Remzi SAMAR

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun 2020 yılından itibaren Başkanlık Sistemine geçilmesine ilişkin önerisi, rakiplerinden destek görmedi.

Diyalog’a konuşan Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, esas sorunun sistemin doğru kullanılmaması olduğunu söylerken, Kudret Özersay “daha önce kendisi de Başkanlık sistemine karşı çıkıyordu. Şimdi gündemi değiştirmeye çalışıyor” dedi.

Eroğlu’nun önerisine sadece bağımsız Cumhurbaşkan adayı Arif Salih Kırdağ destek verdi. CTP adayı Dr.Sibel Siber bu konuda konuşmak istemediğini belirtirken, eski Başbakanlardan, CTP milletvekili Ferdi Sabit Soyer “Eroğlu bu sistemin yaratıcısıdır, şimdi ise sürdürülemez olduğunu söylüyor” diyerek tepkisini dile getirdi.

Akıncı: Sistem doğru, düzgün kullanılmıyor

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, var olan sistemin doğru bir şekilde uygulanmamasından dolayı sorunlar yaşandığını belirtti.  Akıncı,  Kıbrıs Türk toplumunun demokratik kurumlarıyla kendini yöneten bir noktada olmadığını,  bu nedenle kurumlarına sahip çıkarak onları iyi yönetmeyi öğrenmesi gerektiğini vurguladı.

KKTC Anayasasındaki 10’uncu maddenin bile hala değiştirilemediğini bildiren Akıncı şunları söyledi: 

“Biz hala geçici onuncu maddeyi değiştiremedik. Anayasa değişikliği yaptık, onu elleyemedik. Yıllardır hala polisin sivil otoriteye bağlanmasını konuşuyoruz. Hala Merkez Bankası’nın başına bir Kıbrıslının ne zaman geçeceğini, bir Kıbrıslı Türk subayın ne zaman general olabileceğini, güvenlik kuvvetlerinde sorumlu görevler alabileceğini, Sivil Savunma gibi bir teşkilatı bir Kıbrıslı Türk’ün ne zaman idare edebileceğini konuşuyoruz. Bunlar bizim temel taşlarımız. Bu sorunları aşacak ve bu çoğulcu yapı içerisinde kurumlarımızın öz sahipleri olacak, iyi idare etmeyi de öğreneceğiz.” 

Özersay: Eroğlu kendisiyle çelişiyor

Cumhurbaşkanı adayı Kutret Özersay da konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, Derviş Eroğlu’nun bu söylemlerinin ardından kendisiyle çeliştiğini iddia etti.

Özersay şöyle dedi:

“5 yıl sonra Başkanlık sistemine geçmeyi tartışalım söylemini, gündemi değiştirmeye yönelik bir hamle olarak değerlendirdiğini ifade eden Özersay, “Dört ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor, Başkanlık seçimi değil. Cumhurbaşkanlarının bugün sahip olduğu yetkilerin dahi olması gerektiği gibi kullanılmadığı ve benim var olan yetkilerin neler olduğunu sürekli anlattığım, seçilirsem yapılmayanı yapıp bu yetkileri halkın yararına kullanacağımı söylediğim bir dönemde yeni bir sistemden bahsedilmesini, bugüne değin yapılması gerekip de yapılmayanı ‘yetki olmadığı için yapılamadı’ kılıfına saklamaya çalışmak uğraşı olarak görürüm.” 

Eroğlu’nun geçmişte Denktaş ile bu konuda ters düştüğüne dikkat çeken Özersay, şöyle devam etti: 

“Başkanlık sistemine karşı çıktığını anımsıyorum. Üstelik daha bir yıl önce 2013 Aralık ayında Sayın Eroğlu Başkanlık sistemi konusunda “sistemde hata yok, hata insanlara aittir” dedikten sonra Güney Kıbrıs’taki Başkanlık sistemini örnek verip “orada sorun yok mu var. Bugüne kadar parlamenter sistem yürütülürken sistemden dolayı değil, kötü yönetimlerden dolayı sıkıntı oldu” ifadelerini kullanmıştı. Gündem bellidir. Cumhurbaşkanı seçeceğimiz kişi Anayasa ve yasalarda var olan ve haftalardır detaylı şekilde her ortamda anlattığım yetkilerini olması gerektiği gibi ve tarafsız kalarak kullanırsa, bu ülkenin yönetiminde son derece önemli ve olumlu sonuçlar elde edilebilir. Ben bunu yapmaya adayım...” 

