Suna ERDEN 

Rumların Kuzey Kıbrıs’a gelip, ev ve arazilerinde oturduğunu iddia ettiği şahıslara “siz çıkın ben oturacağım, bu evi satacağım” şeklindeki talepleri yüzünden yaşanan gerginlik Yeni Erenköy’den sonra Girne’ye de sıçradı. Karaoğlanoğlu Muhtarı Hüdaverdi Tutku’nun evine yanlarında alıcı ile giden iki Rum, Karaoğlanoğlu bölgesinde iki evi olduğunu, bu evlerden birini satıp birini kiraya vermek istediklerini söyledi. 

Tutku’ya, yaşadığı evin kendisine ait olduğunu, evi yanlarında getirdikleri Türk müşteriye satmak istediğini söyleyen Rum kadın ortamı gerdi. İlk etapta Rumlar ile yanlarında gelen müşteriyi eve alan muhtar daha sonra kovmak zorunda kaldı. Star Kıbrıs'a konuşan Muhtar Tutku, “Rumların mal talep edecekleri adres ben değilim. Gidip devlet yetkilileri ile konuşsunlar” dedi. 

Larnaka’dan göç ettiklerini ve geride 300 dönüm arazi bıraktıklarını anlatan Tutku, “Şimdi o arazilerde 280 Rum yapılan evlerde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir kez dahi gidip “burası benim, siz çıkın veya buradan çıkın satacağım” demedim. Kimseyi bu şekilde rahatsız etmedim” dedi. 

BİRİNİ SATIP, DİĞERİNİ KİRAYA VERECEKMİŞ 

Rumlar ile müşterinin hafta sonu geldiğini ve olayın polislik olduğunu anlatan Tutku şunları söyledi: 

“Geçtiğimiz Cumartesi günü saat 11.00 sıralarında eve dönerken biri kadın, biri erkek iki Rum ve bir Türk ‘ü kapımın önünde beklerken gördüm. Araçlarını arazime park etmiş etrafa bakıyorlardı. Yanlarına gidip kim olduklarını sordum. Rum adam benimle konuşmak istediklerini söyledi. Ben de onları eve davet ettim. Rumca bildiğim için konuşabildik. 

Rum adam oturduğum evin ve arazinin yanındaki Rum kadına ait olduğunu söyledi. Kadın ise kocasının şeker hastası olduğunu, bir bacağının kesildiğini, diğerinin de kesileceğini, ameliyat masrafları için kendisine ait olduğunu öne sürdüğü ve benim oturduğum ev ile araziyi yanlarında getirdikleri Türk’e satmak istediğini söyledi. 

Kadın ayrıca Karaoğlanoğlu bölgesinde bir başka evi daha olduğunu, orada oturan Kıbrıslılardan kira alacağını söyledi. Bu şekilde konuşmaya başladığı için sinirlendim ve koçanı olup olmadığını sordum. Kadın çıkarıp bana bir koçan gösterince ben de dolaptaki bir poşet koçanı getirip kadına gösterdim.” 

YILLAR SONRA CESETLERİ BULUNDU 

Erkek kardeşinin ve eniştesinin 1964 yılı olaylarında şehit olduğunu kaydeden Hüdaverdi Tutku sözlerini şöyle sürdürdü:

“Canımızı kurtarmak için babam ve annem ile 1964 yılında Larnaka’dan Tatlısu’ya göç ettik. Kardeşim ve eniştem kaybolmuştu. Kayıp Şahıslar Komitesi’nin arama çalışmaları sonucu 2 ay önce başlarında birer kurşun sıkılmış şekilde Maşara ormanında gömülü bulundular. Yıllarca kerpiç evlerde ailem ile birlikte cehennem hayatı yaşadık.1974 yılında esir düştüm ve 101 gün esir kaldıktan sonra esir değişimi ile bu tarafa gönderildim. Memurlar bana ve eşime bu evi verdiler ve 1974 yılından beridir bu evde yaşamaya başladık.” 

BENİM ARAZİMDE 280 RUM YAŞIYOR, KİMSEYİ TACİZ ETMEDİM 

Bu arada kaçtığımız zaman Larnaka’da 300 dönüm arazi bıraktık. Şimdi o arazilerde 280 Rum yapılan evlerde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir kez dahi gidip “burası benim, siz çıkın veya buradan çıkın satacağım” demedim. Kimseyi bu şekilde rahatsız etmedim. 

ORTAM BİRDEN GERİLDİ 

Geçtiğimiz hafta gelen Rumlara kahve yaptığını, oturup sohbete başladığını ancak kadının oturduğu evi satacağını söylemesi ile ortamın gerildiğini kaydeden Tutku şunları ifade etti: 

“Kadına bir önerim olduğunu söyledim. Ne olduğunu sorunca, ‘Bana değil Makarios’a gideceksin. Bizi otobüslere koyup yollayan kişi oydu. Evimizden yurdumuzdan çıkmamıza neden olan şahsa soracaksın bana değil’ dedim. Kadın Makarios’un öldüğünü söyleyince de o zaman Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya gideceksin, Rumlara gidin malınızı alın diyen odur. Ben değilim. Benim evimi kimse satamaz, gidin bir daha gelmeyin” dedim.” 

CESARETİ SİYASİLERDEN ALDILAR 

Konunun polise de yansıdığını, rahatsızlığını bildirdiğini dile getiren Tutku, son günlerde Rumların Kuzey Kıbrıs’a gelip hak talep etmelerinin nedenin siyasiler olduğunu, bu cesareti onlardan aldıklarını savundu.