Baykan GÜRSES ÖZDAĞ

Başbakan Yardımcısı ve Demokrat Parti Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş tarafından Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı görevinden alınan, ardından da DP-UG’den istifa eden Ahmet Kaşif, istifaları sonrasında UBP’ ye dönme konusunda düşündüklerini belirtti. Kaşif, bu yönde alınacak kararın milletvekillerinin partilere aktardığı devlet katkısının göz önünde tutulmasıyla, yeni mali yıl öncesinde yani Aralık ayının 20’sine kadar netleştirmek zorunda olduklarını ifade etti.
Kaşif, Havadis Gazetesi’ne bundan sonraki süreçte hayata geçirecekleri politikayı ve stratejiyi anlattı.

Kaşif, istifasının bakanlık görevinden alınması ile ilgili olmadığını söyledi. Serdar Denktaş’ın parti içinde tek adam rolünde bir siyaset izlediğini ve bunun kendilerini rahatsız ettiğini ifade eden Kaşif, “Parti içinde hareketlilik olan yerde canlılık olur, DP içinde tam tersi hiçbir hareket yoktu” dedi. Kaşif, Serdar Denktaş’ın parti içi kararları tek başına aldığını iddia etti.

Soru: DP Genel Başkanı Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş tarafından bakanlık görevinden alındınız ve ardından istifa ettiniz. Neden görevden alındığınızı biliyor musunuz?

Kaşif: Koalisyon gündeme geldiğinde Serdar Denktaş ile oturduk ve konuştuk. B Bu çalışmaları birlikte yaptık. Koalisyon protokolünü, koalisyon protokol görüşmelerini, koalisyonun oluşumunu komitelerde hep birlikte konuşarak yaptık. Sonra hükümet oluşumunda bakanlık dağılımını yine birlikte yaptık. Ama yerel seçime gidene kadar her şey gayet iyiydi, her konuda birlikte konuşuyorduk. Yerel seçimlerden sonra ne olduğunu bilmiyorum uzaklaşmaya başlamıştı.

Soru: Bu uzaklaşma sadece sizden miydi? Yoksa UG kanadına mıydı?

Kaşif: Bilmiyorum. Bu arada arkadaşlarımızın da baskısı vardı, “Ulusal Güçler olarak ayrılalım ya yolumuza devam edelim veya UBP’de onlarla birlikte bütünleşerek sağda bir bütünselliği sağlayalım” diyorlardı. Benim de onlara tavsiyem önce konuşulması, zeminin hazırlanması ve sonra harekete geçilmesi yönündeydi. Sabırlı davranmalarını söylüyordum. Mustafa Arabacıoğlu görevinden istifa etmişti. Serdar Denktaş’a bu göreve Lefkoşa milletvekili bir arkadaşın atanmasını önerdim. Arabacıoğlu’nun yerine tek Lefkoşa milletvekili Hasan Taçoy’du. Bana Serdar Bey genel sekreterliği ne yapacağız diye sordu. Ben de genel sekreterliğe birini öneririz, arkadaşlar yine seçer dedim. Ben ailemle bayram tatili için yurt dışına gittim. Yurt dışından dönmeden telefonda Serdar beyle görüştüm, “bakanlık konusunu toptan çözmek istiyorum” dedi, ben de yanlış yapacağını söyledim. Ne gerekçe ile toptan değişime gideceğini sordum. Serdar bey bana “herkes bakan olmak ister” dedi ve birkaç isim verdi. Zamanlamanın çok yanlış olduğunu söyleyerek bunun karşısında olacağımı ilettim. Görevden alma konusunu hiç konuşmadım. Böyle bir kararın sonrasında oluşacak bir komplikasyonda ne yanınızdayım ne de arkanızdayım dedin.

Soru: Serdar Denktaş, bunu ifade ederken, sizin de bu değişime tabi olacağınızı mesajını verdi mi?

