yana sesimizi yükselttikçe düzeninin bozulmasından korkan kocalar, patronlar, sömürgeciler, savaştan nemalananlar, egemenler en kirli yöntemler ile tahakkümlerini sürdürme telaşında. Günden güne artan kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzler, erkek şiddeti, ülkelerindeki savaştan kaçan göçmenler, evlendirme ve moda programları ile uyuşturulan zihinler, artan seks köleliği, emeğin değersizleştirilmesi, kadının bedeninin tabu ve namus konusu olması, ifade özgürlüğü engelleri ataerkinin kadınlar ve direnen tüm kesimlere karşı yürüttüğü savaşın göstergesidir”

Basın açıklamasında, kadınlar ve tüm ezilenler için yürütülen mücadelede kadınların emeklerinin bu topraklarda barışın, eşitliğin ve özgürlüğün tohumlarını filizlendireceğine inanç belirtildi.