Zorkun TAŞER

Kuzey Kıbrıs’ta giderek artan suçlara 16 yaşından küçük çocukların da karışması ‘endişe verici ve ürkütücü’ bir gelişme olarak kabul ediliyor. Diyalog’un elde ettiği istatistik verilere göre; geçtiğimiz yıl içinde neticelenen 66 davadan 94 çocuk mahkum oldu. Bunların 87’si erkek, 7’si ise kız çocuğu.

‘Cinayete teşebbüs, vahim yaralama, darp, tecavüz ve soygun’ gibi suçlara karışan çocukların, yeniden topluma kazandırılması için ‘ıslah evinin’ şart olduğunu belirten hukukçular, bu konuda yapılan uyarıların dikkate alınmamasından yakınıyor.

2013’te 71 dava görüldü

Kuzey Kıbrıs’ta, 2013 yılında 16 yaşından küçük olup da suç işleyenlerle ilgili olarak mahkemelerde toplamda 71 dava görüldü. Bir önceki yıldan askıda kalanlarla birlikte yıl zarfında neticelenen 66 davada değişik suçlarla itham edilen 94 genç suçlu, işledikleri suçlardan mahkum edildi.  Mahkum olanların 87'si erkek iken, 7'si ise kız olarak belirlendi. 

Suçların çoğu ciddi

Geçtiğimiz yıl içerisinde işlenen suçlar arasında “Vahim yaralama, darp, tecavüz, adam öldürmeye teşebbüs, soygun yapmak, ev dükkan açmak, sirkat, tasarruf” gibi birçok ciddi suç yer aldı.
Diyalog’un görüşüne başvurduğu uzmanlar ve hukukçular, 18 yaşının altında olan suçluların, Merkezi Cezevi’nde tutuklu bulunan yetişkin suçluların arasında yer almasına karşı olduklarını, ıslah evinin şart olduğuna değindi.

Mamalı: Milletvekiline yapılan zam kesilsin, ıslah okulu açılsın    

Eski Lefkoşa Barosu Avukat Barış Mamalı, milletvekillerine son yapılan 500 TL’lik zammın kesilerek, fon kurulup o parayla ıslah okulunun kurulması gerektiğini belirtirken, Avukat Hasan Yücelen ise, hükümetin hem cezaevi, hem de mahkemeler yasasını tekrar ele alarak değişikliğe gitmesi gerektiğini söyledi.

“Çocuklar suç makinesine dönüşecek”

Avukat Mustafa İlgen ve Adnan Ulunay ise, çocuk yaştaki kişilerin cezaevine yetişkin suçlularla birlikte yaşayarak birer suç makinesine dönüştüklerini savundu.

Hukukçular ne dedi:

Mustafa İlgen:
“Çocuk yaştaki suçlular, ıslah evinde tutulması daha doğru olur. Gerek onların ileriye dönük gelişimlerinde, gerekse yetişkinlerin arasında istismara uğramamaları için. Çocuklar, cezaevinde birer suç makinesine dönüşmemeleri için, ıslah evinin şart olduğunu düşünüyorum. Kendi yaş gurubundaki insanlarla içeride eğitim verilebileceğini düşünüyorum. Tabii ki hem toplum hem kamu menfaati açısıdnan daha iyi böylesi. Bana göre çocukların ufak yaşta suça itilmesinin nedeninin başında, ekonomik yetersizliğin olduğunu düşünüyorum. Maalesef toplumun belli kesminin ekonomik durumu yeterli değil. Çocukalarına yeterli eğitim veremiyorlar. Bu yüzden suça itilmeye müsaittirler.”

Adnan Ulunay: 
“Ben ıslah evinin ülkemizde olmasından yanayım. Anayasa’da ıslah evinin olmasıyla ilgili madde var fakat bizim ülkemizde çok aşırı çocuk suçlular cezaevine atılmıyor. Ama yine de çocuğun suçlardan uzak tutulup, ıslah evinde eğitim almasının ve suç işlemekten uzak tutulmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. Çocukların yetişkin suçlularla bir arada olmasını ben doğru bulmuyorum. Suçlar her geçen yıl da artışa geçiyor. Bunun nedeni bana göre ailelerin ihmalkarlığıdır. Çocuklara sahip çıkılamıyor ve çocuklar suça kolayca itiliyor. Çocuklar cezaevine girdiğinde ise daha büyük şeylerle karşılaşıyorlar. Yetişkin suçlularla bir arada kalmaları pek doğru değil bence.”

Hasan Yücelen 

“Şu andaki ne yasamız, ne de cezaevinin yapısı, değil çocuk suçluların, değil gençlerin, yetişkinlerin bile ıslah edilip topluma kazandırılmasına yeterli değil. Yasalarımız süratli bir şekilde çağın şartlarına uygun hale getirilmelidir.

