Koalisyon ortağı Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Dursun Oğuz, “Sayın Başbakan bugün bu sorunu (su) çözerse hükümet devam eder, aksi halde Genel Başkan her konuda girişim için Parti Meclisi’nden aldığı yetkilerini kullanır” dedi.

Bir televizyon programında konuşan Oğuz, “Maddi ve manevi katkılarıyla projeyi gerçekleştiren, su konusunda Kıbrıs’ın tarihine önemli not düşen Anavatan Türkiye bu tepkileri hiç hak etmedi” ifadesini de kullandı.

UBP’den yapılan açıklamaya göre, büyük hedefler konularak ve riskler göze alınarak kurulan koalisyon hükümetin ülke için şans olduğunu ifade eden Oğuz,  su konusundaki gelişmeler ve UBP’nin tavrına ilişkin soruları  yanıtlarken şunları söyledi:

“Sürenin uzatılması diye bir talep bize gelmedi, gelirse bile değerlendirilmeyecektir. Süre bugün dolmaktadır ve bu konuda bütün değerlendirme ve karar verme konusunda Genel Başkanımız Hüseyin Özgürgün tam yetkilidir.

UBP risk alarak bu hükümete girdi. Halkın böyle bir hükümete ihtiyacı vardı. UBP de bu riskleri göze alarak hükümete girdi. Büyük umutlarla kurulan bu hükümet beklentileri veremezse, üretemez duruma gelmişse UBP de gerekeni yapar. Bunun için de su konusunda UBP bu çağrıyı yapmıştır. Bu tehdit değildir, ‘bu konuyu çöz’ demektir…”

“HÜKÜMET MAAŞ VE ÜCRETLERİ ÖDEYEMEZ DURUMDA”

UBP’nin çağrısının üzerinden beş gün geçmesine rağmen ortada bir şey olmadığını kaydeden Oğuz, hükümetin maaş ve ücretleri ödeyemez durumda olduğunu da belirtti.

Maaşlar hakkında ödenecekti, ödenmeyecekti tartışmaları yapıldığına işarete den Oğuz, “UBP’nin üç maymunu oynamayacağını, bugünün son gün olduğunu ve Başbakan’ın protokolü bugün imzalamasını istediklerini” kaydetti.

İki partinin genel başkanlarının kabul ettiği metnin onaylanmasını istediklerini kaydeden Oğuz, sürecin toplumun aleyhine işlediğini belirtti.

“DEVLET YÖNETİMİNDE CİDDİYET GEREKLİ”

Ülke ve devlet yönetiminde ciddiyetin gerekli olduğunu kaydeden Oğuz, şöyle devam etti:

“Bugün anlaşıp da yarın ‘bu maddeyi beğenmedim, değiştirelim’ demek olmaz. Genel Başkanımız bugüne kadar süre vermişse, yanlış anlaşılmamalıdır. Metnin imzalanmasından sonra tüm hazırlıkları KKTC ve belediyelerin temsilcileri yapacak. Suyun nasıl dağıtılacağını ve fiyatını KKTC devleti belirleyecek. Halka getirilecek olan refahı engellenmeye çalışanlar ve statükonun devamını isteyenler olabilir. Bu iş siyasete döndü, amacını aştı. Türkiye bu duruma üzülüyor. Türkiye bu ülkeyi yeşertmek ve güzel yapmak için yıllardır uğraşıyor. Bizde ise haksız eleştiriler yapılıyor. Bu çok üzücüdür.

Türkiye 40 yıl bütçemize yaptığı katkının yanı sıra, bütün alt yapılarımızı karşılıksız yapmıştır. Şimdi bize su satıp da mı zengin olacak? Bu düşünce yanlıştır… Anavatan Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilen bir KKTC yaratmak istiyor. Su konusu daha 600 milyonluk alt yapı istiyor. Bu para bizde de yok, belediyelerimizde de… Algı yanlıştır. ‘UBP suyu verdi, şunu verdi bunu verdi’ diye bir şey yoktur. İki parti yetkilileri oturdu, görüştü. Bu iki partinin iki genel başkanının ortak metnidir. Hükümetler arası mutabakata varılan metni sonradan değiştirmek hükümet ciddiyeti ile bağdaşmaz. Halkımız kötü karalamalara inanmasın. Bu ülkenin suya ihtiyacı vardır. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Üzüntüm odur ki yetkili olan da konuşuyor, yetkili olmayan da.. Bilen de konuşuyor bilmeyen de… Duyan da konuşuyor, duymayan da… Gerçek şudur: Konu müzakere edilmedi denilse de müzakere edilmiştir. Bunu CTP’li bakanlar da söylüyor. Biz bir hedef koyarak hükümete geldik. Riskler alarak hükümete geldik. Ülkeye, halka hizmet hedefiyle geldik. Yapılacak çok işimiz var. Yapay sorunlarla yaratılan bu konu uzatılmamalıdır. Bugün sondur. Bu tehdit değildir. Sayın Başbakan bu sorunu bugün çözerse hükümet devam eder. Eğer çözemezse her konuda Sayın Genel Başkanımız Hüseyin Özgürgün tam yetkilidir…”