Kıbrıs konusunun Türkiye-AB ilişkilerindeki en önemli gündem maddesi olmasının beklendiğini ifade eden üst düzey yetkili, Türkiye-AB ilişkilerine yönelik gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye-AB ilişkilerinin göç krizi nedeniyle büyük bir canlanma gösterdiğini belirten yetkili, ekim ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel ziyaretinde AB’nin Türkiye’nin herhangi bir talebi olmadan  vaatlerde bulunduğunu söyledi.

Bu vaatler, göç çerçevesinde Suriyelilere yardım miktarının artırılması, üyelik müzakerelerinin canlandırılması, zirvelere katılım ve vize muafiyetinin öne çekilmesi olarak anımsatıldı.

“AVRUPA BİRLİĞİ UZMANLARIYLA İHTİYAÇ LİSTESİ YAPILIYOR”

Üst düzey yetkili, daha sonra yapılan görüşmeler ve son olarak da yapılan zirveyle bunların nasıl hayata geçirileceği konusunda nihai kararların alındığını anımsattı.

Türkiye’ye Suriyeliler için kullanmak üzere gelecek 3 milyar Euro’nun 500 milyonunun AB bütçesinden, kalan 2 buçuk milyar Euro’nun üye ülkelerden geleceğini ifade eden yetkili, bu konuda bir ülkenin sıkıntı çıkardığını ancak bunun da aşılabileceğine inandığını söyledi.

Yetkili, “Her halükarda o para gelecek ve zaten şu anda Avrupa Birliği uzmanlarıyla bir ihtiyaç listesi yapılıyor. Ondan sonra para akacak. Paranın gelmesinde bir sıkıntı yok. Ayrıca 3 milyar Euro başlangıç için verilen bir para” şeklinde konuştu.

Vize muafiyeti konusunda ise "gerçekten olacak mı” sorusunun sıkça yöneltildiğini dile getiren yetkili, “Ben bunun olacağına inanıyorum çünkü zaten AB bunu yapacaktı. Türkiye’nin de Geri Kabul Anlaşması’nda fesih hakkı var” dedi.

“EKİM 2016’DAN İTİBAREN DE TÜM TÜRK VATANDAŞLARININ SCHENGEN ÜLKELERİNE VİZESİZ GİRMESİ ÖNGÖRÜLÜYOR”

Yetkili, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmanın tarafı olarak yapılması gerekenlerin yerine getirilmesi talimatını verdi. Geri Kabul Anlaşması haziranda yürürlüğe girecek, daha sonra AB Komisyonu bir tavsiye kararında bulunacak.

Ekim 2016’dan itibaren de tüm Türk vatandaşlarının vizesiz (Schengen ülkelerine) girmesi öngörülüyor. Bu, vatandaşlarımızın Sechengen üzerinden Avrupa’ya rahat rahat girmesidir. Şimdi bir Avusturyalı nasıl bir muamele ile karşılaşacaksa, biz de aynı muamele ile karşılaşacağız. Yani bu, serbest dolaşım değil. Zira serbest dolaşım çalışma iznini de kapsar.”

Zirvelere katılım konusunda dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin olumsuz bir faktör olduğunu hatırlatan yetkili, şu anda ise zirvelerin yılda 2 kez yapılacağını vurguladı.

“FASILLAR ÖNÜNDE KIBRIS ENGELİ VAR”

Üyelik müzakereleri konusunda ise açılması söz konusu olan fasıllar önünde Kıbrıs engeli olduğunu ifade eden yetkili, şunları söyledi:

“Şimdiye kadar bu engel olduğu için hazırlıklar dahi yapılmıyordu. Şu anda AB Komisyonu'nun yaptığı bütün bu hazırlıkların yerine getirilmesi. Kıbrıs engeli kalktığı anda bunların açılabileceği bir hale sokacaklar ve gerçekten Komisyon ve Türkiye bu yönde ciddi çalışmalarda bulunuyor.

Kıbrıs konusunda bir çözüm olmazsa bu müzakerelerde bir gelişme olmaz ama Kıbrıs görüşmeleri iyi gidiyor. Şu andaki hava olumlu yönde. Bu yılın ilk çeyreğinde nihai çözümün olacağı varsayılıyor. Eğer Kıbrıs'ta çözüm olursa o zaman hem vize muafiyeti, hem üyelik müzakerelerin gelişmesi, hem de Kıbrıs’ın çözümü vesilesiyle 2016 müthiş bir yıl olabilir. Kıbrıs çözülmezse vize muafiyeti sağlanır, zirveler de olur ama üyelik müzakereleri tehlikeye girer. Her şey biraz Kıbrıs’a endeksli.”

Üst düzey yetkili, Türkiye’nin bu konuda bakışının gerçekçi bir iyimserlik olduğunu kaydetti.

