Erhürman, “Cezaların çok caydırıcı olduğunu söylemek mümkün değil. Ceza Yasası’nda azami ceza 7 yıl, ancak bu güne kadar verilen en yüksek ceza onun yarısı” dedi.

Erhürman, trafik kazalarında birinin ölümüne sebep olmanın ne zaman “ağır ihmal” kapsamında değerlendirileceğini sordu.

Uykusuz, alkollü bir kişinin yol açtığı kazalarda tedbirsizlik ve ihmalden değil, ağır ihmalden yargılanması gerektiğini ifade eden Tufan Erhürman, Ceza Yasası’ndaki bazı maddelerde bu yönde düzenleme yapılmasını istedi.

“BÜYÜK SIKINTI VAR”

“Azami ceza 7 yılken en fazla 3 yıl 6 ay ceza veriliyorsa burda çok büyük sıkıntı var” diyen Erhürman, ölümlü trafik kazalarından sonra kamuoyunda yapılan yorumlara işaret etti ve sanığa önce saldırılması, ardından kendisine acınmasının yargı sürecini etkileyebildiğini belirtti.

“MAĞDUR ODAKLI BAKIŞ GEREK”

CTP-BG Milletvekili Erhürman, konuya mağdur odaklı bir bakışın da gerektiğini vurguladı.

İstinafa giden 5 trafik davasından sadece 1’inde ceza artırımına gidildiğini kaydeden Erhürman, istinaf mahkemesinin de kamuoyundan etkilendiğinin görüldüğünü söyledi.

Hakimin gözü önünde sürekli sanık ve avukatları varken etki altında kalmamasının mümkün olmadığını kaydeden Erhürman, ister istemez psikolojik etkilenme yaşandığını kaydetti.

Erhürman, Yüksek Mahkeme’nin caydırıcı ve orantılı ceza üzerinde durduğunu ifade ederek, Ceza Yasası’nda değişiklik gerektiğini söyledi.

“ADALETİN ÜRETTİĞİ SONUÇLARDAN MEMNUN OLUNMUYORSA...”

Şartlı tahliye konusuna da değinen Tufan Erhürman, “İnsanlar adalet mekanizmasının ürettiği sonuçlardan memnun olmuyorsa bu işlerin nereye gideceği belli olmaz” dedi.

Erhürman, “cezanın tek başına çözüm olmadığını ancak mağdurun yakınlarının hayatının çok değiştiğini de hesaba katmak gerektiğini; yargının elinde Ceza Yasası’ndaki 205. maddeyi kullanmak gibi bir imkan bulunduğunu; yürütmenin de trafik cezalarında cezanın yarısından sonra değil üçte ikisinden sonra şartlı tahliye hakkı verilmesi yönünde bir düzenleme yapabileceğini” anlattı.

HAMZAOĞULLARI TOPLU TAŞIMACILIKTAKİ SORUNLARI ANLATTI

“Toplu taşımacılık” konusunda konuşan CTP-BG Milletvekili Biray Hamzaoğulları, toplu taşımacılıktaki sorunlara değindi.

Sektörde denetimin şart olduğunu ancak polisin gerekli denetimleri yapamadığını savunan Hamzaoğulları, sektörden gelen biri olarak çok büyük sorunlar gözlemlediğini anlattı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrenci taşımacılığı için en yakın mesafeye günde 280 TL ödemesi gerekirken 150 TL ödediğini, bu rakamdan masraflar çıkınca şoförlere ne kaldığını soran Hamzaoğulları, YDÜ’nün toplu taşımacılığa darbe vuracak şekilde fiyat kırarak taşımacılık yaptığını savundu ve bu üniversiteye bazı eleştiriler yöneltti.

Biray Hamzaoğulları, Güney Kıbrıs’a T izni olmadan öğrenci taşıyanların da sektörü olumsuz etkilediğini belirterek, bu konuda sınır kapılarında denetim yapılmasını istedi.

“ŞOFÖRLER HER GEÇEN GÜN DAHA ÇOK BATIYOR”

Hamzaoğulları, “yanlış” diye nitelediği bazı T izinleri dağıtılmaya başlanacağı yönünde duyumlar aldığını belirterek, örneğin GAÜ’ye, YDÜ’ye, UKÜ’ye, LAÜ’ye, DAÜ’ye izin verileceğini duyduğunu; bu üniversitelerin toplu taşımacılığa girdiğini ve bireylere göre devletle rekabet etme güçlerinin daha yüksek olduğunu ancak KAR-İŞ üyesi şoförlerin her gün daha çok battığını söyledi.