CTP İLE GENİŞ TABANLI HÜKÜMET: Ülkede atılması gereken ciddi adımlar bulunduğunu söyleyen Özgürgün, bunu geniş tabanlı bir hükümetin yapabileceğini, halkın ve özellikle iş dünyasının beklentisinin de bu olduğunu söyledi

YİNE KOALİSYON OLUR: Olası bir erken seçimde de sandıktan koalisyon kararı çıkacağına inandığını belirten Özgürgün, “Halkı yeniden sandığa götürmeye gerek var mı? Tamamen reform odaklı bir hükümet modeli içinde, ülkeye yönelik sorumluluktan kaçmayız” dedi

ÖZELLEŞTİRME DE DAHİL: Özgürgün, kurulacak hükümetin özel sektörün önünü açacak adımları cesurca atması gerektiğini söyledi. Özgürgün, adaya gelecek suyun işletilmesi dahil, limanlar, elektrik, telefon gibi kurumlarda kamunun hantal yapısından kurtulmak gerektiğini belirtti

Baykan Gürses Özdağ

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, ülke yararına işler yapılması durumunda CTP ile koalisyonda yer alabileceklerini söyledi.

Ülkede atılması gereken ciddi adımlar bulunduğuna işaret eden Özgürgün, bunu da ancak geniş tabanlı bir hükümetin başarabileceğine inanç belirtti. Halkın ve iş dünyasının geniş tabanlı bir hükümet kurulması yönünde görüşleri olduğunu gözlemlediğini ifade eden UBP Genel Başkanı, bu doğrultuda bir hükümet oluşturulmasının sağlıklı işler yapabileceğine inandığını söyledi.

Soru: Yeni bir hükümet kurulacak. Gündemde partinizin hükümette yer alma olasılıkları konuşuluyor. Bugüne kadar denenmeyen tek koalisyon modeli CTP-UBP oldu. Bugün geçmişteki endişeleri de ortadan kaldıracak bir durum var mı?

Özgürgün: Bir ülke ve siyasi partiler o ülkedeki insanlara bir şey katamayan, refahı, ekonomik yapıyı ve en önemlisi de o halkın mutluluğunu sağlayamayan durumdaysa hiçbirisi başarılı olmuş sayılmaz. İktidarda, muhalefette ya da koalisyonda olmak fark etmez.

Bugün gelinen nokta KKTC’de şunu gösteriyor ki, halk mutlu değil. Mutlaka bunun değişmesi lazım. UBP tek başına hükümet de kurdu, koalisyonlar da kurdu, başka partiler de koalisyonlar kurdu. Bir yere kadar mutlaka yapılanlar vardır. UBP birçok hizmeti vermiştir.

Ancak hiçbir zaman geçmişte kalmak da doğru değildir. Ama bugün ileriye bakmak lazım. Bence şu anada ileriye bakılması gerekiyor.

Atılması gereken ciddi adımlar var. Bunları şimdi kim yapabilir? Sorunuzun yanıtı buradadır. Bu kararları kim nasıl alabilir? Bu tip kararları alabilecek bir yapı CTP-UBP koalisyonu dışındaysa o zaman bu denensin, o zaman bu iki parti bir araya gelmesin.

Ama eğer gelinen noktada bugün duyuyorum neredeyse halkın tamamına yakını geniş tabanlı bir hükümetten bahsediyor. İsmini koymaktan çekiniyor aslında, belki de geçmişin etkisi de hâkimdir. Çıkışı ve bu söylediklerimin tedbiri bence burada görülüyor.

Diyelim ki bir seçime gittik. 2 yıl önce bir seçim yapıldı, bu 2 yıl içinde yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Bir erken seçime gitsek de yine muhtemelen bir koalisyon olasılığı ortaya çıkacaktır. UBP tek başına iktidarı hedefleyeceğini söylüyor ama sonuçta realite de bir koalisyon olabileceğini de ortaya koyuyor.
Erken seçimi zorladığımız zaman çıkacak olan tabloyu eğer 6 ay sonra karşımızda bugünkü tablo olarak bulursak halk bize 6 ayı neden kaybettiğimizi soracak. Eğer UBP bir sorumluluk üstlenmesi gerekiyorsa bunu üstlenir.

