Özlem Çimendal

Birçok masum insanın ve askerin, polisin hayatını kaybetmesine neden olan 15 Temmuz Askeri Kalkışması’nın Türkiye’de çok ciddi bir istikrarsızlığa neden olduğunu vurgulayan Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, KKTC iş dünyasını yakından ilgilendiren önemli saptamalarda bulundu ve alınacak önemleri sıraladı.

Türk Lirası’nda meydana gelen belirsiz dalgalanmalar sonrasında TL kullanan Kıbrıs Türk İş dünyasının olumsuz etkileneceğinin bilindiğine işaret eden Toros, “Stoklarla olan bağlar muhafazakar seviyeye getirilmeli ve kontrol altına alınmalı” dedi. Ayrıca Toros, piyasalarda döviz yerine TL kullanılmasının da piyasalardaki ve iş çevrelerindeki ürkmeyi önleyebileceği önerisininde bulundu.

KKTC iş dünyasının içerisinden geçilen hassas ve belirsiz dönemde temkinli hareket etmesi önerisinde bulunan Toros, politikaların bu geçiş sürecine göre revize edilmesi gerektiğini ifade etti. Gerek kurumsal gerekse de devlet olarak gelirlerin ciddi kayba uğrayacağının ön görülerek, giderlerin de ona göre dengelenmesi gerektiğini anlatan Toros, “Aksi takdirde bu denge bozulursa ekonomi kalıcı yaralar alabilir. Bunu da önlemek  en başta özel sektör temsilcisi örgütler ve  hükümetin yapacağı aksiyonlarla mümkün olabilir” şeklinde konuştu. Toros, bu aşamada hükümete  büyük sorumluluklar düştüğüne dikkat çekerek, devlet yönetiminin de birtakım vergi avantajları ve indirimleri sunarak KDV, fon, harç ve vergiler de indirime gitmesi gerekliğinin altını çizdi.

“Oda olarak demokrasinin yanındayız”

Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, demokrasinin yanında olduklarını ve Türkiye’de gerçekleştirilen askeri kalkışmayı şiddetle kınadıklarını ifade etti. Toros, Kıbrıs Türk iş dünyası olarak Türkiye’nin içerisinden geçmekte olduğu bu zor dönemde demokrasinin kalıcılaştırılmasının sağlanmasını temenni ettiklerini kaydetti. Toros, Türkiye’de ilan edilen olağanüstü hali, demokrasi karşıtları ve potansiyel demokrasi düşmanlarının, gerçekleşen saldırıda taraf olan kişilerin görevlerini pasifleştirmek ve devletin demokratik devamlılığını sağlayacak yeniden yapılanma başlatılması adına olumlu karşıladıklarını da ifade etti.

“KKTC ekonomisine ciddi bir olumsuzluk getirdi”

Birçok masum insanın, askerin ve polisin hayatını kaybetmesine neden olan 15 Temmuz Askeri Kalkışması’nın Türkiye’de çok ciddi bir istikrarsızlığa neden olduğunu söyleyen Toros, “İstikrarsızlık öncelikle sosyal ve ekonomik etkiler getiren bir haldir. Yine TL’deki dalgalanmalar, Türk vatandaşlarının yurt dışına çıkışlarını engelleyen veya caydıran faktörlerin artmasıyla birlikte turizmin olumsuz etkilenmesi, gerek Türkiye gerek Türkiye üzerinden tatil planlaması yapan turistlerin ve kongre etkinliklerinin iptal edilmiş olması, KKTC’deki GSMH’da yüksek katkısı olan yükseköğrenimdeki talebin ne olacağının belirsizliği ekonomimize ciddi bir olumsuzluk getirmektedir” dedi.

“Türkiye’de alınan önlemler süreci asgaride tutacak”

Türkiye’de iç sorun yaşandığını ve birtakım çevrelerin desteğini alan muhalif grubun varlığını ifade eden Toros, “Bu muhalif grup sadece TSK içerisinde değil, aynı zamanda da sivil otorite içerisinde olduğu da tespit edilmiştir. Bunun temizlenmesi zaman alacaktır. Fakat demokratik teammüler gereği seçilmiş bir hükümetin iktidarda kalması ve şu an itibarıyla alınan bu önlemler bu süreci asgari oranda tutacaktır” şeklinde konuştu.