Bugün cezalandırma ilkelerinde, aslolan ceza vermek değil, işlediği cezanın topluma kazandırıcı bir  sisteme bürünmesi gerekir. Ama bizim ülkemizde çocuk yaşta bir suça karışan kişinin, ömür boyu mahkum olmasına imkan veren bir yapı var. Bugün eğer siz suç işleyen bir çocuğu şu andaki cezaevine gönderirseniz, onu ıslah etmez, farklı suçlara yönelmesine imkan verirsiniz. Çünkü sabıka sistemi 14-15 yaşında bir gencin ömür boyu sabıkayı boynunda taşımasına sebep olmaktadır. Bir genç tabi ki toplum içinde suç işleyebilir. Ve bu suçtan sonra o gencin ıslah edilmesi için hapise değil, ıslah evine gönderilmeli. Topluma kazandırılması için bir yaptırıma tabi tutulması gerekir. Ama maalesef, her konuda olduğu gibi bu konuda da siyasiler yasal düzenleme yapmamakta. Ve mahkemelerde, istemeye istemeye bir gencin veya çocuğun belkide tüm hayatı boyunca bu damgayla karşı kaşıya kalmasına sebep olacak kararlar veriyor. Hem yasalarımızın, hem de cezaevinin yapısının ele alınması gerekirtiğini düşünüyorum.” 


Barış Mamalı 
“Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yargı kararı ile verilen cezaların ana amacı, suçlunun caydırılması ve ıslah edilmesidir. Modern ceza infaz sistemlerinde cezaevleri birer okul gibi çalıştırılmaktadır. Özellikle çocuk ve genç suçluların topluma kazandırılmaları açısından cezaevlerinin kendine özgü bir yapıda olması gerekmektedir. Küçük yaşta suçla tanışmış bireylerin mevcut anti-sosyal yapılarının sosyal hale dönüşümünün sağlanabilmesi için normal cezaevlerinden farklı donanımlara sahip “ıslahevlerine” veya bir başka deyişle “ıslah okullarına” ihtiyaç vardır. Ülkemizde ıslah evleri konusunda topluma yanlış bilgiler verilmektedir. Özellikle anayasa referandumu esnasında bu yönde halkı yanıltıcı birçok beyanlar yapılmıştır.  1946 yılında dönemin İngiliz Yönetimi tarafından yürürlüğe giren ve halen geçerli olan Fasıl 157 Çocuk Suçluları Yasası’nda Islahevlerinin ve çocuk mahkemelerinin kurulabilmesi için gerekli yasal zemin yaratılmıştır.  Yani şu anda siz hükümet olarak eğer ıslahevi ya da çocuk mahkemesi kurmak istiyorsanız bunun hukuki alt yapısı hazırdır. Bu noktada anayasada değişiklik yapmaya da ihtiyaç yoktur. Kısacası hükümetin ıslahevi veya çocuk mahkemeleri kurma niyeti varsa bunun gerçekleştirmesi için hukuki hiçbir engeli bulunmamaktadır. Çocuk mahkemelerinde izlenecek yargısal usul kuralları dahi bu yasada yer almaktadır. Zaten bu yasaya dayanarak geçmişte adamızda ıslahevi kurulmuştu ve on dört yaşından küçük çocuk suçlulular ile on sekiz yaşından küçük genç suçlular belirli koşullar altında cezaevi yerine buraya gönderilmekteydi. Ancak kapatıldığı günden bu yana uzun yıllardır ülkemizde ıslahevi bulunmamaktadır. Kaldı ki, yasası olmasına ve anayasal engeli de olmamasına rağmen hiçbir iktidar tarafından ne ıslahevi ne de çocuk mahkemeleri için temel atılmış değildir. Görüleceği üzere sırf referandumda “evet” çıkartabilmek adına söylenen “eğer anayasa değişikliklerine evet demezseniz çocuk mahkemeleri ve ıslahevi kurulamaz” beyanlarının hiçbir doğruluğu bulunmamaktadır. Eğer samimiyseniz ve gerçekten istiyorsanız iktidar olarak hemen ıslahevinin ve çocuk mahkemesinin temelini atarak işe başlayabilir ve ardından da gerekli personeli sağlayabilirsiniz. Bugün çocuk suçlular (18 yaşından küçükler) büyükler ile ayni cezaevi çatısı altında cezalarını çekmektedirler. Bu uygulama çağdaş ülkelerce terk edilmiştir. Çünkü esas cezaevinden bina olarak tamamen ayrılmış, kendine has infaz sistemi, personeli ve eğitim alanı olmadıktan sonra çocukların büyük suçlularla ayni yerde bulunması ciddi olumsuzluklar yaratmakta, koğuşlarının ayrı tutulması da bu olumsuzlukların önüne geçememektedir. Çocuk suçlulular mevcut cezaevinde büyüklerle bir şekilde temas edebilmekte, suistimale açık bulunmakta, yeni tür suç ve suçlu profillerini öğrenebilmekte, geleceği ilişkin işbirlikleri kurabilmekte ve ayrıca hiçbir modern ıslah eğitimine de tabi tutulmamaktadır. Yani sosyalleşme adına olumlu bir etkileşim ve eğitim ortamı bulunmamaktadır. Kaldı ki, büyük mahkumlar açısından da herhangi bir çağdaş infaz sistemi merkezi cezaevinde yoktur. Şayet ıslahevi kurma noktasında hükümetin maddi bir sorunu bulunuyorsa kendilerine tavsiyem, bir fon kurup milletvekillerinin maaşlarına yapılan son 500TL.’lik zammı kesip oraya yatırarak uzun vadede de olsa bu sorunu çözsünler.”

Cinsiyet itibariyle suçlu bulunanların 2013 yılına göre dağılımı:

11-005.jpg