Zorkun Taşer

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, Kıbrıs Türk Seracılar Birliği Başkanı Mahmut Doğan ve Kıbrıs Türk Patates Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yahya, Türkiye’den gelecek olan suyun KKTC tarımını zirveye çıkaracağını söyledi.

Güzelyurt topraklarının, dünya üzerindeki en verimli topraklara sahip olduğunu belirten Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu,  bu topraklara sahip çıkılması gerektiğini ve gelecek olan su ile tarım arazilerinin 1974 öncesinde olduğu gibi yine büyüyeceğini ifade etti.

Kıbrıs Türk Sera Üreticileri Birliği Başkanı Mahmut Doğan ise “Türkiye’den su geliyor. Ama su Maraş’a verilmeyecekmiş. Bu hiç adil bir durum değildir. Ülkedeki üretimi yapan toprakların yüzde 70’i bu topraklardadır. Ama buraya su gelmiyor. Bu nasıl iş anlamadık” dedi. 

Suyun Mağusa bölgesindeki üretim yapılan arazilerin değerini de arttıracağını belirten Doğan, suyun adaletli bir şekilde dağıtılması gerektiğine işaret etti.

Kıbrıs Türk Patates Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Hasan Yahya da,  Kıbrıs’ta üretilen patatesin, dünyanın en kaliteli patatesi olduğunu ve değerinin bilinmesi gerektiğinin altını çizerek, “Üretimde sorun yaşamıyoruz, ürünümüzü Türkiye’ye de ihraç edebiliyoruz, fakat su gelince, ürünümüz daha kaliteli, daha iyi olacaktır” şeklinde konuştu.

“Su adaletli verilmeli”

Sera Üreticileri Birliği Başkanı Mahmut Doğan, Türkiye’den gelecek suya, tüm üreticilerin ihtiyacı olduğunu ancak su ile ilgili yeterli açıklama ve bir planlama yapılmadığını söyledi. “Türkiye’den su geliyor, ama su Maraş’a verilmeyecekmiş. Bu hiç adil bir durum değildir. Ülkedeki üretimi yapan toprakların yüzde 70’i bu topraklardadır. Ama buraya su gelmiyor. Bu nasıl iş anlamadık” diyen Doğan, doğru planlama yapılması gerektiğini vurguladı. 

Mahmut Doğan, Türkiye’den gelecek suyun tarımda ve üretimde kullanılıp kullanılmayacağına dair bilgileri olmadığını, ilgili makamların üretici birliklerine açıklama yapması gerektiğini ifade ederek, önceleri suyun gelecek olmasının heyecan yarattığını, ancak şimdi sulu tarım için kullanılacağına dair bir umutları olmadığını söyledi. 

“Su önceleri rüyalarımıza giriyordu”

 Yeraltı sularının tuzlanmasından ötürü sebze ve meyve üreticilerinin zor durumda olduğunu belirten 

Doğan şöyle konuştu: 

“Bahçeler zor şartlar altında sulanabiliyor. Suyun Türkiye’den gelmesi halinde çok daha kaliteli ürünler elde edilecektir. Ancak su Mesarya’ya gidecek, orada hiçbir ekim-biçim olmamasına rağmen... Maraş bölgesine su verilmeyeceğini öğrendik. Bu üzücü bir durum. Önceleri suyun Güzelyurt havzalarına verileceği, sulu tarım için de kullanılacağı söylendi. Daha sonra ise Yonca kavşağına verileceği açıklandı. Hâlbuki ülkedeki seracılığın yüzde 70’i Gazimağusa’nın Maraş bölgesinde yapılıyor. Maraş’a su verilmezken, üretimin yapılmadığı, tek bir seranın dahi olmadığı Yonca bölgesine su verilecek olması akıl alır bir durum değildir. Bu nedenle gelecek su önceleri hayalimiz olsa da rüyalarımıza girse de şimdi heyecan vermiyor” dedi.

"Adil şekilde su dağıtılmalı”

Suyun adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini önemine dikkat çeken Doğan, “Yetkililerimizi, yöneticilerimizi adalete davet ediyoruz. Gelecek suyun ihtiyacı olan bölgelere adil bir şekilde dağıtılmasını, üretimin desteklenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Su gelince maliyetler düşecek”

 Kıbrıs Türk Patates Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yahya, Kıbrıs patatesinin dünyanın en kaliteli ürünü olduğunu ve bu ürünü, gelecek olan suyla daha da kaliteli ve verimli bir şekilde üreteceklerini belirtti.

Yahya, suyun gelmesiyle üretim maliyetlerinin de düşeceğine dikkat çekerek,“Ürettiğimiz ürünü, mal etmemiz gereken fiyattan çok daha yükseğe mal ediyoruz. Bu nedenle kârımız çok az oluyor. Onu da zaten zamanında alamıyoruz. Bunun sebebi, ülkedeki kuraklık. Su azaldıkça, elektrik ve mazot fiyatları tavan yapıyor” dedi.

Dünyanın en verimli toprakları

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, Kıbrıs adasının, dünya üzerindeki en verimli topraklarına sahip ülkeler arasında olduğunu, bu toprakların korunması gerektiğini ifade etti.
1974 öncesi Kıbrıs’ta 75 bin dönüm tarım arazisi bulunduğuna değinen Alioğlu, şu anda Kuzey Kıbrıs’ta 35 bin dönüm tarım arazisi kaldığını, bu toprakları da kaybetmemek gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs portakallarının, “altın portakal” olarak anıldığına da değinen Alioğlu, dünyada birçok ülkenin yerleşim yerlerini dağlara, verimsiz topraklara taşımaya başladığını, bunun sebebinin verimli arazilerin korunması olduğunu söyledi.

Ülkemizde de bunların olması gerektiğine vurgu yapan Alioğlu, hükümetlerin tarıma destek olması gerektiğini, gelecek olan su ile tarımın çok daha iyi yerlere taşınacağını dile getirdi.

“Gelecek su ile daha verimli ürün üreteceğiz”

Alioğlu sözlerini şöyle tamamladı: 

“Dünya üzerinde, su havzası olan ülkeler, zengin bölgeler olarak adlandırılıyor, o şekilde sınıflandırılıyor. İnsan ve toprağıyla bizim ülkemizde de bu böyle, ama tam tersi hale getirdiler. Ülkemiz, iklim koşulları nedeniyle yarı kurak bir iklim yaşıyor. Gelen yağmurla dolan barajlar ve havzalarla suyumuz oluyor. Burada Güzelyurt’a yağan yağmurla suyumuz tüm bölgeye yetiyor. Ama Lefkoşa, Gönyeli ve Mağusa’ya verilmek için bizim bölgemizden açılan su kuyuları nedeniyle biz de su sorunu çekiyoruz. Türkiye’den gelecek olan suyun sorunlarımızı çözeceğine, ürünlerin daha verimli olacağına inanıyoruz.”