“Parti seçme lüksümüz yok”

Soru: CTP, bugüne kadar UBP ile hükümet kurmaya sıcak bakmadı. Mehmet Ali Talat, bütün partiler benim için muhtemelen hükümet ortağıdır, bir partiyi dışlayıp diğerine yönelme yanlısı değilim dedi. CTP tabanında daha önceki “UBP ile olunmaz” algısı değişti mi sizce. Sizin partiliniz buna nasıl yaklaşıyor?

Özgürgün: Bu gelinen aşamada şununla kurarım şununla kurmam deme lüksü yoktur. Ama bugün gelinen noktada şunu görüyorum… Ya bir erken seçimi zorlarız, çıkacak tabloda 6 ay sonra bu seçimi neden yaptık diye sorgularız. Ya da bugün şu noktada sorumluluk alırız çok dillendirilen geniş tabanlı hükümete sıcak baktığımızı söyleriz. Biz şu anda ortaya net bir şey koyuyoruz.

Cesur adımlar atılması gerekiyor, önemli kararlara ve projelere imza atılacaksa UBP böyle bir hükümette yer alır. Burada ikinci sırada olan parti çıkarıdır, öncelik ülkenin çıkarıdır.

Bir hükümet oluşumunu tabii ki yetkili kurumlarda değerlendireceğiz. Şu anda söylediklerim UBP tabanındaki hissiyatımdır. Böyle bir sorumluluktan kaçmaz UBP tabanı…

Soru: CTP Genel Başkanı Talat’ın bir hükümet programı üzerinde çalıştığı söyleniyor. Bundan haberdar mısınız, bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Özgürgün: 17 yıldır kesintisiz parlamentodayım, iktidarda ve muhalefette bulundum, bu hükümet programları bilinmez değildir. Ben ne yapıldığını, yazıldığını tahmin ediyorum.

Alınacak tedbirler, ciddi adımla şu anda bizim dağarcığımızda vardır. Bunlar öncelikle ekonomik konulardır. Burada kamunun hantal yapısından çıkarılıp ekonominin içinde nasıl verimli ve pozitif etki yapacağı, iş dünyasının önünü açacak, bürokrasideki tıkanıkları aşacak, özel sektörü de güçlendirecek adımlar atılması gerekmektedir. Bunları öncelikli olarak ele alıyoruz. Özel sektörü büyütmekten başka şansımız yoktur. Devlete yük olan kurumların reformist bir anlayışla mutlaka ekonomiye kazandırılması gerekiyor. Gerekirse özelleştirilmesi de vardır. Limanlardan tutun, elektrik kurumu ve bunun gibi stratejik önemi olanların da önceliği olması lazım. Türkiye’den gelecek olan su da çok stratejik, o suyun da planlanıp nasıl ekonomiye ve istihdama yönelik kullanılacağı mutlaka belirlemek gerekiyor. Şu anki hükümet bununla ilgili bir şey üretmedi çünkü. Yeni hükümet mutlaka kurulabilirse önceliği ilk olarak bu konulara vermelidir. 39 milletvekiline dayalı, geniş tabanlı hükümet bunu yapamazsa, ya da bunu şu anda oluşturamazsak bence diğer başka hiçbir yapı bundan sonra bunu yapabilecek bir gücü bulamaz. O yüzden buna ihtiyatla yaklaşmalıyız. Hem UBP hem de CTP açısından kötü oluru bıraktım, ülke açısından kötü olur. Halkın bu sefer umudu kalmaz.

“CTP bize karşı mesafeli oldu”

Soru: Daha önce CTP ile koalisyon görüşmeleri oldu ama bu gerçekleşemedi.

