Baykan Gürses Özdağ

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, DP-UG’den istifa eden Ahmet Kaşif, Ergün Esat Serdaroğlu ve Hamit Bakırcı’nın UBP’ye dönmek istemesi durumunda kapının kendilerine açık olduğunu söyledi.

“Zorlu Töre döndü. Dönmek isteyen döner, yetkili kurullar kabul ettiği sürece de herkes dönmek için müracaat edebilir” diyen Özgürgün, “UBP’ye doğru her zaman dönüş vardır” diye konuştu.

DP-UG’den istifaların şahsi çıkar amaçlı yapıldığı tartışmalarına ilişkin de konuşan Özgürgün, “Yani bugüne kadar bu ülkede çok istifalar oldu. Bunların hangisi ilkeseldi, hangisi değildi hiç sorgulanmadı. Bir sene önceki sorgulanmadı, hatta alkışlandı. İlkeleri sorgulamaya başlayanlara tavsiyem her zaman kendi ilkeleri sorgulasınlar” dedi.

Soru: Ahmet Kaşif, Ergün Esat Serdaroğlu ve Hamit Bakırcı’nın DP-UG’den istifalarının UBP’ ye katılma ile bir bağlantısı var mı?

Özgürgün: Kesinlikle yoktur. Ama bizimle ilişkilendirilmesi de çok doğal. Ahmet Kaşif, UBP Başkan adayıydı. Ardından yaşanan tartışmalı süreçle DP-UG’ye katıldılar. Seçimlerde de UBP tabanından neredeyse bizim oylarımızın yarısını karma oylar şeklinde alan bir Ulusal Güçler oldu.

Bu istifa olunca özellikle de Ahmet Kaşif o grubun lideriydi. Bu istifaların UBP ile ilişkilendirilmesi doğaldır. Bunun CTP ya da TDP ile ilişkilendirilmesi mümkün değil. Ama biz istifaya kadar olan süreçte hiç yoktuk. Bizimle ilişkilendirme ondan sonra başlamış olabilir.

Soru: Şimdi böyle bir ilişki içinde misiniz?

Özgürgün: Hayır. Halkımız eğer bu ilişkilendirmeyi başlatacaksa bundan sonra başlatmalıdır. Çünkü onlar şimdi bağımsızdır. Ya parti kurarlar, ya bağımsız kalırlar ya da bir partiye katılırlar. Burada da geçebilecekleri tek parti UBP’dir. İlişkilendirme kurulacaksa ancak bu aşamadan sonra olabilir.

Soru: Ahmet Kaşif, Ergün Esat Serdaroğlu ve Hamit Bakırcı’nın istifaları ilkesel değil, bireysel çıkara dayalı olarak değerlendiriliyor. Bakanlık görevinden alınmaları sonrası bu istifanın olması tartışılıyor. Bunun akabinde partinizin bu sürece dahil olmasını nasıl kabul edersiniz?

Özgürgün: Ahmet Kaşif ve 8 arkadaşımız UBP’den ayrıldığında ve hükümet düştüğünde bunun ilkesel olup olmadığı hiç sorgulanmadı. O dönemde UBP’ ye karşı olan bir tepki vardı. Bir yıpranmışlığımız da vardı. Bu alkışlanmıştı da. O dönemde neden sorgulanmadı ki, acaba bu istifalar tepkisel miydi yoksa koltuksal mıydı diye. Hiç kimse bunu sorgulamadı.

O dönemde görevden alınan arkadaşlar vardı. Bakanlık görevinden alındıkları için aynı bugünkü gibi tepki koyan arkadaşlar vardı. O gün sorgulanmayanın bugün sorgulanması bana tuhaf geliyor.
O gün UBP’den seçilmiş olan milletvekilleri ayrılıp başka parti kurup hükümeti düşürüp, yeni bir hükümet kuruluyorsaydı o ilkeseldi.

O dönemde herkes bunu alkışladı. Diğer partiler de dahil bunu alkışladı. Şimdi sanki bu hükümeti devam ettirmek isteyen kesimler ve destek olanlar bir de başka sebeplerden de olabilir, hemen ilkesel sebepler sorgulanmaya başlandı.

Yani bugüne kadar bu ülkede çok istifalar oldu. Bunların hangisi ilkeseldi, hangisi değildi hiç sorgulanmadı. Ama bir sene önceki sorgulanmadı. Hatta alkışlandı. İlkeleri sorgulamaya başlayanlara tavsiyem her zaman kendi ilkelerini de sorgulasınlar.  İlkeler her zaman sorgulanmalı.

Soru:  Siz bu istifaları hangi çerçeveden değerlendiriyorsunuz?

Özgürgün: Bu istifalar tamamen DP’nin kendi içinde yaşadığı sorunlardan kaynaklanıyor. Siyasette ilkeli olunmalıdır.

Onların dışında da UBP’den milletvekili olup şu anda CTP’de bakan olanlar var. Bu ilke nerede o zaman. Benim 1998’de milletvekili olarak görev yaptığım UBP’li milletvekili arkadaşım bugün CTP’de Bakan olarak görev yapıyor. Bunun ilkesel sorgulanması hangi zeminde yapılır. Bu sadece Ahmet Kaşif ve diğer arkadaşlarımızın istifası ile mi sorgulanmalıdır?

Soru: Ama bu istifaların yılladır UBP-DP ekseninde olduğunu gözlemliyoruz. Bu siyasete kötü bir örnek teşkil etmiyor mu?

Özgürgün: Son zamanlarda doğrudur. Evet daha fazla UBP ve DP tabanları arasında ve üst yönetimi arasında geçişler çok daha fazla oluyor. Bu arkadaşlar UBP’den ayrıldıklarında hemen DP’ye geçtiler. UBP’li çok iyi bildiğimiz insanlar karma oy kullandı.