“Denge bozulursa ekonomi kalıcı yaralar alabilir”

Gerek Türkiye’nin gerek KKTC’nin içinden geçilen bu süre zarfında soğukkanlı olarak, tepkisel kararlardan kaçınması gerektiğini vurgulayan Toros, ekonomik tedbirlerin alınarak, ekonominin yara almayacağı bir geçiş sürecinin muhafaza edilmesi gerektiğini söyledi. Belirsizliğin hakim olduğu içinden geçilen bu dönemde politikaların temkinli ve akılcı belirlenmesini isteyen Toros, “Politikalarımız bu geçiş sürecine göre revize etmemiz gerekmekte, gerek kurumsal gerekse de devlet olarak gelirlerimizin ciddi kayba uğrayacağını ön görerek, giderlerimizi de ona göre dengelememiz gerek bir dönemden geçiyoruz. Aksi takdirde bu denge bozulursa ekonomi kalıcı yaralar alabilir” şeklinde konuştu.

“Belirsizlik hakim, temkinli olmada fayda var”

Toros, “Bu da en başta öz sektör temsilcisi örgütler ve işbirliğinin yürütüldüğü hükümetin alacağı aksiyonlarla mümkün olabilir. Tabii ki şu an bunlar teorik bilgi ve konuşmalar. Şu an bunları konuşmak için çok erken, bir belirsizlik hakim. Biz sadece olasılıklar çerçevesinde belirlemelerde bulunuyoruz. Bu belirsizlik ortadan kalkana kadar alınması gereken bu önlemlerin de takipçisi olacağız ve temkinli olmada fayda var” açıklamasında bulundu.

“KKTC’de bir an evvel uluslararası hukuka kavuşma, istikrarsızlıktan kurtulma, bağımlılığının asgariye indirilmesi sağlanmalı”

Ada'da bir çözüm süreci olduğunu ve bu çözüm sürecinin sadece Federal Kıbrıs olmadığını, Kıbrıs Türk toplumunun AB muktesabatına hazırlığını da içeren bir süreç olduğuna dikkat çeken Toros, “Sadece federasyonunun oluşumu değil, Kıbrıs Türk toplumunun AB muktesabatına hazırlığını da ele alıyoruz. Bu sürecin hiçbir şekilde aksamaması gerekmektedir. Bu iki sürecin de hızlandırılarak devam etmesi gerekmektedir. Çünkü yaşanan bu tür talihsiz olaylar, KKTC’nin bir an önce uluslararası hukuka kavuşması, istikrarsızlıktan kurtulması, yabancı ülkelere bağımlılığının asgariye indirilmesi ve AB olan entegrasyonunun tam anlamıyla sağlanmasının gerekliliğinin artırılmasını bize göstermektedir. Biz kendi içimizde Türkiye’de yaşanan bu talihsiz olayların etkisinden en asgari düzeyde etkilenmek için bu iki süreci hızlandırarak, daha geniş toplumsal katılımla desteklememiz gerekmektedir” şeklinde konuştu.

“Kalkışma bahane edilerek yapılan fanatik, ırkçı ve yıkıcı açıklamalar zarar verir”

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Kasulidis’in Türkiye’de yaşanan başarısız askeri darbe girişimini mazeret göstererek, Kıbrıs’ta olası anlaşma sonrası Türkiye’nin adadaki askeri varlığının ortadan kalkması gerektiği yönündeki açıklamalarına ve Güney kamuoyunda dillendirilen bu kalkışmanın fırsat kaçırımı olduğu söylemlerine ilişkin ise Toros, “Kamuoyunda yankı bulan bu tarz açıklamalar maalesef, fanatik ırkçı ve yıkıcı açıklamalardır. Kıbrıs Türk ve Rum toplumunun karşılıklı çözüm ve güven tahsis etmeye çalışırken, diğer yandan Türkiye’deki kalkışmanın istismar edilerek bu yorumlara neden olması ciddi güven kaybına neden olmaktadır. Yapılan yorumların içeriğine objektif bakıldığında gerçekle de alakasının olmadığı görülmektedir. Son derece yanlış kınanması gereken, sürece büyük zarar veren açıklamalardır. Ateşkes konumunda olan Kıbrıs’ta Türk askeri, Kıbrıs Türk toplumunun güvenliğini sağlamak için adadadır. Bunun aksi yorum yapılamaz. Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkması defalarca dile getirildiği gibi karşılıklı ve adil bir anlaşma neticesinde karşılıklı güvenin tahsis edilmesinden sonra mümkündür. Bunu uluslararası çevreler ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de biliyor” dedi.