Özgürgün: Biz hiçbir zaman kesinlikle CTP ile kurulamaz demedik. Daha çok karşı taraftan bize karşı bu düşünüldü.
UBP o dönem yönetildiği ve yönetim yapısıyla tanımlanır. UBP bir kurumdur, ilçeleri vardır, kökleşmiş bir partidir, tabanı vardır, iki köklü partiden birisidir. İlkeleri de bellidir. Bunlar da tüzük kurultayında daha da netleşti.
Günün gereklerinde yasal alt yapısıyla ve vizyonuyla UBP bu değişimleri takip ederek şekilleniyor. İktidarda olunca yıpranırsınız, çok ciddi hatalar da yapılır, çünkü iş yaparken hata yapmamak mümkün değildir. Biz daha önce birkaç koalisyon denemesinde bulunduk. Denemesinde bulunduk derken, görüşülmesini kastediyorum. Geçmişte bazı denemeler yapıldı ama bu noktaya gelinmesi gerekiyordu sanırım.
Şu anda hem toplumda hem de iş dünyasında şunu görüyorum ki geniş tabanlı bir hükümet beklentisi vardır. Bugün demek ki zemin daha uygun görülüyor. Ana muhalefet olarak biz henüz bir şey söyleyemeyiz, çünkü istifa etmeyen bir hükümet vardır. İstifa edinen gün çok daha net konuşabileceğiz.

Soru: Görevde olduğunuz sürede partinizde ne gibi değişikliklere gittiniz? Partinize yönelik söylenen “çıkarın, menfaatin partisidirler” imajından çıkabildiniz mi? Bu imaj nedeniyle mi bugüne kadar CTP ile koalisyon kurulamadı?

Özgürgün: Ben hiçbir zaman bunu söylemem. Tabii ki UBP’nin dışarıdaki algılanışı benim için önemlidir. Ama bu parti tek başına iktidarlar kurmuş, koalisyonlar kurmuş, cumhurbaşkanı, belediye başkanları seçmiş ve hala daha çok önemli görevleri icra eden bir partidir.
Bunun menfaat partisi dediğiniz zaman halkın verdiği oylara da hakaret etmiş olursunuz. Bu görüş rakip partiler tarafından dillendiriliyor. Bir imaj yaratıldı, bunu kullanarak da birileri seçim kazandı. Tartışmalı seçimler sonrasında da ya iktidar ya da muhalefet olduk. UBP eğer menfaat partisidir gibi bir yaklaşım varsa son 12 yılda bu menfaat bitmiştir. Çünkü iktidarda bulunmadan menfaat olmaz. O kadar kısa sürede bizim dışımızdaki partiler bizim iki katımız iktidarda bulunmuşlardır.

Bize bakış eğer ben Genel Başkan olarak bu imajı değiştirebilmişsem bu memnuniyet vericidir. Bu benden mi kaynaklıyor bilmiyorum, benden kaynaklanıyorsa mutlu olurum. Yıllardır ortaya koyduğum çalışmaların da bence etkisi vardır.

Soru: Tüzük değişikliğine gittiniz. Yeni sisteme geçtiniz mi? Neler yapılıyor?

Özgürgün: Bence delege sistemi iflas etmiş bir sistemdir. Parti içinde bütün görevlerde bulundum. Gördüğüm en büyük sıkıntı tüzükteydi. Gelir gelmez başlattığım ilk çalışma tüzük değişikliği oldu. Biraz geciktik bu da seçimlerden kaynaklandı. Tüzüğü bitmiş olan delege sistemini değiştirmek ve partiyi halka açarak üye sistemine geçmeyi hedefledik.

Bir adım atarak delege sisteminden farklı olarak sandık bazında örgütlenmeye geçmeyi hedefledik. Bu kadar benimseneceğini tahmin etmemiştim. UBP genel seçimler gibi kurultaylar yapacak artık. Tam katılımcı daha demokratik ve ülke için çıkarları düşünecek geniş tabanlı bir parti oluşturmaktır hedefim. Hedefim için tüzük değişikliği ile ilk adımı attık.