Özlem Çimendal / Deniz Abidin

Ülkede yaşanan ekonomik kriz her alanda etkisini gösteriyor. Yeni Bakış’a konuşan Dortyol köyü sakinleri, ülkenin her geçen gün biraz daha ekonomik darboğaza girdiğine dikkat çekerek, “Yarınımızın ne olacağı belli değil. Bir yandan ülkenin geleceği için önemli olaylar yaşanırken, diğer yandan ülkenin gidişatı gittikçe kötüleşiyor” diyerek,  yetkililere ülkeye sahip çıkın çağrısında bulundu.

 Köyde  hayvancılık ve çiftçiliğin de can çekiştiğine dikkat çeken köy sakinleri, “Hayvancı 3 yıl önce yemin kilosunu 25 TL’ye alırken şimdi ise 45 TL’ye alıyor. Bu nasıl adalet? Ne diyelim artık, bizi yönetenler bunu görmüyor mu? Biz sürekli bunları söylemekten bıktık usandık ancak yönetenler bizi kandırmaktan usanmadılar” dedi.

Vatandaş ne dedi?

Ömer Altun: “5 kuruş veriyorlar 20 kuruş alıyorlar”

“Hükümetin icraatlarından memnunuz. Görüşmelerin geldiği durum ortada eğer ki bundan sonraki süreç bir referandumu zorunlu kılarsa ben Hayır diyeceğim. Halk çaresiz, ekonomik olarak batmış durumda.  Halka 5 kuruş verip  20 kuruş geri alıyorlar.”

İbrahim Güngör: “Ülke büyük bir çıkmazın içine girdi”

“Kıbrıs sorununun çözüleceğine ve her sektördeki tek kurtuluşun bu olacağına inanmıyorum . Ülkenin gidişatı hiç iyi değil. Önümüzü ve geleceğimizi göremiyoruz. Kıbrıs görüşmeleri de tıkandı. Bir referandum olursa ben de hayır diyeceğim, onun da olacağını sanmıyorum gerçi. Halkın yüzde 70’inden de referandumda hayır çıkacak. Ülke büyük bir çıkmazın içine girdi. Ekonomik olarak dökülüyoruz. Ben Bin 700 TL maaş alıyorum, bu maaş bile kesinlikle hiçbir şeye yetmiyor.”

Metin Öncü: “Çiftçilik hayvancılıkla uğraşanlar bir bir vazgeçmeye başladı”

“Köylünün durumu geçekten vahim. Ekonomik şartların elverişsizliği imkansızlıklarla da bir araya gelince katlanılmaz bir hal almaya başladı. Köyde maaşla çalışanların aldıkları hiçbir şeye yetmiyor. Çiftçilik hayvancılıkla uğraşanlar da artık bir bir vazgeçmeye başladı. Zarar ziyandan başka bir şey geçmiyor elimize. Şimdiden sonra ne iş yapıp nereye gidip çalışacağız.”

Fevzi Gök: “Halkın, köylünün, çiftçinin, hayvancının dayanacak gücü kalmadı”

“Rumlarla bir anlaşma olacak mı olmayacak mı biz de merakla bekliyoruz. Görüşmelerden bir sonuç çıkmadı diyorlar ama ılımlı bir hava varmış. Bana kalırsa bu anlaşma olmayacak. Bir referandum da olursa Türk tarafından hayır çıkacak gibime gelir. Artık bu dava bir sonuca bağlansın, bu anlaşma olmayacaksa da ne yapılacaksa ülke için o yönde çabalansın. Ekonomimiz battı, Türkiye’den para gelmezse daha da vahim. Bu işe artık bir çözüm bulunmalı. Halkın, köylünün, çiftçinin, hayvancının dayanacak gücü kalmadı.”

Hasan Karacalı: “Kimse huzurlu, tok ve yarınından umutlu değil”

“Genelde ülkede özelde köyde kimse huzurlu, tok ve yarınından umutlu değil. Bir anlaşma olacaksa olsun olmayacaksa da artık önümüze bakalım. Ülkede kimsenin gücü kalmadı  bu şartlarda mücadele etmeye. Döviz her geçen gün artıyor. Her şeye zam ama aldığımız paralarda bir değişiklik yok. Yetişmiyor bu para işte daha ne diyelim, olmuyor. Aldığımız verdiğimizi karşılamıyor. Köyde ne tarım ne de hayvancılık kaldı. Bu işle uğraşanlar bırakıyor artık çünkü zarardan başka bir şey kazandırmıyor.”

