Rana Sarro

Sayıştay’ın LTB raporu gündeme damgasını vurdu. Konu dün gün boyu tartışılırken, Sayıştay Başkanlığı’nın 2008-2011 yıllarına ait LTB, Taslak Denetim Raporu, gündemin ilk sırasına yerleşti. Lefkoşa Türk Belediyesi’nde bazı amirler ile çalışanların tedirginliğine neden olan rapor, ülkede büyük yankı yarattı.

CEMAL BULUTOĞLULARI: “RAPOR HENÜZ TASLAKTIR”

Eski başkan Cemal Bulutoğluları kendi döneminde bir usulsüzlük yapılmadığını iddia etti ve rapor ile ilgili olarak Başkan Mehmet Harmancı’ya yüklendi. Harmancı’nın görevden kaçmak için manevralar çizdiğini savunan Bulutoğluları “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde, bir belediye başkanının konuşmalarını daha düzgün yapmasını bekliyordum” dedi. Bulutoğluları “Bizim belediyede yaptıklarımız ortadadır. Kendisi eğer bir tanesini yaparsa kendisine gidip oy vereceğim. Geçmişte olan borç, 80 milyondu, şuan ki borç 160 milyondur. Biz görevdeyken, sosyal sigortaları 2012 yılına kadar ödedik. Benim dönemimden sonra ne sosyal sigortalar ne ihtiyat sandığı ne de kıdem tazminatı yatmamıştır” ifadelerini kullandı.

“GÖREVE GELİRSEM YİNE YAPARIM”

Bulutoğluları, raporla ilgili bir şey söylemek istemediğini çünkü bunun yasal olmayacağını savundu ve “9 buçuk milyon TL’lik usulsüz harcama” olduğunu konusunda ise, “usulsüz bir harcama yoktur” dedi. Cemal Bulutoğluları, belediye başkanının bütçesi olduğunu, bu bütçelerde farklı kalemler bulunduğunu, bunların belediye meclisi tarafından onaylandığını, yine başkan olsa yine benzer yardımları yapacağını kaydetti…

“HALK İÇİN YAPTIK, YİNE OLSA YİNE YAPARIM”

Yardım kalemleri ile ilgili olarak, “biz bunu halk için yaptık. Yine belediye başkanı olsam yine yapacağım. Bunun suç olduğuna inanmıyorum. Yine olsa yine yaparım. Sayıştay raporu şuanda oluşmamıştır. Bunun üzerinde konuşmak veya kişileri suçlamak yanlıştır. Herkesin bir cevabı vardır. Biz geçiş belediye başkanlarının yaptıklarını örnek alarak yaptık. Geçmişte belediye başkanlarının almış olduğu kararlar mevcuttur. O belediye başkanları Sayıştaylık Raporunda aklanmışsa, biz onların yaptıklarına bakarak yaptıklarımızı yaptık” dedi.

BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ NE DİYOR?

AHMET BAĞZIBAĞLI: “ÜZERİME ZİMMET EDİLEN İKİ KONU VAR”

“Mevcut durum, etraftaki bir kısım şeyi halı altına süpürmeye benzer. Meclis kararı ile alınan, benim üzerimde zimmet edilen iki konu vardır. Yurtdışında LED aydınlatma direği almışız. Hâlbuki Akıncı döneminde yurtdışından minibüs alındı. Şemi Bora döneminde, yurtdışından çöp araçları ve diğer iş araçları alındı. O dönemlerde alınan kararlarda, Sayıştay hiçbir yanlış görmedi. Yasa aynı olmasına rağmen, bugün bunlar suç oldu. Benimle ilgili bir ikinci konu ise, Haspolat’ta yapılan sosyal konutlarla ilgili elektrik alt yapısının, bir firmaya verilmesi hususundadır. Tabi o firmaya bu alt yapı bizim tarafımızdan verilmiş değildir. Yüksek gerilimli alınacak sistemler olduğu için, öncelikle mal sahibi olarak belediyenin mühendisleri ilgili firmayı uygun gördü. Ve meclise sosyal konut projesi kapsamında bu firmayı onayladık. Sayıştay ise, bunun belediye kasasından ödenmeyeceği, bizim nasıl da onay verdiğimizi soruyor. Ben belediye meclis üyesi olarak çek yazmam. Sayıştay, toplamda 23 bin 500 TL’lik bir zimmet soruyor. Dolayısıyla, Sayıştay Raporu’ndan rahatsız olmam. Yargıya taşınacaksa, elbette yargıya da gitsin. Ben belediye meclisinde verdiğim her ‘evet’ ve her ‘hayır’ımın arkasındayım. Elbette ki yasal çerçevede oy vermişimdir. Beni LED direk aldığım yönünde suçlanırım.”