AB KOMİSERLERİNDEN TÜRKİYE’Yİ EKONOMİ ÇIKARMASI

Türkiye ile AB arasındaki diyalogların da arttığına işaret eden yetkili, 25 Ocak’ta AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu'nun genişleme müzakereleri ve komşuluk politikasından sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın Türkiye’ye geleceğini, enerji diyalogu için 28-29 Ocak'ta ilgili komiserin Türkiye’ye geleceğini ve son olarak da ekonomi diyalogunun başlatılacağını söyledi.

“6 KOMİSERİN TÜRKİYE’YE GELECEK OLMASI İLİŞKİLERDE NORMALİZASYONU İFADE EDİYOR”

Üst düzey yetkili, “Mart ayında ekonomi ile ilgili 6 komiser Türkiye’ye gelecek. Bu hiç görülmüş bir şey değil. Komiserlerin hem İstanbul hem de Ankara’da çıkarma yapması bekleniyor. Bütün bunlar ilişkilerde bir normalizasyonu ifade ediyor. İlişkiler bir yere gitmiyordu. Türkiye normal bir aday haline dönüyor” şeklinde konuştu.

"SCHENGEN SÜRECİNİ ÜSTLENMEK ANCAK ÜYELİKLE OLACAK"

Üst düzey yetkili, vize muafiyetine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Türkiye’nin muafiyeti aldıktan sonra AB’nin vize politikasını üstlenmeyeceğinin altını çizdi.

“Schengen sürecini üstlenmek ancak üyelikle olacak” diyen yetkili, dolayısıyla Türkiye hangi ülkeye vize uygulamıyorsa o politikanın devam edeceğini vurguladı.

“GÖÇ O KADAR FAZLA ÖN PLANDA Kİ…”

AB’nin, Türkiye’ye temel hak ve özgürlükler, basın özgürlüğü gibi konularda eleştirilerinin mülteci krizi nedeniyle azaldığına dair yorumları değerlendirmesi istenen yetkili şunları söyledi:

“Gündemde göç o kadar fazla ön planda ki, diğer konular geri planda kalıyor. İlerleme raporunu gördünüz. Bunun dışında açıklamaları da var. Toplantılarda bir takım endişeleri varsa söylüyorlar. Bu açıdan bir değişiklik yok. Türkiye’de yeni hükümet kuruldu ve hükümet reform sürecine çok önem veriyor.

23'üncü ve 24'üncü fasılların açılmasını öngörüyor. Biz de bu vaatleri söylediğimiz zaman, onlar da daha anlayışlı bakıyorlar.”

“SURİYELİLER, KLASİK MÜLTECİ KONUMUNDA DEĞİLLER”

Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde, Avrupa’daki Suriyelilerin Türkiye’ye gönderileceği haberleriyle ilgi soruya yetkili, Suriyelilerin durumunun farklı olduğunu kaydederek, “Suriyeliler, klasik mülteci konumunda değiller. Gittikleri ülkelerde iltica talebinde bulundukları için Geri Kabul Anlaşması'nın kapsamına girmiyorlar. O daha çok Afgan, Iraklı, Faslıları kapsıyor” ifadesini kullandı.

“YENİ YASAYLA BİZ DE SIĞINMACILARA ÇALIŞMA İZNİ VERECEĞİZ”

Suriyeli sığınmacılara çalışma izni verileceğinin açıklanmasıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:

“Avrupa, kendi ülkelerinde sığınmacılara hangi hakları veriyorsa bizden de onları vermemizi istiyorlardı. Avrupa çalışma izni veriyor. Biz de yeni yasa ile bu izni vereceğiz. Ama hepsinin bizde kalması için bir baskı yok. Tam aksine yasal olmayan bu akışın yasal bir hale getirilmesi isteniyor. İnsanlar böyle bir yasal düzenleme görürlerse, Ege’de yaşananları görmeyeceğiz. İki umut var. Türkiye’de kaldıklarında bir takım imkanları olabilecek. Kendilerini idame ettirebilecekler ve iş imkanları olacak. Ama Avrupa ülkelerine gitmek istiyorlarsa bunun yasal yolu olduğunu bilecekler. Bu çerçevede yaklaşılıyor konuya. Ama hepsi Türkiye’de kalsın diye bir ısrar yok.”

“KIBRIS’TA BEKLENEN OLMAZSA”

Kıbrıs’ta beklenenler olmaz veya Kıbrıs süreci uzarsa, Türk vatandaşları için vize muafiyetinin sıkıntıya girip girmeyeceğinin sorulması üzerine, “Vize muafiyetinin bundan etkileneceğini düşünmüyorum” diyen yetkili “Kıbrıs’ta beklenenler olmazsa, sadece bundan üyelik sürecimiz etkilenir. Ama vize konusunda endişem yok” dedi.