“En yoğun boşananlar 20-24 yıl kadar evli kalanlarda yaşanıyor”

“Sanılıyor ki en çok boşanma ilk 5 yıl içerisinde oluyor. İnsanlar evleniyor, mutsuz olduğunu görüyor ve hemen boşanıyor. İşte bu durum yanlıştır”

“Şiddetli geçimsizlik veya çekilmezlik gibi sebepler boşanma sebebi kabul ediliyor. Fakat bunlar gerçek boşanma sebepleri değildir”

“İnternet ve cep telefonu sebebiyle boşananların sayısı inanamayacağınız kadar çoktur. Aynı şey aldatmalarında bir sebebi oluyor”

“Önceden 1975’te iki tane boşanma davası vardı. Sonra bunlar giderek çoğaldı. Belirli yıllarda inanılmaz derecede artış oldu. Rakamlar hiç aşağıya düşmedi”

Özge KİZİR

Günümüzde gerek ekonomik nedenler, gerekse psikolojik sorunlar ve kültür farklılıkları yüzünden evlilik kurumu çok kısa sürede yıkılıyor. Uzun süren evliliklerin günümüzde daha çok boşandığını vurgulayan Avukat Boysan Boyra, “Sanılıyor ki en çok boşanma ilk 5 yıl içerisinde oluyor. İnsanlar evleniyor, mutsuz olduğunu görüyor ve hemen boşanıyor. İşte bu durum yanlıştır. En yoğun boşananlar 20-24 yıl kadar evli kalanlarda yaşanıyor” şeklinde konuştu.

“Nasıl oluyor da 16 yıl evli kalmış insanlar nasıl oluyor da bu noktaya geldiklerinde birdenbire evliliklerini bozuyorlar”

16 yıl evli kalan çiftlerin günümüzde daha çok boşanma rakamlarını belirlediğine dikkat çeken Boyra, “Bir bakıyorsunuz belli bir yaş kategorisinde ya da evliliğin belli bir yıl evli kalanlarda boşanma daha fazladır. Sanılıyor ki en çok boşanma ilk 5 yıl içerisinde oluyor. İnsanlar evleniyor, mutsuz olduğunu görüyor ve hemen boşanıyor. İşte bu durum yanlıştır. En yoğun boşananlar 20-24 yıl kadar evli kalanlarda yaşanıyor. Evliliğin süresini yıl bazında inceleyecek olursak 2014 yılında 6-10 yılları arasında evli kalanlar 202, 11-15 yıl evli kalanlar 117 ve 16 yıl ve üstü 211’dir. Çok ilginç bir durumdur. Bütün kurumlarıyla iyi çalışan bir devlet olsaydı, bana göre bunu incelerdim. Nasıl oluyor da 16 yıl evli kalmış insanlar nasıl oluyor da bu noktaya geldiklerinde birdenbire evliliklerini bozuyorlar” ifadesini kullandı.

“Yaşanan bu durum sosyologların incelemesi gereken bir durumdur”

2015 yılını boşanma sayısı bakımından aynı yoğunlukta geçirdiğini belirten Boyra, “Yaşanan bu durum sosyologların incelemesi gereken bir durumdur. 20 yaşında evlenildiğini düşünecek olursak, çocukları 16-18 yaşlarına gelmiş olacaktı. Yani çocuklar büyümüş durumda oluyor. Çiftlerin artık birbirlerine tahammül edememe sorunu da bir etkendir. Amerika’da da etken bizde de etkendir. Oradaki evlilikleri biraz incelemeye çalıştım. Mesela adam kredi kartını alışveriş yapsın diye karısına veriyor. Kredi kartı karşılıksız çıkıyor yani bir şekilde kredi kartıyla alışveriş yapamıyor. Hemen anında boşanma sebebidir. İkiletmiyorlar o ilişki anında bitiyor. Duygusallık artık ikinci planda kalıyor. Tamamen mantık evliliğine dayalı bir durumdur” dedi.