Kaşif: Arkadaşları daha önce beni uyarmıştı, verdi. Ben de “beni alırsın almazsın, önemli değil” dedim. Sıkıntıların da büyük olacağını söyledim. Daha önce bir sene bu arkadaşları nasıl tuttuğumu ve en son da 6 ay içinde bu arkadaşlarla, kalmaları için nasıl mücadele ettiğimi en iyi sen bilirsin dedim. Sorun çıkacaksa da kimsenin önüne geçmeyeceğimi söyledim.

Soru: Yani başkaları da bakanlık yapabilsin diye mi görevden alındınız. Bunun başka bir sebebi yok mu?

Kaşif: Bu bir gerekçe değildi. Çünkü atanan arkadaşlar bir hizmet için atandık. Ve bu hizmeti de vermeye başlamıştık. Görevden alındığımı yurtdışında havaalanına giderken öğrendim. Kimseyi de aramadım. Geldikten sonra hiç aranmadım, grup odasında oturmamıza rağmen gerekçe söylenmedi. Bir gün grup odasında otururken, bakanlıklar değiştiği için komitelerdeki görev dağılımlı yapılacaktı. Menteş Gündüz “bu hareketinizi tasvip etmiyoruz. Biz UG olarak geldik, UG’nin de başkanı Ahmet Kaşif’ti. Sen bizim başkanımızı görevden niye aldın” dedi. Laf kalabalığına getirip Serdar Bey geçiştirdi. Ben de partide hiçbir görevde ve makamda yer almam dedim.

Soru: Görevden alındığınız için mi istifa ettiniz?

Kaşif: Hayır.

Soru: Serdar Denktaş, bu sürede UG kanadını yeterince önemsedi mi sizce? Serdar Denktaş nasıl bir siyasi liderlik yaptı?

Kaşif: Parti içinde keşke hareketlilik olsa. Hareketlilik olan yerde canlılık olur. Tam tersine hareket yok. Kendi istediğine göre hareket ediyordu. Eğitim bakanı göreve gelmeden müsteşarı değişti, müdürü değişti.

Soru: Tek adam görüntüsü mü vardı?

Kaşif: Evet, bence tek adamla oynadı. Hala daha da… Konuştuğumuz hiç bir şeyi dikkate alınmaz, dinlenmez, tartıştırmaz. MYK üyelerini de kendi seçti. Bir masa başına oturdu ve listeleri kendi seçti.

Soru: Serdar Denktaş sizi makam meraklısı olmakla suçluyor

Kaşif: Hüseyin Özgürgün güzel bir cevap verdi. UBP’den ayrılıp, UBP hükümetini yıkarken ve yine bakan iken, yine bakanlıktan ayrıldıydım. Sağlık Bakanıydım. Ayrılıp oraya geçtiğimizde, hükümeti yıktığımızda hiç bunlar söylenmedi, sorgulanmadı. Şimdi neden makam meraklısı olayım.

Soru: Siyaseti ayaklar altına almakla suçlanıyorsunuz. Buna ne diyeceksiniz? Bunu kabul eder misiniz?

Kaşif: O zaman 1992’de mi siyaset ayaklar altına alındıydı. 1992’de de onlar UBP’den istifa etmişlerdi. O zaman siyaset ayakları altına alınmaz da, şimdi mi alınıyor.

Soru: Hükümet ortakları arasında bir uyum sorunu mu var?

Kaşif: Evet bir uyumsuzluktan kaynaklanıyor.

Soru: Siyasi tarihimiz içinde en çok parti değiştiren isim olarak anılıyorsunuz. Neden? Niye bu kadar sık parti değişiyorsunuz?

