“Az maaş, ağır çalışma koşulu ve gelecek kaygısı” nedeni ile Kıbrıslı Türk hekimlerin birer birer istifa etmeleri, ülkede ciddi bir hekim ihtiyacını da beraberinde getirdi.

Sağlık Bakanlığı, uzun süre sonra kadro açtı ancak bu kez de bu kadrolara müracaat eden hekim olmadı.

Bakanlık, ülkedeki hekim ihtiyacını Türkiye’den istihdam yaparak karşılama yolunu seçti. Bu bağlamda Haziran ayı itibari ile Türkiye’den KKTC’ye 3 Kardiyolog, 2 Acil Tıp Uzmanı, 2 Radyasyon Onkoloğu, 1 Çocuk Hastalıkları Uzmanı istihdam edildi.

Aynı işi yapmalarına rağmen Türkiye’den istihdam edilen hekimlere verilecek aylık ücret ile Kıbrıslı Türk hekimlere layık görülen aylık ücret arasındaki ciddi fark ise tartışma konusu oldu.

Hem KKTC’den hem TC’den ödeniyorlar

Havadis’in güvenilir kaynaklardan edindiği bilgiye göre, aylık 8 bin TL ücret ile KKTC’de sağlık hizmeti veren Türkiyeli hekimlerin ulaşım, konaklama ve gıda tüketimi gibi ihtiyaçlarını da KKTC devleti karşılıyor.

Öte yandan bu hekimlerin Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kadrolarının maaşları da ödenmeye devam ederken, yine Türkiye Cumhuriyeti’nde çalıştıkları hastanelerdeki döner sermaye ödenekleri de ödenmeye devam ediyor.

Hem mesai hem de nöbet mutsuz ediyor

Kıbrıslı Türk hekimlerin düşük ücrete yıllardır maruz kaldığı çalışma koşullarının, sahip oldukları olanaklara ve aldıkları aylık ücrete rağmen Türkiye’den ülkemize gelen hekimlerce de kabul görmediği öğrenildi.

Havadis’in güvenilir kaynaklardan edindiği bilgiye göre, KKTC’de sağlık hizmeti veren Türkiyeli hekimler, mevcut çalışma koşullarından mutsuz.

Türkiyeli hekimlerin “Hem mesai çalışıp hem de nöbet tutmak istemiyoruz. Ya nöbet tutacağız ya da mesai saatlerinde çalışacağız” diyerek mevcut çalışma koşullarını reddettikleri iddia edildi.

Tıp-İş’in kavgası Türkiyeli hekimlerin maaşı değil

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp–İş) Başkanı Sıla Usar İncirli, KKTC’de 47-2010 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra diğer birçok çalışan gibi hekimlerin de özlük haklarının çok geriye gittiğini, ülkede, 3 bin 400 – 3 bin 500 TL’ye hekim çalıştırıldığını belirtti.

Usar, “Bizde ise aynı işi yapan, 47-2010 sayılı yasa sonrası işe girenler 3.500-4 bin TL, 47-2010 sayılı yasa öncesi işe giren hekimler 5-6 bin TL ücret alınırken, Türkiye’den gelen meslektaşlarımıza 8 bin TL ücret ödeniyor. Kalacak yer, yiyecek ihtiyacı ile ve ulaşımları da karşılanıyor. Bu hekimlerin aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kadrolarının maaşları da ödenmeye devam ediyor, Türkiye Cumhuriyeti’nde çalıştıkları hastanelerdeki döner sermaye ödenekleri de devam ediyor. Fakat bizim sorunumuz o hekimlerin aldığı ücretlerin fazlalığı ile değildir. Sorun, bizim almadığımız ücretler, devletin bize layık gördüğü ücretlerin düşüklüğüdür” diye konuştu.

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp–İş) Başkanı Sıla Usar İncirli, hekim eksikliğinin KKTC’de hat safhaya ulaştığını, acil servislerde, Hematoloji, Onkoloji servislerinde ve diğer birçok serviste hekim eksikliği sebebi ile hizmetlerin oldukça aksayarak yürüdüğünü söyledi.