UBP bir önceki seçim yüzde 46 oy almıştı. Son seçimde biz yüzde 27, DP yüzde 23 oy aldı. UBP’nin oyları ortadan ikiye bölündü.

Tabanlar arasında bu zaten var. Tabana baktığınızda oraya gidene de oy verebilecek gibi görülüyor. Ama CTP’den birine oy vermiyor. Bu geçişleri kolaylaştıran tabansal bir kolaylık var.

UBP’den DP’ye, DP’den UBP’ye geçildiğinde tabansal olarak büyük parti evet UBP’dir. Sağın büyük partisi UBP’dir.

Bugün seçim olsa çok net söyleyebilirim ki, karma oyların hiçbiri olmayacak. UBP’ye doğru her zaman dönüş vardır. O nedenle 3 milletvekili istifa ettiğinde hemen UBP düşünülüyor.

Soru: Temas içinde misiniz?

Özgürgün: Meclis’te konuşuyoruz. Serdar beyden rahatsızlıklarını, anlaşmazlıklarını dinledik. Belli ki o sorun orada hala. Ama bundan sonra nasıl bir adım atacakları konusunda henüz bir temasımız yok.

Soru: Bu istifaların UBP’ye geçme amacı taşımadığını mı söylüyorsunuz?

Özgürgün: Niye UBP’ ye geçmek için olsun. Bir sıkıntı olmadan durduğu yerde istifa edilsin. Neden sıkıntı yokken UBP için bu milletvekilleri oradan ayrılsın?

Bunun altında orada sıkıntılar olduğu gerçeği bulunuyor. Belki hükümetin kendi içinde de sıkıntılar vardır.

Abbas Sınay da istifa etmişti. Aslında kopmuş durumdadır, çünkü gelmiyor. Düşünsel olarak Abbay Sınay bence kopmuştur. Hükümetsel huzursuzluklar da vardır bence. Sadece partisel olarak değerlendirmemek lazım…

Soru: Bu 3 milletvekili partinize gelmek isterse tavrınız ne olur? Bir yıl önce Ahmet Kaşif ve ekibi partinizin iktidar gitmesine nedenoldu. Bugün geri dönüşlerini kabul eder ve affeder misiniz? Taban bunu nasıl karşılar?

Özgürgün: Zorlu Töre bu hareketin içinden biriydi, sonra UBP’ ye döndü. Yetkili kurullar tartıştı, taban tartıştı. Ben tek başıma şu döner, şu dönemez demem, diyemem. UBP tabanı ve yetkili kurulları bunu tartışır.

Bu talep kimden gelirse gelsin mutlaka tartışılır. UBP’ de ‘şu kişiler partiye dönmek için müracaat edemez’ yoktur.

Soru: Bu istifalardan haberiniz var mıydı?

Özgürgün: Herkes gibi arkadaşlarımız istifa edeceklerini konuştular. Kendileri ile konuştuğumda istifa kararı verdiklerini söylemişlerdi. Ama bunu bütün partililer ve diğer milletvekilleri de biliyordu. Bana özel değildi.

***

“Desteğimiz Eroğlu’na”

Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik “Eroğlu” ısrarını tekrarlayan Hüseyin Özgürgün, UBP ile özdeşleşen Cumhurbaşkanına sonuna kadar destek verileceğini belirtti.

Soru: Cumhurbaşkanlığı seçiminde Derviş Eroğlu’nu aday olması durumunda destekleyeceğinizi açıkladınız.

Özgürgün: Anayasaya göre, Derviş Eroğlu’nun bir partiden aday olması için Cumhurbaşkanlığından istifa etmesi gerekiyor.

Bu görevi devam ederken bir partiden aday olması mümkün değildir. Derviş bey bizim adayımız olarak çıkarsa çok memnun oluruz. Bağımsız aday olursa da bizim için sorun yoktur, destekleyeceğiz.

Soru: Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nı siyasi partilere eşit mesafede duruş sergilemesi gerekiyor. Derviş Bey’in bunu göz ardı ettiği en çok eleştiri alan konu oldu.

Özgürgün: Aynı eleştiriyi biz de Mehmet Ali Talat’a yaptık. Talat da bugün CTP’de başkan adayı olacağım diye açıklama yaptı. Yani dışta kalmak demek görüntüdedir. Ne kadar dışında kalsanız, kalmak isteseniz mutlaka size fikir sorarlar, müdahil olmanızı da isterler, siz de birilerini arar ve konuşursunuz.

Bunları Talat yapmadı, Eroğlu yaptı demek haksızlık olur. Her ikisi de yapmıştır. Biri çok açığa çıkmıştır, diğeri belki daha gizli yapmıştır. Sonuçta bu insanlar partilerin liderleridir.

Bizde olaylar büyük oldu, CTP’de büyük olmadı. Talat’ın da müdahale etmesini gerektirecek büyük olaylar yaşanmadı. Şimdi olabilir. O zaman da oradan çıkamaz, içinden çıkamaz.

Soru: Derviş Eroğlu aday olmazsa ne yapacaksınız? Kimi aday çıkaracaksınız? Siz aday çıkar mısınız?

Özgürgün: Öyle bir ihtimal görmüyoruz. Derviş Bey adaydır. Açıklamasını bekliyoruz.

Soru: Derviş Bey adaylığını açıklamadan siz “aday olacak” diyorsunuz.

Özgürgün: Çünkü aday olmaktan başka çaresi yoktur diyerek, yazılı kararımızı ilettik.

Soru: Aday olmazsa…

Özgürgün: Aday olmazsa düşünürüz. Elbette aklımda isim olur ama bu aşamada söylemem mümkün değil.