Özlem Çimendal

ÖSYM’nin KKTC üniversite kontenjanlarını 20 bin 223 olarak açıklamasının ardından ülkenin ekonomiye katkısı ciddi boyutlarda olan ve Türkiye’deki olaylara bağlı olarak turizmin yara almasıyla birlikte başka bir güç olan  üniversite ve kalkınma ilişkisi, tekrardan gündeme getirdi.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga  konu hakkında yaptığı açıklamada, öncelikle ülke ekonomisi için önemli bir yere sahip olan üniversitelerin sayıca artmasının değil, nitelikli eğitim odaklı artarak şehirlerle entegre olması ve ekonomiye can vermesi olduğu noktasının altını çizdi.

“Turizmde casinolar, eğitimde kampüse kapanmalar”

KKTC’de üniversitelerin her şeyden önce amacına hizmet etmesi gerekliliğini vurgulayan Tulga, “Üniversitelerimizin her şeyden önce bilim, irfan yuvaları olmaları lazım. Ancak gördüğümüz son gelişmeler ülkenin ekonomi damarlarından olan turizmde olduğu gibi ticari ve toplumdan soyutlanarak kendi içlerine kapanmalarıyla üniversitelerde de ortaya çıkmaktadır” dedi.

Tulga, ayrıca üniversitelerin ticari eksen içerisine girerek, asıl amacından uzaklaşmak kaydı ile içlerine kapandıklarını pastanın diliminin bütününe göz diktiklerini, turizmde de casinoların, sektörü büyük ölçüde dengesizleştirdiği yorumunda bulundu.  

“Üniversiteler ticari kuruluş değildir, toplumla birlikte yürümelidir”

KKTC üniversitelerinin sadece eğitimle yetinip, eğitim kalitesine yönelmedikleri şeklinde ifadelerini kullanan Tulga, “Üniversiteden ziyade iş yeri açma mantalitesinde hareket etmektedirler. Bu gidiş toplumu üniversitelerden koparmaktadır. Üniversiteler bir ticari kuruluş değildir. Paylaşım yok, kentlerle ve insanlarımızla birlikte yürümüyor ve tekelleşme gayreti içerisindeler” şeklinde konuştu.

“Öğrenci sayısının artışı yarardan çok zarar getiriyor”

KKTC üniversite kontenjanları ve sayısının artmasının mevcut pencereden bakıldığı sürece yarardan çok zarara neden olduğuna işaret eden Tulga, “Bu şekilde devam ettiği sürece bozulmalar da devam ediyor. Ülkedeki öğrenci sayısının artması maalesef bize yarar değil, zarar vermektedir içinde bulunduğumuz durum dolayısıyla. Önemli olan üniversitelerin mevcut sorumluluklarıyla hareket ederek, eleme sistemlerini ortaya koymalarıdır”  ifadelerini kullandı.

“Sayı 85 binlere dayandı ama…”

KKTC üniversitelerinin öğrenci sayılarının 85 binlere dayandığı halde etkili bir seçicilik yapılmadığı için, öğrenci artışıyla ekonomi arasında ters orantı olmasının yanı sıra toplum içinde gerçekleşen bozulmalara da neden olduğuna dikkat çeken Tulga, bu sorunların sık sık kamuoyunun da gündemine geldiğini hatırlattı.   

“Sözde danışmalık şirketleri, kriter aramadan öğrencileri kandırıyor”

KKTC’ye ticari amaçlı öğrenci getiren danışmanlık şirketi adı altındaki yapılara da işaret eden Tulga, çoğunluğunu 3. ülkelerin oluşturduğu öğrencilerde hiçbir kriter aranmadan kayıtlarının yaptırıldığının da altını çizdi ve birçok mağduriyetin yaşandığını ifade etti. Üniversitelerin kritersiz ve uygunluğunu araştırmadan kabul ettiği öğrencilerin ülkedeki ucuz işgücünü de karşıladığına dikkat çeken Tulga, “Artık bu iş insanlık dramına dönüştürülerek, köleliği de beraberinde getirmeye başlamıştır” şeklinde konuştu.

“Ekonomiye zarar veren girişimlere kimse dur demiyor”

Üniversitelerle ilgili çalışmalar yaptıklarını, ekonomiye katkısı noktasında stratejiler de belirlediklerini söyleyen Tulga, bu çalışmalara kimsenin kulak vermemesinin yanı sıra sağlıksız uygulamalara ve ekonomiye zarar veren girişimlere de kimsenin dur demediğini ifade etti.

“%25 olması gereken zorunluluk KKTC’de %85’leri aştı”

Üniversitelerin kampüs içerisindeki konaklama yani yurtlarının %85’leri aştığına vurgu yapan Tulga, “Bu oran dünyada %25’i aşmaz. Bunun iki nedeninden biri eğitimin kentle birlikte hareket ederek bütünleşmesidir, diğeri de toplumla paylaşılmasıdır. Dolayısıyla bütün dünyada kampüs içerisindeki konaklama %25’i geçmez. Üniversitelerdeki öğrenci potansiyelinin şehre ve bulunduğu bölgeye ivme kazandırılmasının gerekliliği üzerinde durulması gerekirken, daha çok kendi içerisine kapanmanın tercih edilmesiyle ülke ekonomisine katkısının asgariye indirilmeye çalışıldığını savunan Tulga, öğrenci sayısının artışının ülkeye katkısından da söz edilemeyeceğini ifade etti.

“KKTC üniversiteleri öğrenci-ekonomi denklemini kurmuyor”

Dünyada üniversitelerin bulundukları bölgeleri kalkındırarak, enerjisiyle ekonomisine katkı koyarak geliştirdiği misyonuna da dikkat çeken Tulga, KKTC üniversitelerinin öğrenci-ekonomiye katkı denklemini kurmadıklarını savundu. Tulga, üniversitelerin ülke ekonomisine ve bulunduğu çevreye katkı koymasının önüne üniversitelerin kampüs içerisine kapanma çalışmaları neticesinde geçildiğini ifade ederek, ekonomiye yarar sağlamadığını söyledi.

“Çağ nüfusumuz 3 bin 500’lerde, işgücü açığı var”

Ülkenin çağ nüfusunun 3 bin 500’e kadar çıktığını açıklayan Tulga, aileler ve devletin teşvikiyle hiçbir seçicilik ortaya konmadan her çocuğun üniversiteye gitmesi çabası içerisinde olmalarının yanlış olduğunu ifade etti. Sadece diploma almak için gidilen üniversiteler neticesinde büyük bir işsizlik oranıyla da karşı karşıya kalındığına işaret eden Tulga, ara eleman ve meslek liselerinin de ülke gelişimi ve ekonomisine katkısı bakımından önemli olduğuna değindi. Tulga, “Böylelikle de büyük bir işgücü açığı ortaya çıkıyor ve topluma katılım azalıyor” ifadelerini kullandı.    

“Birilerine rant sağlamak için uygulamalar yapılmasın, yasalar uygulansın”

Üniversitelerin bulundukları şehirlere çok yönlü katkısının gerçekleşmesi için ve bölgesini kalkındırmasını engelleyen enstrümanlar için yasaların var olduğuna da işaret eden Tulga, “Öncelikle denetim ve seçicilik gerekmektedir. Ayrıcalıklar ve birilerine rant sağlamak için uygulamalar yapılmasın. Aynı tas aynı hamamın devam etmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.