ÖZMEN BİRİNCİ: NİHAİ RAPOR DEĞİLDİR

“Nihai rapor değildir, taslaktır. Dolayısıyla taslağa yorum yapmayı uygun görmem. Nihaisi yayınlanmadan taslağı üzerinden konuşmak demek, taslak yorumlar ve taslak cevaplar vermektir. Bu da isimleri hakkında yorum yapmak zorunda bırakılacağım insanlara haksızlık olur diye düşünürüm. Boş bırakmamak adına şunu söyleyebilirim. Sayıştay Raporu, bir mahkeme neticesi değildir. Dolayısıyla orada ismi geçen insanların, kurumların, şirketlerin günah keçisi olarak ilan edilmesini yanlış bulurum. Kamuoyu bir günah keçisi arama modundadır. Ben bunu yanlış bulurum. Sayıştay raporu taslağının epeyi eksik olduğunu görüyorum. Gönül isterdi ki, daha açıklayıcı verilerin elimizde olmasıydı. Personel yapısına ilişkin hukuksuz bir şekilde işe alınmış olan veya hukuka aykırı bir şekilde intibakları yapılmış olanlarla ilgili herhangi bir veri yoktur. Hâlbuki LTB’nin en çok gider kalemini oluşturan personel maaşlarına ilişkin hukuki bir görüş olmasını beklerdik. Bundan ayrı olarak, kamuoyunu en çok meşgul etmiş olan ‘tabela’ meselesi vardı. Reklam panolarının usulsüz bir şekilde ‘peşkeş’ çekilmesine ilişkin de raporun içerisinde herhangi bir şey yoktur. Bundan ötürüdür ki, kimsenin kelle avına çıkmaması gerektiğini düşünüyorum. Mahkeme nezdinde suçluluğu ispatlanmadan herkes suçsuz sayıldığına göre, en güzeli nihai raporun ardından mahkeme sürecinin çalışmaya devam etmesidir.”

MURAT KANATLI: “BELEDİYE CİDDİ DAVALAR AÇMALIDIR”

“Bence her şeyin ötesinde bayağı geç kalmış bir süreç. Bir kısmı sosyal medyaya düştü. Benim görebildiğim kadarıyla düşen kısım, biraz popüler olan kısımdır. Bakıldığında yasal mevzuattan dolayı birilerine bir ceza kesildi, bir de ihaleye çıkılmaksızın yapılan işlerden bahsediliyor. Ancak tartışılan mevcut borcun sadece yüzde 10’udur. Bu Sayıştay Raporu’nda özellikle mahkemelere çok ciddi işler düşüyor. Savcılık elbette ki, gerekli cezai işlemi yapacak. Bunu yanı sıra belediyenin, zarara uğratılması nedeniyle davalar açıp gerekli süreçleri başlatması gerekiyor. Belediyenin 90 milyonun üzerinde bir borcun altına sokulması konusunda, bahse konu dönemin bakanları, belediye başkanı, belediye meclisi üyeleri hakkında cezai işlem başlatılması gerekiyor. Sayıştay Raporu, istihdamlarla ilgili çok fazla bir şey söylemedi çünkü bu konuda daha önceki raporu var. Yine borçlanmalarla ilgili de ortada bir raporu var. Umarız bu raporla beraber gerçek anlamda bir süreç başlar. Belediyenin ciddi davalar açması gerekiyor. Umarız bu süreçler gerçekleşir.”