Soyer: Eroğlu, kurduğu başarısız sistemi ilan etti

CTP milletvekili ve eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer, Eroğlu’nun, KKTC’de şikâyet edilen bu sistemin oluşmasını sağlayan en önemli siyasilerden birisi olduğunu ifade etti. 

“Sayın Eroğlu yaptığı açıklama, yaratıcısı olduğu sistemin sürdürülemez olduğunun ilan etmiştir ” diyen Soyer, Kıbrıslı Türklerin başkanlık sisteminde yaşadığını hatırlattı. Soyer,  1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir Başkanlık sistemi olduğunu belirterek bu başkanlık sisteminin Kıbrıs sorununu bu hallerde oluşmasının bir nedeni olduğunu savundu. 

1964’ten-75’e kadar Kıbrıslı Türklerin bir nevi Başkanlık sistemi içerisinde yaşadığını dile getiren Soyer, şöyle dedi:  

“Parlamentonun demokrasinin tek kişi yönetiminin etkisinde sıfırlandığı bir dönemdir. Kıbrıslı Türkler bu Başkanlık sisteminin kendilerine getirdiği baskı nedeniyle 1975’te kurucu devlet oluştuktan sonra Kıbrıs Türk Federe Devleti ve ona bağlı 1975 anayasası gündeme gelince parlamenter demokrasiyi bu başkanlık sisteminin getirdiği eziyetten kurtulmak için seçtiler. Bunu solcular da sağcılar da birlikte seçtiler.

Bu sistem bugün tıkanmıştır. Bu doğrudur. Bu sistemi aşabilmenin en temel yolu anayasa değişikliklerini yapmak, seçim ve halk oylama yasasını değiştirmek siyasi partiler yasasını değiştirmek ve yurttaşın daha fazla devlet yönetimine katkısını sağlayabilecek düzenlemeleri yapmaktan geçer. Demokrasiyi ve özgürlüğü genişletmekten geçer. Hukuk devleti ilkelerini yaşama geçirmekten geçer. Sistem ancak böyle düzenlenebilir. Gerisi kişi yönetimine bağlı despotik tavırlarsa otoriteye bağlı otoriteye dayalı, otorite özlemi ile düzen sağlamak disiplin kurmakta bunun adı diktatörlüktür. Dolayısıyla bu sistemin yaratıcısı Eroğlu, bu sistemden kurulmayı gündeme getirmişse iflas eden tüccarın veresiye defterine bakması lazımdır.”

Kırdağ: Alt yapı oluşturulmalı

Bağımsız Cumhurbaşkanı adaylarından Arif Salih Kırdağ ise Eroğlu’nun nerisine destek verdi. Kırdağ “ gerekli hazırlıklar yapılırsa başkanlık sistemine geçilmesini desteklerim”dedi.

Kırdağ, şöyle dedi:

“Kıbrıs’ta muhtemel bir çözümde oluşacak eskiden Rumların başkanlık sistemini mi örnek alacağız. Ya da Amerika’daki Başkanlık sistemini mi? Öncelikle bunun saptamasını yapmak lazım… Benim görüşüm eğer Başkanlık sistemine geçilecekse bunun örneği uygulanmakta olan ve Türklerin de yabancı olmadığı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda olan Başkanlık sistemine geçilmesidir. Hem siyasi hem de ortaya çıkan şu anki sistemden oluşan düzenlemeleri de esas alacak bir başkanlık sistemi ile yeniden bir yönetim anlayışı getirilebilir diye düşünüyorum.”