Suna Erden

Maliye eski Bakanı Uzun, Özkardaş’ın açıklamalarına karşın, enerji ihtiyacının Rumlardan sağlandığı ve KKTC bayrağının ışıklarının kesilmesinin şart koşulduğu bir dönemde halkan kesinti ile santral aldıklarını söyledi 

Maliye eski Bakanı Ahmet Uzun, Kamu-Sen Başkanı Özkardaş’ın önceki gün Star Kıbrıs’ta yer alan ‘Ahmet Uzun döneminde alınan santral motorlarının Türkiye’den hibe edilmiş olmasına rağmen parasının kamu çalışanlarından kesildiğine’ dair iddiasını sert bir dille eleştirdi. 

Star Kıbrıs’a açıklama yapan Uzun, Özkardaş’ın söylemlerinin gerçekten uzak ve araştırılmadan yapıldığını ifade etti. Uzun, “Son 30 yıl içerisinde elektrik açısından yapılan en iyi yatırımın bu şekilde karalanması ayıptır. Bu tür şeyler ayıp olmanın ötesinde toplumu kendi düzenine başkaldırmaya yönelik yapılan provokasyondur. Sözleşmeler, hesaplar her şey bellidir” dedi. 

Uzun, 2004 yılında her eve ve işyerine jeneratör alınmak zorunda kalındığını, devletin Rumlardan elektrik satın aldığını, KKTC devletinin çeklerini kabul etmeyen ve sadece nakit para ile elektrik satan Rumların, son olarak KKTC bayrağının ışıklarının söndürülmesini şart koştuğunu kaydetti. 

Uzun, “Hem enerjideki eksiklik hem de Rumların bu teklifinin kabul edemeyeceğimiz için santral almaya karar verdik. Halkın tümünden bir kuruş kesinti yaptık. Onurumuzla gururumuzla yaptık. Ülkeyi karanlıktan kurtardık. Hata mı ettik” şeklinde konuştu. 

UZUN, “PROVAKATÖRLÜK” 

Mehmet Özkardaş’ın kulaktan duyma laflarla hareket ettiğini ifade eden Uzun, “Özkardaş yalan söylüyor. Kendisine hiç yakıştıramadım. Yalan söylemenin ötesinde gerçeklere ulaşabilecek bir pozisyonda olmasına rağmen, araştırma yapmadan ‘biri bana söyledi ’lafları ile hareket etmesi ajanlık veya provokatörlük yapmak amacını güttüğünü gösterir” şeklinde konuştu. Uzun konuyla ilgili daha önce açıklamalar yaptıklarını ifade ederek, Özkardaş’ın söylemlerine karşılık olarak gerçekleri yeniden açıklama ihtiyacı duyduğunu dile getirdi. 

"ELEKTİRİK SIKINTISI VARDI, HERKES JENERATÖR ALIYORDU" 

Uzun,2004 yılında elektrik üretiminde büyük sıkıntılar olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “O dönem elektrik açısından büyük sıkıntılar vardı. Herkes evine ve işyerine jeneratör alıyordu. Biz göreve geldiğimizde bu durum karşısında bir şeyler yapılması gerektiğini hesapladık. Yaptığımız hesaplamalarda alınan jeneratörlere karşın ülkeye iki defa yetecek kadar elektrik santrali alınabileceğini tespit etti. 

"RUMLAR BAYRAĞIN ELEKTİRİĞİNİ KESMEMİZİ İSTEDİ" 

“O yıllarda vatandaş jeneratörle enerji sağlamaya çalışırken KKTC devleti de eksik enerji için Rum’dan elektrik alıyordu. Rumlar çeklerimizi kabul etmiyor sadece nakit para ile elektrik satıyordu. Kıb-Tek müdürü valize para doldurup Rum’a götürüyordu ve böylelikle enerji satın alıyordu. Santralleri almamızdan önceki son yıl Rumlar bize Beşparmak Dağları’ndaki KKTC bayrağının elektriklerini kesmemizi şart koştu. Bayrağın elektriğini keserseniz size elektrik vereceğiz” dedi. Hem enerjideki eksiklik hem de Rumların bu teklifinin kabul edemeyeceğimiz için santral almaya karar verdik. 

