TC  Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin İdlib'in Han Şeyhun beldesine düzenlediği kimyasal saldırıya ilişkin Rusya ve İran'ın Ankara büyükelçilikleri nezdinde derhal girişimlerde bulunularak menfur saldırının ülkedeki ateşkes düzenlemesini son derece ağır bir şekilde ihlal ettiğine dikkat çekildiğini belirtti.

Müftüoğlu, konuya ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, Türkiye'nin Suriye’de 30 Aralık 2016'da ateşkesin yürürlüğe girmesi, böylece ülkenin genelinde çatışmaların durdurulması ve ateşkes ihlallerinin tespit edilerek tekrarlanmasının önlenmesi hedefiyle yoğun çaba harcadığını vurguladı.

Ateşkes ihlallerini tespit etmek ve sorumluların ihlalleri tekrar etmelerini önlemek amacıyla Rusya ile ikili düzeyde bir ateşkes izleme mekanizması kurulduğunu hatırlatan Müftüoğlu, bu mekanizmanın derlediği bilgilerin Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Suriye Destek Grubu ülkeleriyle de paylaşıldığını belirtti.

Astana toplantılarında ateşkesin güçlendirilmesi yolunda atılan adımlar bağlamında son olarak 14-15 Mart'taki toplantıda İran'ın da resmen anlaşmanın garantörü olduğunu duyurduğuna dikkati çeken Müftüoğlu, şöyle devam etti:

"Ateşkes mekanizması ve bunun güçlendirilmesi sürecinde ülkemiz ateşkese taraf olan sahadaki muhalif grupların anlaşmaya riayet etmeleri yolunda çaba gösterme sorumluluğunu, Rusya ve İran da Suriye rejimi ile onun destekçilerinin ateşkes düzenlemesinden kaynaklanan mükellefiyetlerine riayet etmesini sağlama sorumluluğunu üstlenmiştir.

Suriye rejimi hava unsurlarının dün İdlib’in Han Şeyhun kasabasında gerçekleştirdiği kimyasal saldırının ardından Rusya ve İran’ın Ankara büyükelçilikleri nezdinde derhal girişimlerde bulunularak bu menfur saldırının ateşkes düzenlemesinin son derece ağır bir ihlalini teşkil ettiği muhataplarımızın dikkatine getirilmiş, ateşkes düzenlemesinin selameti ve devamı bakımından son derece riskli bir durum oluşturan bu saldırıyı gerçekleştiren tarafın uyarılması ve benzer ihlallerin tekerrürünün önlenmesi konusunda diğer iki garantör ülkeye sorumlulukları hatırlatılmıştır."