“TL’ye bağlı olarak alım gücü düşerse, talep de düşer”

Türk Lirası’nda meydana gelen belirsiz dalgalanmalar sonrasında TL kullanan Kıbrıs ve iş dünyasının olumsuz etkileneceğinin bilindiğine işaret eden Toros, “Kıbrıs Türk toplumu ve iş dünyası aslında bu konuda çok tecrübeli. Alım gücü düştüğünde talep de düşecektir. Bu nedenle stoklarla olan bağlar muhafazakar seviyeye getirilmeli ve kontrol altına alınmalı” ifadelerini kullanarak, TL’ye bağlı olarak alım gücünün düşmesi halinde talebin de düşeceğine işaret etti.

“Türkiye sermayesi turizm ve yükseköğrenim kanalıyla KKTC’ye akıyor”

KKTC’de iki lokomotif sektör konumunda olan turizm ve yükseköğrenim sektörlerinin azami oranda Türk sermayesinin KKTC’ye aktarımı olarak görüldüğünün altını çizen Toros, “Bu iki alanda devletin de teşvik ile birtakım cazibeler yaratılmalıdır. Ki bu daralan turist ve öğrenci trafiğinin maksimum miktarının başka ülkeler yerine KKTC’ye gelişinin sağlanması gerekir” dedi.

“Döviz yerine, TL kullanılmalı”

Sektörler ve piyasalarda döviz endeksli işlem yapılması yerine TL odaklı çalışılmasının piyasalardaki tedirginliğin önüne geçilmesinde bir alternatif olacağı görüşünü dile getiren Toros, “Döviz yerine TL fiyat uygulamak yönünde uğraş vermek gerek, ürkmeyi önlemek için. Belirsiz bir dalgalanmadan bahsediyoruz dolayısıyla döviz bazındaki fiyatlardan mümkün olduğunca uzaklaşarak TL fiyatlanmaya gitmek en mantıklısı görünüyor. Bu bizim geçmiş yılki devalüasyonda da aldığımız bir tedbirdir” ifadelerini kullandı.

“Diğer ülkeler yerine, TL ve Türkiye’den mal almaya yönelmeliyiz”

Türk Lirası’ndaki dalgalanmanın Türkiye’deki ihraç ürünlerin daha cazip hale geleceği anlamı taşıdığını anlatan Toros, “Diğer ülkeler yerine TL ve Türkiye’den mal almaya yönelinmesi lazım. Bu da riski asgariye indirecek bir tedbirdir. Devlet yönetiminin de birtakım vergi avantajları ve indirimleri sunarak bu oluşturulması gereken cazibeye katkı koyması gerekir. Alım gücündeki düşüşleri hafifletmesi gerekir. KDV, fon, harç ve vergiler gibi” dedi.

“KKTC ekonomisi yabancı fonlara ihtiyaç duyan yapıda”

KKTC’nin küçük bir nüfus ve küçük Gayri Safi Milli Hasılaya sahip olduğuna dikkat çeken Toros, “KKTC yabancı fonlara ihtiyaç duyan bir ekonomiye sahiptir. Sadece biz değil aslında bizim gibi ada ülkelerinin ve Güney Kıbrıs da böyledir. Bizim de bu enjeksiyon kanallarımız turizm ve yüksek öğrenim alanlarıdır. Bunların sekteye uğraması ile KKTC ekonomisinin düşeceği darboğaz hakkında ciddi endişelerim var” dedi.