Kaşif: 1992-2003 arasında birlikte çalıştık. Siyasete girişim Yeni Doğuş Partisi ile oldu. Hep yazarlar DMP çatısı, şu çatısı… Yeni Doğuş Partisi olarak girdiğimizde DMP olayını yazanlara sormak istiyorum. Onlar nerdeydi o zaman. Benim için DMP yazısını yazanlar, o zaman kendileri neredeydi sormak isterim. DMP bir seçim çatısı olmuştu. Orada UBP’nin karşısındaki tüm siyasal partiler vardı.  1990’da DMP çatısı ne şekilde oluştuğunu o zaman yaşayanlar çok iyi bilmesi lazım. Bazen, Ahmet Kaşif, YDP’den DMP’ye, DMP’den DP’ye UBP’ye denir. Onları yazarken, siyasal tarihçeyi de okumak lazım. Tüm muhalefet partileri, 1990 seçimlerine giderken tek çatı altında seçime girdi. CTP, TKP ve YDP… Bu üç parti birleşti ve DMP çatısını kurdu. Biz de o çatı altına YDP olarak girdik. Seçimden sonra da YDP olarak o çatıdan ayrıldık. Fakat o dönemde YDP’yi tamamen ayrımcı bir parti olarak gösteriyorlardı. Türkiyeliler partisi olarak. O düşünceyi ortadan kaldırmak için o dönemin siyasetçileri ile oturup konuştuk, olağanüstü kurultayı yaptık. 1992’de UBP’den kopan 9’lar grubu vardı. Biz de Türkiyeliler diye oluşan durumu oturup DP ile görüştük. İki partiyi bir araya getirirsek bu ayrımcılığı da ortadan kaldırırız dedik. DP’nin ismini YDP’nin de amblemini getirdik. Şu an meşale amblemi DP’nin amblemi değil, YDP’nin amblemidir. Bu siyasi tarihçeyi anlatmak zorunda kalıyorum. Ondan sonra olaylar gelişti ve DP’de tek adamlık gündeme geldi, Serdar Denktaş’a muhtıra yazdık. Şu an yanında olan birkaç arkadaşlar birlikte, Ünal Üstel, Salih Coşar ve MYK’nın tamamı bir muhtıra yazdık. Bizi disipline verdi. Disipline verilince de partiden ihraç edilecektik, biz de bu karar çıkmadan istifa ettik. Epeyce boşta kaldık, erken genel seçimler gelince 2004’de UBP’ ye geçtim. 2005 seçimlerinde yine UBP’den seçime girdim. Bunları söylerken, o partiden bu partiye geçti denilirken, siyasi konjonktürü okumak lazım.

Soru: UBP Genel Başkanı UBP’ye dönebileceğinizi söyledi. Sizin tavrınız ne olacak? Dönecek misiniz?

Kaşif: Bütün mesele konjonktür. Cumhurbaşkanlığı seçimleri geliyor. Daha önce de açıklamıştım, Derviş Eroğlu’na destek vereceğim. Sağda bir bütünsellik sağlayacaksak, UBP ile bütünleşmekte de hiçbir sorun görmüyorum.

Soru: Dönüşünüz UBP içinde rahatsızlığa neden olur mu?

Kaşif: Bence duyulmaz. Neden duyulsun ki… Genel başkan dâhil hiç kimseyle bir sorunum bulunmuyor.

Soru: Ne zaman netleşir tavrınız?

Kaşif: Böyle bir hareket olacaksa, Siyasal Partiler Yasasına göre mali katkısı vardır. Bazı hareketlerin mali yıl öncesi olacaksa olması lazım. Partileşeceksek mali yıl öncesi yapmamız lazım ki, devlet katkısından Siyasal Partiler Yasasından yararlanabilelim.

Soru: Bunun için ne kadar zamanınız var?

Kaşif: Aralık ayının 20’sini bulmadan olacak.

Soru: DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, seçime girerken 500 bin TL’lik bir senet imzaladığınızı ve sizi istifanız sonrasında mahkemeye vereceğini açıkladı. Bu parayı ödeyecek misiniz?

Kâşif: Evet imzaladık, inkâr etmiyoruz. Hayır ödemeyeceğim. Sorun varsa bunu hukuk çözsün. Benim elimde o gün imzaladığım bu senet yoktur. Hukuka uygun mudur bilmiyorum, tartışmadım. Zorlu Töre’de fotokopileri var, bunların asıllarını istedim bir hukukçuya inceletmek için… Asıllarını bulamıyoruz. İş akitlerinde iki nüsha imzalanır. Bizde niye yok, tek taraflı oldu.
 

Fotoğraflar: Ömer KADİROĞLU