“Artık her tahammülsüzlük anında insanlar boşanmaya koşuyorlar”

Tahammülsüzlük anında insanların boşanmaya koştuğuna dikkat çeken Boyra, “Artık her tahammülsüzlük anında insanlar boşanmaya koşuyorlar. Fakat bunu kötü olarak mı görmek lazım tartışılabilir bir konudur. Çünkü 1974’te Rum’un abluka altında tuttuğu gettolarda yaşayan Kıbrıslı Türkler, Mağusaveya Lefkoşa Kale’si ve civarının içi yani böyle durumlarda başka seçenek bulamayan kadınlar boşanamadığı için o günlerin daha iyi günler olduğunu söylemekte pek mümkün değildir. Herkes dayağı yer oturur susardı. Çünkü yapacak bir şey yoktu. Nereye gidecekti? Ne yapacaktı?” şeklinde konuştu.

“Bunlar gerçek boşanma sebepleri değildi”

Şiddetli geçimsizlik gibi sebeplerin boşanma nedeni kabul edildiğine dikkat çeken Boysan, sözlerine şöyle devam etti: “Şiddetli geçimsizlik veya çekilmezlik gibi sebepler boşanma sebebi kabul ediliyor. Fakat bunlar gerçek boşanma sebepleri değildir. Bunlar insanların davalarına yazdıkları boşanma sebepleridir. Çünkü birçok insan özellikle kadınlar aldatıldıklarını yazmak istemezler. Hoşlanmıyorlar. Bazıları sırf erkeğe zarar versin diyeyazıyor. Fakat birçoğu da istemiyor. Çünkü aldatılmış kadın olmakta hakarete maruz kalmak gibi bir şeydir. Öyle kabul ediyorlar” ifadesini kullandı.

“Aldatma konusunda aralarında fark yoktur”

Günümüzde aldatma rolünün erkeğin üstlenmediğini ifade eden Boysan, kadın ve erkek için aldatma konusunda hiçbir fark olmadığını vurguladı. Boysan, “İnternet ve cep telefonu sebebiyle boşananların sayısı inanamayacağınız kadar çoktur. Aynı şey aldatmalarında bir sebebi oluyor. Kadınlar veya erkekler demiyorum çünkü bana göre aralarında pek fark yok. Aldatma konusunda aralarında fark yoktur. Dolayısıyla artık o unvan erkeklere ait bir unvan değildir. Bunun dışında cep telefonunda bir mesajı bulup boşanmaya gelen insanların sayısı inanamayacağınız kadar çok fazladır. Hatta belki ezici bir şekilde 1. Sırada yer alıyor bile diyebilirim. Çünkü her 4 boşanma sebebinden bir tanesi neredeyse böyle boşanma sebebidir” dedi.

“1975’te iki tane boşanma davası vardı”

Boşanmaların normal üst seviyesinde olduğunu ifade eden Boyra, “Boşanmaların normalin üstünde olduğunu kabul ediyorum. Önceden 1975’te iki tane boşanma davası vardı. Sonra bunlar giderek çoğaldı. Belirli yıllarda inanılmaz derecede artış oldu. Rakamlar hiç aşağıya düşmedi. Birkaç defa aşağıya düştüyse bile 1 sene sonra onun daha da üstüne çıktı” şeklinde konuştu.

“En başında sağlıklı ilişkiler ve beraberlikler olmadığı için ya da tercih ederken sağlıklı düşünemediğimiz için yanlış seçimler yapıyoruz”

Boşanmalardaki artışın en büyük nedenin yanlış seçimler olduğunu belirten Boyra, “Boşanmalardaki artış benim düşünceme göre, herkesin zannettiği gibi evlendikten sonra ortaya çıkan bir husus değildir. Başlangıçta yanlış seçimlerle sebebiyle ortaya çıkan bir husustur. En başında sağlıklı ilişkiler ve beraberlikler olmadığı için ya da tercih ederken sağlıklı düşünemediğimiz için yanlış seçimler yapıyoruz. Yanlış seçimler yapınca da bir süre sonrada bu yanlış seçimden geri dönmek durumunda kalıyoruz. Geri dönerken de birileri tam zamanında geri dönüyor. Bununla beraber birileri bir miktar geç kalıyor ve bazı çiftlerde çocuklarının büyümesini bekliyorlar. Ondan sonra boşanıyorlar. Fakat oranlar oldukça yüksektir. Bu kadar küçük bir toplumda olmaması gereken kadar çok fazladır” ifadesini kullandı.

