UBP Milletvekili Üstel, ambargolar ve haksız rekabet şartları altında yayın yapan ve güçlükle ayakta duran özel TV’lere verilen katkının kesilmesi kararının yanlış olduğunu ifade etti ve ekledi 

Özel TV’lerin sorunlarını ele almaya devam eden Star Kıbrıs, Haziran ayında haksız rekabetten dolayı oluşan kayıplara karşın özel televizyonlara verilen katkının kesilmesi kararını UBP Milletvekili Ünal Üstel’e sordu. UBP Milletvekili Üstel, özel televizyonlara yapılan katkı payının kaldırılması kararının yanlış olduğunu ifade etti. Üstel, televizyonculuğun pahalı bir meslek ve tek gelirinin reklam olduğunu belirterek, Türkiye’de üretilen ve burada satılan ürünlerin reklamlarının, yine Türkiye’den yayın yapan televizyon kanallarında yayınlandığına dikkati çekti. Üstel, yerel kanallara Türkiye’den hiç reklam desteği yapılmadığını belirterek “Burada haksız bir rekabet oluştu. Bunu oturup Türkiye ile konuşmak lazım” dedi. 

"DIŞ DÜNYAYA AÇILAN PENCERELER KAPANMAMALI"

UBP Girne Milletvekili Ünal Üstel, televizyonların KKTC’nin dış dünyaya açılan pencereleri olduğunu dile getirdi. Üstel, televizyonlara verilen katkı payının kaldırılması kararının yanlış olduğunu ifade ederek, “Televizyonlar bizi dış dünyaya açan pencerelerimizdir ve dış dünyaya açılan bu penceremizi daha da büyütmemiz, dış dünyaya açılan pencerelerimizi kapatmamamız lazımdır. Burada haksız bir ortam vardır. Bizim insanlarımız dişinden tırnağından artırdığı ile bir televizyon kurdu ve ülkemizi dışa tanıtıyor. Bu kadar baskıların ve bu kadar ambargoların altında, dış dünya ne kadar da pencerelerimizi kapatmaya uğraşsa kapatamadı. Devletin de zor şartlar altında yayın yapan özel televizyonlara destek olması gerekmektedir. Çünkü televizyonlar bu bizi dünya ile bütünleştirmektedir” şeklinde konuştu. 

"HAKSIZ REKABET ALTINDA YAYIN"

Üstel, televizyonculuğun pahalı bir meslek ve tek gelirinin reklam olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ülkemizdeki satılan malların çoğu Türkiye’den geliyor. Türkiye’nin televizyonlarında bunların reklamları yapılıyor. Bizim ülkemizden de bu reklamların hepsi izleniyor. Burada bayisi olan bir şirket, ‘benim reklamım zaten Türkiye kanallarında yapılıyor, niye ikinci bir masraf yapıp yerel televizyonlara da reklam vereyim’ diyebiliyor. Burada haksız bir rekabet oluştu. Buna bir şey de yapamıyoruz. Bunu oturup Türkiye ile konuşmak lazım. Haksız rekabet altında yayın yapan özel televizyonların ayakta kalması için uğraşmamız gerekiyor. 

"DEĞİL KESİNTİ YAPMAK TEŞEKKÜR ETMEK LAZIM"

Üstel, özel televizyonlara verilen katkıların kalkmasına karşı olduğunu bir kez daha yineleyerek, ambargolar altında olan KKTC’de her türlü fedakârlığı yaparak ülkeyi dış dünyaya tanıttıkları için özel televizyonlara teşekkür edilmesi ve yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli desteğin verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. 

"ÖZEL TVLER ZOR DURUMDA…"

Özel TV’ler içten ve dıştan gelen haksız rekabetten dolayı güçlükle yayın hayatını sürdürüyor. KKTC’de gıdadan giyime, eşyadan ayakkabıya satılan birçok ürünün ithal olması ve bu ürünlerin reklamlarının Türkiye kanalları aracılığı ile ülkede yayımlanması, KKTC’de reklam pastasını daha da küçültüyor. Ürün satanlar, “Nasıl olsa reklamlar yayımlanıyor” mantığı güderek yerli kanallara reklam vermekten kaçınıyor. Böylelikle tek gelir kaynağı olan ve ayda 16 bin dolar uydu kirası vermek zorunda kalan özel kanallar değil uydu kirası personel maaşını dahi ödemekte zorlanıyor. Öte yandan BRTK’nin hem devletten maddi destek alması hem de reklam yayımlaması dıştan gelen haksız rekabetle savaşan özel TV’lerin bir de içten gelen rekabetle uğraşmasına neden oluyor. Tüm bu sorunlara karşın özel TV’lere başbakan İrsen Küçük döneminde haksız rekabetten oluşan kayıplara karşın verilen bütçenin Haziran ayında kesilecek olması durumu daha da vahim hale getirecek…