Usar, “Uzun süre kadrolu hekim için bir münhal ilan edilmemesi, hekimlerin sözleşmeli ve mecburi hizmetçi olarak çalışmaya zorlanması ve hekimlerin özlük haklarının yetersiz olması, ciddi bir hekim göçüne neden oldu. İş garantileri olmadığı için bu hekimlerimiz ülkeye geri dönmeyi tercih etmediler. Biz bu hekimleri kaybettik” dedi.

“Kadrolara müracaat edecek hekim bulamıyorlar”

Sıla Usar İncirli, ayrıca KKTC’de 47-2010 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra diğer birçok çalışan gibi hekimlerin de özlük haklarının çok geriye gittiğini, ülkede, 3 bin 400 – 3 bin 500 TL’ye hekim çalıştırıldığını belirtti.

Usar, “Yıllarca uyardık. ‘Bu ücretlere çalıştırmaya hekim bulamayacaksınız’ dedik. Nitekim de dediğimiz gibi oldu. Şimdi kadro açtıkları halde o kadrolara müracaat edecek hekim bulamıyorlar” dedi.

“Mevcut koşullarda çalışmayı reddediyorlar”

Sıla Usar İncirli, gelinen noktada Türkiye’den KKTC’ye gelerek hizmet veren bu hekimlerin de mevcut çalışma koşullarını reddettiğini kaydetti.

Usar şunları söyledi: “Türkiye’den gelen hekimler, KKTC’deki çalışma koşullarının ne kadar zor olduğunu gördüler. Hem mesai saatlerinde çalışıp hem de nöbet tutmak istemiyorlar. Çünkü Türkiye’de çalışma koşulları bizden çok çok daha iyidir. Ama insanlar şunu bilmelidir ki; bu ülkede yıllardır Kıbrıslı Türk hekimler hem mesai saatlerinde çalışıyor hem de nöbetleri tutuyor. Bunu da bu halka hizmet vermek için yapıyor” dedi.

Usar, “Bu ülkenin halkına, bu ülkenin hekimlerinin bakmasının koşulları oluşturulması lazım” diye konuştu.

“Ek mesai tartışması ağırımıza gidiyor”

Sıla Usar İncirli, Kıbrıslı Türk hekimlerin ağırına giden bir diğer konunun ise ek mesai konusundaki söylemler olduğunu belirtti.

Usar, “Biz maaşlarımız düşük dediğimizde; ‘Ama ek mesai alıyorsunuz’. ‘Maaşınız kadar ek mesai ödeniyorsunuz’ diye karşı söylemde bulunulması çok ağırımıza gidiyor. Hiçbir hekim maaşı kadar ek mesai almıyor, kaldı ki ek mesai kat sayıları da düşürüldü. Zaten ek mesai yapmak da istemiyoruz, mecburiyetten yapıyoruz” dedi.

Yoğun, uzun ve yıpratıcı çalışma saatleri nedeni ile Kıbrıslı Türk hekimlerin normal bir hayat yaşamadığını, ailelerine, kendilerine zaman ayıramadığını söyleyen Usar, “Tükendik. Ancak biz bu ek mesaileri hastalarımız ölmesin diye tutuyoruz” diye konuştu.

“Devlet ek mesai yapmamızı istemiyorsa hekim istihdamını arttırsın, ek mesaileri de kaldırsın” diyen Usar, bu yönde yapılacak bir uygulamaya asla itirazları olmayacağını belirtti.

Dana: Geri dönmeyi isteyen yok

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Kemal Deniz Dana, Türkiye’den istihdam edilen hekimlerin üçünün 1’er ay, beşinin de 2’şer ay süre ile KKTC’de görev yapmak üzere ülkeye geldiğini söyledi.

Dana, bakanlığa bu hekimler tarafından “ülkelerine geri dönme talebi” ile yapılmış bir dilekçe olmadığını söyledi.

Dana, ayrıca kamuda çalışan Kıbrıslı Türk hekimlerin özlük haklarının iyileştirilmesi için bakanlık çalışmalarının sürdürüldüğünü bu bağlamda teknik komite toplantılarının yapıldığını kaydetti.