Eniz Orakcıoğlu

Esnaf ve Zaanatkarlar Odası Koordinatörü Hürem Tulga, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bandanulya da açılan Lefkoşa Türk Belediyesinin Paylaşım Mutfağı ile ilgili konuşan Tulga, “Bu ülkede açlığın olduğunu verilerle göstererek defalarca konuştuk. Bunun yanında hızla alım gücünün aşağıya düştüğünü, hızla ekonominin diplere doğru sürüklendiğini, işsizliğinin tavan yaptığını ve konuk sorununun başını alıp gittiğinin, eğitim ve sağlığın içinden çıkılamaz noktaya geldiğini çok söyledik. Bunun sonucu olarak da bunu görenler ve bu fikri ortaya koyarak bir esnafın üstlendiği bir dayanışma ortaya konuldu. Tabi ki bunlar çözüm değildir, yapılan sadece bir duyarlıktır. Esas olan işin temeli, bu noktaya gelmemizdir. Burada yapılan duyarlılığı vicdan olarak kabul etmekteyiz, bu sorunlara çözüm değildir. Çözüm başka yerdedir, çözüm ancak ekonomik ve sosyal yapıyı düzenlersek, bu noktada açılımlar ve istihdam yaparsak, kısacası insanca yaşayacak koşulları yaratırsak olur” dedi.

“Yapmamız gereken çok şey var”

Yapılacak çok şey olduğunu belirten Tulga, “Ortalık bakir ve ciddi anlamda yapılması gereken şeyler bu toplumda yapılmadı. Nereye baksanız yapılacak bir şey var. Dolayısıyla her anlamda iyileştirmeler yapılmalı. Örneğin konut anlamında artık konut yapabilecek yedi kuşaktan insan göremezsiniz. Alım gücü 2 bin TL ortalamaya geldi. 2 bin TL ile suyu, elektriği, ulaşımı, kirayı bir de karnınızı doyurmayı başaramazsınız. DPÖ’nün verilerine baktığımızda veriler aile başına 1 buçuk insan çalıştığını gösterir,  bu da ortalama bir ailenin geliri 3 bin TL demektir. 3 bin TL’ye yolda bile yürüyemezsiniz, çünkü giderek harcamalar artıyor, her şey para ile oluyor ki buna eğitim ve sağlık da dâhil. Sadece bu gerçeklik bile ne kadar çok şey yapmamız gerektiğini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

“Üretmeden devleti yürütmeye çalıştık”

Tulga, sözlerine şu şekilde devam etti; "50’li yıllarda kendimizi savunmak üzere bir geçmişe sahibiz. Daha sonra bu geçmiş git gide askerleşti. 1974’den sonra ise yeni coğrafyamız içerisinde kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere bir yapı kuramadık, el koyduk, aldık, sattık, ganimet ettik ya da yine bir başkasının parasıyla, başkasının ön görüsüyle devlete istihdam edildik. Tüm bunlar da siyaseten yapıldı ve hepimizde de bu doğrultuda alışkanlıklar oluştu. Üretmeden bir devleti yürütmeye çalıştık ve siyaset bir yerlerden tedarik edip dağıtma üzerinden yönetildik ve kültürde bu şekilde oluştu. Böylece devletin dışında kalanlar kendilerini mağdur, ezilmiş, dışlanmış olarak görmeye başladı ve bundan dolayı da göçler oldu. Siz emek vermeden, beceri ortaya koymadan bir yerlere gelebiliyorsa insanlar bilgiyi bilmez ve her şeyi bildiğini zanneder. Bilgi bilemeyeceğini fark etmek ve her yeni bir şey öğrendiğin gün cehaleti anlamaktır.”

“Sorunlara rağmen makam kavgaları var”

Bu kadar soruna rağmen hala  makam kavgalarının devam ettiğini vurgulayan Tulga, “Bu ülkede açlık, satın alma güçlüğü ve yoksulluk alıp başını giderken ve bu ülkede artık açlık sınırında insanlar yaşarken tepede ya da siyasetin başında duranlar makam kavgasında da olmalarına anlam veremiyorum. Makamlara gelen siyasiler eğitime, sağlığa ve güncel olan ekonomik protokole yönelik neler yaptınız” diye konuştu.

“Siyasetin merkezi hayatı iyileştirmektir”

Kooperatifleşmenin ve üretimin öneminden bahseden Tulga, “Siyaset bu çerçevede oluşmadı. Ama siyasetin merkezi hayatı iyileştirmek, insan yaşamını daha iyi kılmak ve bu çerçevede gerekeni yapmaktır” dedi.

“Önemli olan eski veya yeni olmak değil”

Alternatif siyaset, siyasette devinim ve yeni oluşumu değerlendiren Tulga, şunları söyledi; “Yenilenmeyen bir siyaset, yenilenmeyen kadrolarla yürümez. Siyaset sadece siyaset biliminden mezun olanların hakkı olmamalı, siyaset toplumu birleştiren, toplumu iyiye götüren bir alandır, siyaset herkesin hakkıdır. Siyasetin yeni eski noktasına gelmesi beni gerecekten üzüyor. Siyasette ve kadrolarda yenilemeyi sağlayamadıklarında dolayı simdi siyasette muazzam bir tepki var. Siyaset eski, yeni tartışmasına dönüştü. Bu bağlamda bir toplumun geçmişini, inkâr etmesi ve kabullenmemesi de üzücü. Önemli olan bu güne kadar ne yaptığı, topluma ne katkı koyduğu ve ne kazandırdığıdır, yeni veya eski olmak değildir. Ama diğer tarafta da siyasetin yenilenmesi lazımdır.”

“İkbal üzerinden siyaset yürütülüyor”

Devlette istihdam edilen müdür, müşavir ve üst düzey yönetici konusuna değinen Tulga, “Durmadan üst düzey yönetici yaratmak gelenek olmuş durumda. Hala daha da düzenlenememiş ve böyle böyle devletin içi boşalmış. Liyakat sistemi bozulduğundan dolayı hak edenin adım adım birikimiyle bir yere gelmesi ortadan kaldırıldı. Neredeyse hepsi emekliye çıkıyor ve buna müdahale edemiyoruz, sadece müşaviri meselesi değil, birçok değerli insanımız değerlendirilemiyor ve daire müdürlerine kadar sirayet etmiş bu gelenek bu hak devam ediyor. Yaratılan müşavir ve müdürler birilerine çıkar ve küçük, büyük menfaat sağlayarak siyaseti yürütmek içindir, kısacası ikbal üzerinden siyaset yürütmedir” şeklinde konuştu.

“Çabalar anlamlı ama yetmez”

Soldaki arayış ve alternatif sol üretme mevcudu büyütme çabaları olduğunu belirten Tulga, “Bu çabaların sürmesi gerekir, ama esas hayat başka yerlerdedir. Bugüne kadar siyaset böyle oluştu ve siyaset toplumdan koptu. Bizzat emek ve hizmet verenleri, üretim içerisinde yer alanların siyaseti etkilemesi lazım ama hala daha bu noktaya gelmiş değiliz. Bu çabalar anlamlı ama, bu çabaların daha anlamlı olabilmesi için de hizmet alanlarına, üretim alanlarına ve alın terini ortaya koyanlara dönüp bakması ve popülizmden uzaklaşması lazım” diye konuştu.