"HALKTAN KESEREK FON OLUŞTURDUK"

“KKTC’deki Türkiye temsilcileri TC Yardım Heyeti’nin parasını santral almak için kullanamayacağımızı söylediler. Özel işletmeye vermemizi tavsiye ettiler. Bu düşünce de bize ters geldi. Ayrıca KKTC bütçesi için ayrılan paradan da kullanmamıza izin vermediler. Bütçedeki parayı santral için kullanmamız halinde başka yerlerden eksileceğimizi ve yine kendilerinden isteyeceğimizi belirttiler. Bu şartlar altında biz de tüm halktan kesilecek şekilde kilovat başına bir kuruş aldık ve oluşturduğumuz fonda bu paraları topladık.” 

"HERKESTEN KESİNTİ YAPILDI" 

Santral almaya iten nedenleri açıklayan Uzun, Özkardaş’ın öne sürdüğünü gibi sadece kamu çalışanlarından değil tüm halktan, elektrik sayacı olan herkesten bir kuruşluk kesinti yapıldığını ifade etti. Uzun, santral alımı için Kalkınma Bankası’na kredi başvurusunda bulunduklarını, kredi borcunu ödemek için ise teminat olarak halktan kesinti ile oluşturulan fonu gösterdiklerini ve böylece istedikleri krediyi aldıklarını söyledi. 

"BİZ KATKI YAPINCA TC’DE YARDIM ETMEYE KARAR VERDİ" 

Alınan kredi ile Filandiye’daki Marsilya şirketi ile santral alımı için sözleşme imzaladıklarını kaydeden Uzun, “santrallerin gelme aşamasında TC yetkilileri ,‘madem siz toplum olarak bu kadar katkı yaptınız o zaman yarı parayı biz vereceğiz dediler. Santrallerin yarı parası KKTC halkından toplanan parayla yarı parası da TC tarafından ödendi. TC’nin ödeme yapması üzerine halktan 3 yıl daha yapılması planlanan kesinti ortadan kalktı” ifadelerini kullandı. 

"TÜM HESAPLAR ORTADA"

Uzun, Özkardaş’ın ‘TC tarafından hibe edilen santraller için kamu çalışanından kesinti yapıldığına’ dair doğruyu yansıtmayan açıklamasının iftira ve ayıp olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “ Özkardaş Kalkınma Bankası’na başvursa gerçekleri görecekti. Tüm hesaplar ortadadır. Son 30 yıl içerisinde elektrik açısından yapılan en iyi yatırımın bu şekilde karalanması ayıptır. Bu tür şeyler ayıp olmanın ötesinde toplumu kendi düzenine başkaldırmaya yönelik yapılan provokasyondur. Sözleşmeler, hesaplar her şey bellidir. Halkın ve TC’nin katkısı belgeleri ile ortadadır. Ada Tv’de katılacağım programda belgeleri ile her şeyi tek tek göstereceğim. Peki, o zaman bana atılan bu iftiranın bedeli ne olacaktır.” 

"MEVRE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR"

Uzun, bu tür yanlış ve iftira nitelikli söylemlerin soruşturulması gerektiğini dile getirdi. Uzun, “Eğer doğruluk payı varsa beni hapse atsınlar ama eğer iftira ise bunu yapanlar cezalandırılsın” dedi. 

Bakanlığı döneminde aktif çalışmalar yaptığını, hiçbir şeyi oluruna bırakmadığını kaydeden Uzun, “Meyve veren ağaç taşlanır. Bakanlığın döneminde oturup işi oluruna bıkamadım her sorunun üzerine gittim. Bu adam tehlikeli olmaya başladı nereye gidiyorlar denildi. Benim dönemimden sonra elektriğe hiçbir yatırım yapılmadı. Rum’dan elektrik alabilmek için de dağdaki bayrağın ışıklarını söndürmek zorunda kalacaktık. Onurumuzla ve gururumuzla yaptık.