Duygu Alan

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, Tarım Bakanlığı’nın Toprak ürünleri Kurumu’nun mevcut yapısı ile ithal arpa getiremeyeceği yönünde bir tespiti olup, bir süre ithal arpanın serbest bırakılması görüşünü benimsediğini belirtti.

Bunun TÜK’ü özelleştirme anlamı taşıdığını kaydeden Kelle, “TÜK ve Tarım Sigortası bizim olmazsa olmazımızdır eğer bu kurumlara dokunacak olurlarsa bilsinler ki biz de onlara dokunuruz” dedi.

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin TÜK’e talip olduğunu bir kez daha dile getiren Hüseyin Çavuş Kelle, “Eğer hükümet gerçekten bu kurumu birine peşkeş çekmeyi amaçlamıyorlar da sürdürülmesini istiyorsa kurumu en kısa sürede Kıbrıs Türk üreticisine vermelidir” dedi.

Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı yetkilileri ile Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği sektördeki sorunları değerlendirmek üzere geçtiğimiz gün bir araya geldi.

Çiftçiler Birliği yetkililerinden alınan bilgiye göre, toplantının gündemini çiftçinin devletten alacakları ve Toprak Ürünleri Kurumu’nun (TÜK) yapısal durumu oluşturdu.

Kelle: TÜK’ün özelleştirilmesine müsaade etmeyeceğiz

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, ürün bedellerinin bu hafta muhakkak çiftçiye ödenmesi gerektiğini bakanlık yetkililerine söylediklerini ve bunun çalışmasının ivedilikle hızlandırılmasını talep ettiklerini kaydetti.

Toplantıda Bakanlık yetkililerinin TÜK’ün özelleşmesinin gündeme gelebileceği veya kısıtlı bir süre, sınırlı bir miktarda ithal arpanın özel sektöre verilmesinin gündeme geleceği görüşünü ortaya koyduğunu söyledi.

Bakanlığın bu görüşünün asla kabul etmeyeceklerini belirten Kelle, “Bakanlık yetkililerine; TÜK, eğer sınırlı da olsa bir ithal arpa getirecekse personelini nasıl ödeyeceğini, harcamalarını nasıl çıkaracağını, kurum özelleşecekse üreticinin durumunun nasıl olacağını, üreticinin ürününü ileriki yıllarda nasıl alınacağını, taban ve tavan fiyatının nasıl belirleneceğini sorduk. Yine üretimin olduğu bir yılda dışarıdan ithal arpa gelme pozisyonu yaratılırsa üreticinin durumunun ne olacağını, hayvancının bu ithal arpayı kaç günlük kredi ile alacağını sorguladık. Küçükbaş hayvan üreticilerinin yüzde 95’inde çek bulunmadığını belirterek küçükbaş hayvan üreticisinin herhangi bir şekilde arpa alamayacağına vurgu yaptık. Yine kredilendirme durumunun küçükbaş hayvancıya nasıl yansıyacağını, hükümetin Nisan ayına kadar arpa desteği politikasının nasıl yürütüleceğini, üretimin dengesini sağlayan

TÜK’ün görevini hangi kurum ya da kuruluşun yapacağını sorduk” diye konuştu.

Kelle, geçmiş yıllarda olduğu gibi kurak yılı bazıları için rant yılı yapılmasına asla izin vermeyeceklerini, söyledi.

“Biz hala TÜK’e talibiz”

Hüseyin Çavuş Kelle, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin TÜK’e talip olduğunu bu taleplerini iki yıl önce olduğu gibi bakanlık yetkilileri ile geçtiğimiz gün yaptıkları toplantıda da açıkça dile getirdiklerini söyledi.

Kelle, “29 Haziran’da yaptığımız eylemde TÜK’ün yapısal durumunun sürdürülebilir olmadığını ve bu sistemine neden niçin gelindiğinin sorgulanması gerektiğini ifade etmiştik ve gerekirse TÜK’ün gerçek sahiplere verilmesini söylemiştik. Bu bağlamda mevcut sistemi ile birlikte aynı şekilde yasal pozisyonu devam ettiği sürece Çiftçiler Birliği olarak TÜK’ü almaya hazırız” dedi.

TÜK’ün 146 personeli bulunduğunu ve 12 yerde hizmet verdiğini söyleyen Kelle, “Kurumun bugünkü sürdürülemez yapısının nedeni sadece uygulanan politikalar değil. TÜK’te hantal bir yapı vardır ve bu konu da masaya yatırılıp tartışılmalıdır” dedi.