“Artık boşanma sanki evliliğin bir sonraki aşaması gibi oldu”

Yaşanan yüksek rakamı değerlendirenBoyra, yürümeyen ilişkilerin sona ermesinin gayet doğal bir durum olduğuna dikkat çekti. Boyra, “Bunda yanlış bir şey yoktur. Bununla beraber endişeye veya telaşa kapılmaya gerek yoktur. Artık boşanma sanki evliliğin bir sonraki aşaması gibi oldu. Çocuklar annelerine babalarına ben ilerde ne olacağım diye sorsa ‘Büyüyeceksin birini bulup seveceksin evleneceksin sonra boşanacaksın’ diye tavsiye eder gibi konuşulabilir duruma geldik. Bu rakam bu kadar yukarı çıkınca bu duruma geldik” dedi.

“Günümüzde artık daha çok anlaşmalı boşanmalar vardır”

Adada daha çok anlaşmalı boşanmaların yaşandığını ve doğru olan seçeneğinde bu olduğunu belirten Boyra, “Günümüzde artık daha çok anlaşmalı boşanmalar vardır. Aslında doğrusu da budur. Fakat anlaşmalı boşanmayı getiren 1/98 sayılı yasadır. Ondan önce anlaşmalı boşanma yoktur. Herkes herkesi suçlayarak boşanmak zorunda kalırdı. Hatta birbirini çok seven iki kişinin fakat bir türlüde bir arada yaşayamayan kişiler gördüm” şeklinde konuştu.

“Ezici bir çoğunluk kavga ederek boşanma davasına yöneliyor”

Boysan, sözlerine söyle devam etti: “Günümüzde artık uzlaşmalı boşanma var ve iyi ki var diyorum. Bizim ülkemizde asıl olan kavgalı boşanmadır. Ezici bir çoğunluk kavga ederek boşanma davasına yöneliyor. Taraflardan bir tanesi ben seni istemem dediği zaman öteki buna kırılıyor ve muhtemelen kafasından ‘demek beni istemiyorsun ben sana göstereceğim’ diyor. Her iki taraf birbirinin kötü taraflarını ön plana çıkararak davalaşmaya başlıyorlar. Fakat ne oluyor? Aradan zaman geçiyor. Mahkemelerde davaların duruşmasının hızlı yapılması ihtimali olmadığı için zaman geçtikten sonra yıpranıyorlar. Mahkemeye gelmeye usanıyorlar bıkıyorlar. Anlıyorlar ki, bu öfkenin iki tarafı kesin bir bıçaktır. Hem karşındakine zarar vererek onu kesiyorsun hem de sende süründüğü için diğer tarafa da zarar veriyor. Bunu 2 yılda anlıyorlar. Zamanla o keskin tarafları kayboluyor. Böylece inatlaşmaktan vazgeçip uzlaşarak boşanıyorlar” ifadesini kullandı.

“Çok az bir miktarda sonuna kadar yıllarca sürse bile kavga dövüş bu davaları götürüp en sonunda duruşmalarla boşanan çiftlerde vardır”

Hiç çatışmadan boşanmalarında yaşandığını vurgulayan Boyra, “Onlarında sayısı hayli kabarıktır. Çok az bir miktarda sonuna kadar yıllarca sürse bile kavga dövüş bu davaları götürüp en sonunda duruşmalarla boşanan çiftlerde vardır. Bir kişi ‘ben seni sevmiyorum boşanmak istiyorum’ diyor, diğer taraf ise ‘hayır sen beni seviyorsun farkında değilsin’ diyor. Yargıçlar bazen ‘Tamam eşini seviyorsun sana biraz fırsat vereceğim kendini eşine affettir’ gibi konuşmalar yapmak zorunda kalıyor” dedi.