Kemal Demircan: “Yem 17 TL iken şimdi 50 TL oldu”

“Ben hayvancılıkla uğraşıyorum ve şu anda bitmiş durumdayım Size tek bir örnek vereceğim 2007 yılında kuzunun kilosu 11 TL iseydi şimdi yine 11 TL ama yem 17 TL iken şimdi 50 TL oldu. Biz bu hesap kitap ortada dururken nasıl geçinelim ya da bu işi devam ettirelim. Her şey ortada çok fazla konuşmaya da gerek yok artık.”

Güngör Fidan: “Biz söyleyip, isyan etmekten bıktık, bize kulaklarını tıkamaktan bıkmadılar”

“Geleceğimizden endişeliyiz. Ülkenin geleceği konusundaki önemli konular çetrefilli bir hal aldı. Önümüzü görmek istiyoruz. Haritalar alındı verildi kimse hiçbir şey bilmiyor. Biz köylüler ya hayvancılık yapıyoruz ya da tarımla uğraşıyoruz. Eğer bu haritaların içerisinde tarım arazileri de varsa biz ne yapacağız. Liderlerin garantör ülkeye karşı sürekli bir zıtlaşma içerisinde olduklarını görüyoruz, bu bize hiçbir fayda sağlamaz. AB’ye girmek için uğraşıyoruz, ama bu girdiğimizde bütçemizin denk olacağı anlamına gelmez. Bakın Rum tarafı girdi şu anda ne durumda. Biz bundan sonra ilerisi için ülkemiz için ne yapabiliriz ona bakmalıyız bence. Bu halk tedirgin diken üstünde. Biz çiftçiler ve hayvancılar artık bittik. 7 yıl önce arpanın kilosu 600 kuruştu şimdi yine 600 kuruş. Ama benim maliyetim sürekli artıyor. Ben nasıl üretim yapacağım peki soruyorum buradan uzmanlara? Bize yol göstersinler. Ekme biçmeyi bir yana bıraktık, hayvancılık da yapamıyoruz. Hayvancının sıkıntısı daha da büyük. Hayvancı 3 yıl önce yemin kilosunu 25 TL’ye alırken şimdi ise 45 TL’ye alıyor. Bu nasıl adalet? Ne diyelim artık, bizi yönetenler bunu görmüyor mu? Biz söyleyip, isyan etmekten bıktık. Bize kulaklarını tıkamaktan bıkmadılar.”

Cemal Koçak: “Kasap okka hesabı alıyor, kiloyla hesabı satıyor”

“Hayvancılıkla uğraşanlar artık bitmiş durumdadır. Kasap eti bizden okkayla alırken, satarken kiloyla satıyor. Bu aradaki fark da hayvancıyı zora sokuyor. Asıl eziyeti çeken biz, ama kazanmayan yine biz. Okka hesabı artık dünyanın neresinde yapılıyor da bizim hükümet buna bir düzenleme yapmıyor. Bu adaletsizliği kimse görmüyor mu? Hayvancı zaten darbeyi yedi daha da alınabilecek önlemler alınmayarak bitsin gitsin deniliyor.”

Mahmut Doğan: “Ne köylünün ne hayvancının ne de ülkenin tadı tuzu kaldı”

“Ne köylünün ne hayvancının ne de ülkenin tadı tuzu kaldı. Her geçen gün ekonomik olarak çıkmaza biraz daha giriyoruz. Yarınımızın ne olacağı belli değil. Bir yandan ülkenin geleceği için önemli olaylar yaşanırken, diğer yandan ülkenin gidişatı gittikçe kötüleşiyor. Hükümetin artık bu gidişe bir dur demesi gerekiyor. İpin ucunu kaybettik gibime geliyor benim . Böyle giderse ülkece bizi bekleyen karanlık günlere doğru hızla gireceğiz.”