oprak Ürünleri Kurumu (TÜK) Müdürü Ragıp Ratip, TÜK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İzzi Türkel ve TÜK Yönetim Kurulu DP Üyesi Kenan Akın, TÜK’ün hesapları ve genel mali durumu hakkında yazılı açıklama yaptı.

Açıklama şöyle:

“Şeffaf yönetim anlayışımızın bir gereği olarak, Toprak Ürünleri Kurumu’nun hesapları ve genel mali durumu hakkında bir basın açıklaması yaparak, kamuoyunu gelinen son durum hakkında bilgilendirme ihtiyacı duymuş bulunmaktayız.

Toprak Ürünleri Kurumu bilindiği üzere karma bütçeli bir kurumdur ve her yıl gelir gider dengesini oluşturabilmek için hem yapmış olduğu ticari faaliyetlerden gelir elde etmek, hem de Maliye’den katkı alarak denk bütçe sağlamak zorundadır. Kurumun yapısı gereği görev zararı yapma lüksü yoktur.

Daha önce görevde bulunduğumuz, 2010-2013 yılları arası kurum bilançoları ve finansman imkanları değerlendirildiğinde Kurumun 2012 yılını 73,310 TL Kar ile kapattığı ve yarı yıl görevde bulunduğumuz 2013 yılında ise kurumun yılı 245 Bin TL’lik zararla kapattığı görülmektedir.

Gelinen noktada kurumun gelmiş olduğu duruma bakıldığında görevden ayrılan müdür vekili ve murakıbından 2015 yılına dair alınan resmi olmayan bilançolara dayanarak yaptığımız ilk tespitlerde kurumun önemli gelirlerinden olan bütçe katkısının 2013 Yılında 5.5 Milyon TL, 2014 yılında 5.5 Milyon TL ve 2015 yılında yine 5 Milyon TL iken 2016 yılında 1,5 Milyon TL’ye düşürüldüğü tespit edilmiştir. Bu geriletmenin nedenleri sorgulanmalıdır.

2014 yılı bilançosuna göre 2.259 Bin TL olan zarar miktarı, 2015 yılı gayrı resmi bilanço verilerine göre 16 Milyon olup, bu iki yılın toplam zarar miktarı 18 Milyon 259 Bin TL’dir. Aynı zamanda kurumun gelirlerinde bir önceki yıla göre %49 oranında azalma söz konusu olmuştur. Buna paralel genel giderlerde bu oranda azalma olmamasına rağmen bütçe katkı gelirinin artırılması beklenirken, tam tersine azaltılmış olmasını ekonomik akılla bağdaştırmak mümkün değildir.

1976 yılından beri ülkemiz çiftçi ve hayvancısı için denge unsuru olan ve hizmet veren böyle hayati bir kurumun bu noktaya getirilmesini,  TÜK’ü batırmak için yapılmış bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Yine 2015 yıl sonu bilanço verilerine göre stoklarımızda %50 oranında bir azalma görülmektedir. Buna paralel olarak gelirlerin artması, banka kredileri ve dış borçların azalması gerekirken bilançoda bunların tam tersine artış görülmüştür. Bu da maliyetin altında satış yapılarak kurumun görev zararına uğratıldığı anlamına gelmektedir.

Öte yandan 2014 -2015 yılları 121.721.34 ton arpa satışı kur farkları ile ilgili 28.09.2015 tarihinde GTELB.0.00 sayılı bir önerge yapılmış ancak bu bakanlar kurulundan geçirilememişti. Buna rağmen zararına satış devam etmiştir.

2005 yılında T.C Elçiliği ve Yardım  Heyeti tarafından zahire alımlarını desteklemek için 25 Milyon TL’lik bir Arpa Buğday Destekleme hesabı oluşturulmuştu. Bu hesap her yıl söz konusu meblağın zahire alımları için faizsiz olarak kuruma kullandırılmasını sağlamakta olup, kurum da her hasat dönemi öncesinde bu meblağı tamamıyla hesaba geri ödemek yükümlülüğündedir. 2010 yılında 10 milyon TL olan fondaki para, yapılan disiplinli çalışmalar neticesinde kurumun ödeme kabiliyetini artırmış ve bu meblağ kademeli olarak 2013 yılında 16 Milyon TL ‘ye kadar çıkarılmıştır. Bu hesap sayesinde, yüksek rekolte alınan 2012 yılında, 35 Milyon TL’nin üzerinde olan ürün bedelleri Ağustos ayında çiftçimize gecikmesiz ve eksiksiz olarak ödenebilmiştir.

Bu yıla bakıldığında hesapta kullanılabilecek 600 Bin TL civarında bir meblağ kalmıştır. Kurum tarihinde ilk defa cari borcundan dolayı ticari  işletmeler tarafından dava edilmiştir. 2014 -2015 yıllarında ihale sonucu ithal edilen arpa bedellerine ilişkin bakiye borçları mevcuttur. Kurum bu süre içerisinde ticari firmalara vermiş olduğu temlikleri ( yani Banka ödeme taahütlerini) yakmıştır ve bundan dolayı bankalar ve ticari işletmeler nezdinde itibarını yitirmiştir. 

Toprak Ürünleri Kurumu’nun bu noktaya getirilmesindeki en büyük etken bir önceki CTP hükümeti döneminde, 2014-2015 yıllarında yüksek maliyetlerle ve ihtiyaç fazlası öngörüsüz ihalelerle gerçekleştiren zahire alımlarıdır. Dünya piyasaları takip edilmeden yapılan bu hataların sonucu olarak kurumun uğradığı zarar kurumu batırma noktasına getirmiştir.

Yönetimimiz, kurumun içine düşürülmüş olduğu bu durumu kabul edilebilir bir durum olarak görmemektedir. Sizlerle bugün paylaştığımız ilk tespitler sonrasında, kamuoyunu daha sağlıklı bir şekilde aydınlatabilmek adına, sürdürülmekte olan geçmiş yıllara ait hesapların detaylı inceleme ve denetimlerinin neticelenmesi sonrasında, Sn Bakan ve yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilecek bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Bakanlık, Kurum Yönetim ve Müdürü olarak tüm bu konuları hassasiyetle takip etmekte olduğumuzu belirtir, TÜK’ten vazgeçmeyeceğimizi vurgulamak isteriz. Kurumun şu anda içinde bulunduğu bütün finansal zorluklara rağmen çıkış yolları aranmakta ve kuruma faaliyet kabiliyetinin yeniden kazandırılması için kaynak arayışları sürmektedir. Geçmiş bilgi ve tecrübelerimize dayanarak kurumu tekrardan eski günlerine getirebilmek için tüm gayretimizle yılmadan çalıştığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Üretime ve üreticiye duyduğumuz hassasiyetten dolayı gece gündüz çalışacağız.”