Ceren Ercih

Mert Özdeş ve Sefa Karahasan’ın sunduğu Analiz programının konuğu Eski Maliye Bakanı Ahmet Uzun oldu. Uzun mevcut sistemin KKTC’ye zarar verdiğini artık başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini savundu. Yasama yürütme ve yargının ayrılması gerektiğini iddia eden Uzun ,durumun her milletvekilinin hayali olan bakanlıkla çakışacağını da iddia etti. Türkiye’den gelecek olan suyun değerlendirmesini de yapan Uzun özelleştirmeyi desteklemediğini, ancak belediyelere de suyun teslim edilemeyeceğini nedenleriyle açıkladı. 

“OYU OLAN GELİYOR” 

Sistemin KKTC’ye uymadığını artık başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini savunan Uzun başkanlık sisteminin KKTC için daha verimli olacağını şu sözlerle savundu :“ Eskiden beri mevcut sistemin KKTC’nin çıkarlarına uygun olmadığını söylüyorum. Kişiden kişiye verimlilik değişiyor ama genelde baktığımızda sorunlar sistemden kaynaklanıyor. Peki bu sistemi değiştirmeden hangi süpermen bu işleri yapabilir? Ama maalesef bu görülmüyor ve kişilerle uğraşılıyor.Arzulanan verimlilik ve arzulanan devlet idaresi bakımından istenilen noktaya gelmedik ve aynıyız. Münferit konuları bir kenara bırakalım, artık sisteme yönelelim. Sistemi değiştirmezsek hiçbir şey yapamayacağız. Bir kere yasama yürütme ve yargı birbirinden ayrılmalıdır. Öncelikle güçler ayrılığı olması lazım. Başkanlık sistemine geçmemiz lazım, ancak süreyle de sınırlandırmamız lazım. Neyi tutarsak elimizde kalıyor. Politikacılara düşen görev gördükleri sorunları değiştirmeleridir. Kuvvet ayrılıklarını oluşturacak bir şey yaptılar mı? Yapmadılar ve yapacaklarını da zannetmiyorum çünkü her milletvekilinin gönlünde bakan olmak yatar.” 

Ahmet Uzun başkanlık sisteminin sorunları büyük ölçüde çözebileceğini şu sözlerle iddia etti: “Önemli ölçüde çözer. Parti hükümetin başında bile değil. Yasamanın da kalitesini yukarı çekecek, tek seçim bölgesi yapıp da daha iyi hizmet edecek birini göreve getirmek doğrudur. Aksi taktirde oyu olan geliyor. 

“KANUNLARI CİĞERCİ AHMET Mİ DÜZELTECEK?” 

Mustafa Arabacığolu’nun istifa etmesini de yorumlayan Ahmet Uzun şunları söyledi: “Arabacıoğlu’nun istifasının bu iş yürümüyor diye oldu. Kim düzeltecek bu kanunları? Ciğerci Ahmet mi? Bu görev senin mecliste olan sensin yürümezse meclise gider gerekli yasaları sunarsın.’ 

“KKTC’Yİ DÜNYAYA BAĞLAMAK LAZIM” 

Özelleştirmeye genel olarak soğuk bir tavır içerisinde bulunduğunu ifade eden Uzun, Türkiye’den gelecek olan suyun değerlendirmesini yaptı: Ahmet Uzun şöyle dedi: “ Sadece sözleşme yapmakla olmuyor. O sözleşmeyi takip edip idaresini sağlamak da söz konusudur. Özelleştirilmeye sıcak bakmıyorum. Akla mantığa uyan özelleştirmeye de evet diyebilirim ama belediyeler o kadar batıktır ki, rasyonel düşünen hiç kimse aday olmazdı. Belediyeler tek başlarına mevcut sorunları aşamıyorlar birde Türkiye’den gelecek suyu mu üzerlerine yükleyeceğiz? Her hal ve şartta hükümetin onlara değişik projelerle yardımcı olması gerekiyor.” Ahmet Uzun, elektrikte de enterkonnekte sistemini gelmesiyle ilgili şunları kaydetti: “ KKTC’yi elektrikte de dünyayla bağlamak lazım. Dolayısıyla karşı çıkmamak lazım elektriği bağlama sistemine.” 

“GREV EN SON SİLAHTIR” 

Sendikaların durumuna da değinen Uzun şunları belirtti: “ Bizim dönemimizde sendikalarla böyle bir ilişki biçimi olmadı ve olmasına da gerek yoktu. Bizim dönemimizde bizden önceki ve sonraki dönemlere göre biz ekonomik olarak daha güçlüydük ve refah seviyesi artıyordu. Biz bunu çalışanlara da yansıttık. 5 sene görevde kaldık ve 5. senenin sonunda yüzde yüz 40 asgari ücret arttı. Memurlara ve işçilere de aynı şeyi yaptık. Sendikalar eskisi gibi değil. Ne yol göstericilik yapabiliyorlar ne de eylem. En ufak hadisede bir eylem olmaz. Sendikaların en son silahı grevdir. Sendikalar planlı programlı gitmediği için şimdi düdüğü çalınca topyekûn greve gidemiyorlar. Gerçekten eski hükümete yani bizim hükümetimize büyük bir haksızlık yaptılar ve bunun hala daha farkında değiller. “ 

“MEHMET ALİ TALAT EN DOĞRUSUNU YAPTI” 

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın bu seçimlere adaylığını koymamasını Talat’a karşı yapılan saygısızlıklara bağlayan Ahmet Uzun: “Şuanda yönetimde olan arkadaşlar bana göre Sayın Talat’a yapılabilecek en büyük hakaretleri yapmışlardır. Bir kere adaylığını tartışmışlardır. Talat parti içinde bu kadar tartışıldıktan sonra vatandaş hayli hayli tartışacaktır bunu. Dolayısıyla Mehmet Ali Talat en doğrusunu yaptı ve çekildi” Dedi. 

“HASTALIĞIN REÇETESİ VAR” 

CTP’nin içerisindeki karışıklığı ‘reçetesi olan bir hastalık’ diye tanımlayan Uzun şunları belirtti: “Bana göre sağlıklı olan CTP’ydi. Ama maalesef o da hastalandı tüm uğraşımız erken zamanda tedavi etmemizdir. Çünkü ben bir tek kendi partimden umutluydum. Tedavi konusunda ümitliyim. Reçeteyi daha doktor yazmadı ama reçetesiz bir hastalığı yoktur.” 

“HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ” 

Uzun son olarak kimsenin birbirini suçlamaması gerektiğini çünkü batacak olanında, çıkacak olanın da aynı gemide olduğunu kaydetti ve sözlerini şöyle tamamladı :”Madem ki aynı gemideyiz ve bu gemiyi birlikte yüzdüreceğiz, sendikacısıyla, idarecisiyle, aydınıyla, medya mensubuyla kafa kafaya verip ne yapacağımızı düşünmemiz gerekiyor. Birbirimizi suçlayarak hiçbir şey olmuyor.”