Kelle, “Eğer hükümet gerçekten bu kurumu birine peşkeş çekmeyi amaçlamıyorlar da sürdürülmesini amaçlıyorlarsa bunu en kısa sürede Kıbrıs Türk üreticisine vermelidir. Bu bağlamda çalışmalarımızı oturup hızlı bir şekilde tamamlayıp bu kurumu sürdürülebilir hale getirebiliriz. Amaç çok büyük oranda başlayan özelleştirmeyi devam ettirmekse ve kurumlarımızı birilerine teslim etmekse ‘ver kurtul’ görüşünü benimsemişlerse bu hayalden vazgeçsinler. Çünkü biz TÜK’ün özelleşmesine asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.

“TÜK ayağa kaldırılabilir”

TÜK’ün yapısal durumundan uygulanan tarım politikalarının da sorumlu olduğunu kaydeden Hüseyin Çavuş Kelle, “Mevcut sistemde TÜK alacaklarını tahsil etmiş olsaydı bugün bu sıkıntıları yaşamayacaktı. Kurumun Doğrudan gelir Desteği kaleminde 17 milyon TL alacağı bulunmaktadır. Bu mahsuplaşmada Maliye hemen 11 milyon TL’yi kuruma vermiş olsa bu sıkıntılar azalacaktır. Yine diğer alacakları da gündeme getirilseydi kurumun sürdürülebilirliği ortaya çıkacaktı. Bunun yanında TC Yardım Heyeti’nin ‘Arpa Buğday Fonu’nda 30 milyon TL kaynak ayırmaması ve bu kaynağın şuan yerinde olmaması TÜK’ü bir o kadar daha sıkıntıya koymuştur” dedi.

Kelle, “En son bizim bulabildiğimiz fondaki bu 13 milyon TL’nin Cypruvex verildiğidir. Eğer Bakanlar Kurulu, kurumlar arası para aktarmışsa veya dönemin bakanı para aktarmışsa şuan ki bakan da bu 13 milyon TL’nin nerede olduğunu bularak yerine koymalıdır. Bunları yaptığımız takdirde zaten kurum altın yumurtlayan tavuk haline gelecek sistemi yeniden yakalayabilecektir” diye konuştu.

“Avrupa örnek alınabilir”

Hüseyin Çavuş Kelle, bir an önce 2015 yılından kalan DGD, ürün bedelleri ve mazot desteği ödemelerinin yapılması gerektiğini bunun yanında 2016 yılına girerken üreticiye verilen renkli mazot veya vergisiz mazot sözünün en kısa sürede hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Kelle, “Eğer bir sıkıntı da varsa üretim sektörlerini, sivil toplum örgütlerini çağırarak bu sıkıntıyı nasıl aşabileceğimizi kurumlara sahip çıkma yönünde nasıl fedakarlıklar yapabileceğimizi konuşsunlar. Tabi bu fedakarlıkları TÜK’e olan borçlarını ödeyerek en başta bakanlık ve hükümet yapmalıdır” dedi.

“Tarım sektöründeki sıkıntıları çözmek için Amerika’yı yeniden keşfetmek gerekmediği gibi bakanlığın kapasitesini de zorlamasına gerek yoktur” diyen Kelle, Avrupa destekleme modeli ve kırsal kesim kalkındırma projelerinin örnek alarak mutlu, huzurlu bir üretim ortamı sağlanabileceğini dile getirdi.

“Kuraklık çalışmaları açıklansın”

Hüseyin çavuş Kelle, 2016 yılının kurak olduğunun artık rahatça gözlemlenebildiğini de söyleyerek bu bağlamda hükümetin ne denli tedbir alacağını, bu tedbirlerin üretim sektörlerini ne denli rahatlatacağını ise bilmediklerini bu husustaki açıklamanın detaylı şekilde bir an evvel yapılması gerektiğini ifade etti.

Kelle, “2014 yılındaki kuraklıkta üreticilerimize dönüm başına 80 TL kuraklık verildiği ama 2 yıl içinde girdiler de bir o kadar daha yükseldi. Bu ortamda üreticilerimizi nasıl tazmin edecekleri ve hayvancılık sektöründe nasıl, ne şartlarda destekler verilip ayakta tutulacağı merak konusudur. Bugüne dek yaptığımız çağrılarda bakanlığın ne tür bir çalışma yaptığı bilgimize gemlememiştir eğer mevcut bir çalışması varsa muhakkak bizimle paylaşılmalıdır. Eğer böyle bir çalışma komitesi oluşturulacaksa da bizim de bu komitelerde yer alamız gerekmektedir” dedi.